İsrail, yeni savaşın fitilini ateşledi!!

Teknoloji ve siber güvenlik dünyasında dehşete düşüren gelişmeler yaşanıyor. 

İsrail’in, Lübnan’da Hizbullah üyelerinin kullandığı iletişim cihazları (çağrı cihazları) ve telsizleri patlatarak 37 kişinin ölümü ve 3 binden fazla insanın yaralanmasına yol açan siber saldırılar ve sonrasında Hizbullah’a yönelik Lübnan’a hava saldırısı düzenlemesi, kelimenin tam anlamıyla bir terör saldırısı ve insanlığa karşı işlenmiş suçlardır.

İsrail, Hizbullah’ın iletişim ağına kadar nasıl  sızabildiği, Hizbullah’a bu cihazları hangi ülke ve hangi şirketten ve de kimlerin aracılığıyla temin ettiği elbette sorgulanmaya muhtaçtır.

Ancak bilinmeli ki, İsrail’in 2 siber saldırısı ve suikastları ile başlatılan hava saldırıları, direnişin kararlılığını arttıracağı gibi bu saldırılar, bölgeyi topyekûn savaşa sürükleyen zorlu bir hesaplaşmayı da beraberinde getirmesi kuvvetle muhtemeldir.

İsrail’in şimdiye kadarki saldırıları ve kanlı eylemleri, büyük depremin habercisi ve tetikleyicisi olan artçı şoklar misali o büyük savaşın bir provası ve habercisi olduğu anlaşılmaktadır. 

Nitekim karşılıklı tehdit ve meydan okumalar ile restleşmeler birbiri peşinden geliyor.

Katil Netanyahu ise “Bu savaş büyük cesaret, azim ve kararlılık gerektiriyor. Biz de buna hazırız ve kararlıyız” şeklindeki açıklaması sonrasında hava saldırılarını başlatan emri vermesiyle dönüşü olmayan bir yola çıkıldığını gösteriyor.

Aynı şekilde Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, “İsrail tüm kırmızıçizgileri aşarak terör saldırıları ve sonrasında saldırıya geçmesi, bir savaş ilanıdır. Cevabımız çok sert olacak” dedi ve İsrail›le topyekûn bir savaşa hazır olduklarını, topyekûn bir savaşa girmeleri halinde bu savaşın kendileri için «herhangi bir kuralı ve sınırı olmayacak” uyarısı ise karşılıklı saldırıların bir büyük savaşa dönüşeceğinin işaretiydi.

İsrail savaş uçaklarının, Hizbullah lideri Nasrallah’ın konuşması sırasında Beyrut üzerinde alçak uçuş yapması ve kısa bir süre sonra İsrail savaş uçaklarının hava saldırısını başlatması, Nasrullah’a bir meydan okuma, Hizbullah’a ise gözdağı mahiyetinde olduğu bir gerçektir.

İsrail Ordusu’ndan yapılan açıklamada, Hizbullah’ın ateşlenmeye hazır 30 füze platformuyla 150 füze rampasını hedef alındığı bildirildi. Öte yandan; Hizbullah’ın da İsrail Üssü’ne bir saldırı gerçekleştirdiği açıklansa da gerçek kayıplar henüz netleşmiş değil. 

Ancak, madalyonun diğer yüzünde ise farklı yorumlar var. 

Dünya medyasında ‘Hizbullah ile İsrail arasında karşılıklı saldırılar devam edecek olsa bile saldırıların büyük bir savaşa dönüşmeyeceği’ görüşüne yer veriliyor.  

Çünkü İran dini lideri Ali Hamaney gibi Nasrallah’ın da daha önceki açıklamalarında benzer tehdit ve meydan okumalarına rağmen İsrail’e acıtıcı bir cevap verilemediği gibi bu sefer de beklenen ve büyük bir savaşa dönüşecek misillemenin olmayacağı haber ve yorumları dikkat çekmektedir.

*

İsrail ile savaş halinde olan ülke ve halkının özgürlüğü için savaşan direniş hareketleri, şunu bilsinler ki, Siyonist İsrail’in cinayet ve suikast ve saldırıları ne ilktir ne de son olacaktır. Bu gerçekten hareketle İsrail’in her türlü sabotaj ve suikastları ile kara ve hava saldırılarına karşı hazırlıklı olunmalıdır. 

Zira, Siyonist terör devleti İsrail, kurulduğu günden beri dünyanın her yerinde pervasızca, bir dizi cinayet ve suikastlar ile kara ve hava saldırıları düzenledi ve de düzenlemeye devam ediyor.

*

İsrail, masum insanları acımasızca katleden eli kanlı bir terör örgütü nispetinde bir TERÖR DEVLETİDİR.

İsrail, işgalci ve soykırımcıdır. İşgal ve soykırım ise bir insanlık suçudur.

Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Lahey Adalet Divanı tarafından, İsrail’in soykırım suçu işlediği ve Netanyahu ve kabinesinin de savaş suçlusu oldukları tescillenmiştir.

ABD ve İngiltere’nin öncülüğündeki Batı, İsrail devleti ve katil Netanyahu’nun suç ortağıdır.

Kısacası, terör devleti İsrail ayrıca Netanyahu ve kabinesi başta olmak üzere bu soykırımın tüm işbirlikçileri savaş suçlusu olarak tüm insanlığın önünde bugün değilse ama bir gün mutlaka hesap verecektir.

Dileğimiz ve beklentimiz, İsrail köpeğinin dizginlenmesi ve karşılıklı saldırıların bölgesel bir savaşa dönüşmeden son bulmasıdır.