AK Parti, ümit veren dönüşümü gerçekleştirmeli ve ideallerine dönmeli…
AK Parti son yerel seçimlerde, kurulduğu 2001’den bu yana ilk kez birinci parti hüviyetini kaybetti.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, seçim akşamı yaptığı konuşmada “sandık sonuçlarıyla bize verilen mesajı almış olduk ve beklentilerin de farkındayız” demişti.
Başkan Erdoğan’ın bu açıklamaları, parti kadrolarında önemli değişikliğe gideceği gibi hükümet içinde de yeni bir yapılanmayla birlikte ülke ve millete hizmet yürüyüşlerini sürdürmeye devam edeceklerinin işaretiydi.
Seçimden bu güne hem parti içinde hem de kamuoyunda değişim ve yeniden yapılanmalar konusunda bir beklenti oluştu.
Adıyaman, Afyonkarahisar, Erzincan, Gaziantep, Kastamonu, Osmaniye ve Zonguldak il başkanlıklarında yeni atamalarla AK Parti kadrolarında değişim ve yeniden yapılanma süreci başlatılmış oldu.
Ancak, isimlerin değişmesi tek başına çare değil, köklü bir değişime ihtiyaç var.
Zira bu değişim ve dönüşümle AK Parti, kendini yenileyeceği gibi ilerleme ve yükselişin yolunu açarak durgunluktan, katılaşmaktan, kurtulma şansını elde edeceği bir gerçektir.
Hem parti hem de hükümet kadrolarında gerçekleştirilecek bir değişim ülke meselelerine karşı sorumluluk duygusunu güçlendireceği gibi sorunları çözme motivasyonu ve şevkini de arttıracağı ise bir diğer gerçektir.
Nitekim, samimi ve cesur bir öz eleştiri yapma, eksik ve hataların tespiti yapılarak, milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda gerekli değişimi gerçekleştirecek, daha da güçlenmiş bir şekilde yolumuza devam edecek, yeni söylemler ve heyecanlandıran projelere ihtiyaç var.
*
AK Parti için aşılması gereken bir diğer sorun şudur…
‘Bizans Entrikaları’nın bir benzeri olan parti içinde veya çeşitli halk katmanlarında olumsuzlukları sürekli tekrarlayan ve onlara odaklanıp büyük hizmetleri ve ülke kalkınması yolundaki samimi gayretleri görmezden gelme girişimleri maalesef göz ardı ediliyor.
Son yıllarda sosyal ağlarda dolaşan fitne ve fesada sebep olan yalan haber ve yanlış yorum ile analizler izale edilecek şekilde kamuoyu doğru bilgilendirilmelidir.
Dikkat çeken bir diğer önemli ayrıntı:
AK Parti camiasında olduğu gibi çeşitli halk katmanlarında AK Parti’nin yeni bir dönüşüm kapasitesinin olup olmadığı sorgulanıyor.
Oyları yüzde 35’e gerilese de AK Parti içinde deneyim, tecrübe ve kıdemli bir siyasetçi kitlesi var ve parti her şeye rağmen kendini yenileme kapasitesine de sahip olduğu bir gerçektir.
Eğer, kadrolarını yeniler ve bir program dahilinde işletirse yani bir dönüşüm olursa AK Parti’nin yeniden güçlenebileceği bir diğer gerçektir.
Siyasette ölçü başarıdır.
Parti ve ülke yönetimine katkı sağlayan başarılı siyasiler hem seçmen hem de partileri tarafından elbette ödüllendirilmeli, ancak kaybettirenler ise görevinde kalmamalı.
Bu siyaset doğasının gereğidir.
En önemli konu ise ekonomide yeni atılımlar gerçekleştirilerek halkın geçim hayatı rahatlatılmalıdır.
Partide eski dostlukların hatırına kimileri yerine kendini daha çok geliştiren ve partinin güçlenmesine katkı sağlayacak herkes yarın daha çok söz sahibi olmalıdır.
Hülâsa:
Parti ve hükümet yönetiminde, hatta bir Cumhurbaşkanlığı sisteminde revizyonu da içeren bir dönüşüm olursa AK Parti’nin yeniden güçlenebileceği aksi halde AK Parti ANAP’ın akıbetiyle karşı karşıya kalabilecektir.
Diğer bir ifadeyle, ya yapısal bir değişiklik yaşanır ya da hızlı erime süreci başlar.
Türkiye’nin sorunlarını çözüme kavuşturacak daha güçlü bir AK Parti için bir an önce gerekli girişimler başlatılması dileğimle…