ABD ve AB’deki yönetimlere rağmen üniversite gençliğinin Gazze isyanı
ABD’nin birçok eyaletinde Gazze’ye destek gösterileri, üniversite yönetimlerinin engellerine ve polisin müdahalelerine rağmen hız kesmeden devam ediyor.
ABD’de 40’dan fazla kampüse yayılan Filistin’le dayanışma eylemleri İngiltere, İtalya, Fransa, Avustralya, İngiltere, Mısır ve Tunus’taki kampüslere de yayıldı.
ABD üniversitelerinde öğrencilerin başlattığı protestolar, hiç şüphesiz, işgalci ve soykırımcı İsrail ve suç ortağı ABD’ye duyulan toplumsal tepkinin bir sonucudur.
Gazze’deki İsrail tarafından sürdürülen soykırım ve büyük yıkım ile Gazze’den Filistinlileri boşaltma vahşetine karşı ABD üniversitelerinde öğrencilerin başlattığı eylemlerin tutuklama, tehdit ve tüm baskılara rağmen artarak devam ediyor olması bir insani vicdan uyanışı ve zulme karşı bir başkaldırıdır.
Aralarında Bloomington Indiana Üniversitesi, Arizona Eyalet Üniversitesi, New York Columbia Üniversitesi ve St. Louis Washington Üniversitesi’nin de bulunduğu kampüslerde polis müdahaleleri, cezai suçlamalar ve öğrencilerin okuldan uzaklaştırılması ile tutuklamalara rağmen protestoların artarak devam ediyor olması, ayrıca talepleri karşılanana kadar protestolarını sürdürmekte kararlı olduklarını ilan etmeleri, insanlık adına onur verici ve de takdire şayan tarihi bir olaydır.
‘Özgürlük ülkesi’ olmakla övünen ABD’de öğrencilerin demokratik haklarını kullanarak İsrail vahşetini ve o vahşete destek verilmesini protesto etmelerinin engellenmesi ve ülke çapındaki tutuklamaların sayısını yaklaşık 900’e çıkmış olması ile ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, Colombia Üniversitesi’nde protestolar sebebiyle üniversite rektörü (aslen Mısırlı olan) Nimet Minuşe Şefik’in ifade vermeye ve istifa etmeye çağrılması tek kelimeyle bir hukuk skandalıdır.
Hukukun üstünlüğünü temel esas kabul ettiğini iddia eden ABD’nin bu antidemokratik uygulamasının hiçbir makul izahı olamaz.
Protestocular, insanların görüşlerini açıklama ve bakış açılarını kamuya açık olarak paylaşma hakkı olduğunu hatırlatarak tutuklananların serbest bırakılmasını, okuldan uzaklaştırma ve protestolara polis müdahalelerinin son bulmasını ayrıca, ABD’nin derhal İsrail’e verdiği sonsuz destekten vazgeçmesini talep ediyorlar.
*
Vietnam Savaşı ve Güney Afrika’daki faşist apartheid sistemi sırasında ABD’deki üniversitelerde benzer olaylar yaşandı.
ABD’deki öğrenci hareketleri, Vietnam Savaşı’nı durdurmanın yanı sıra Güney Afrika’daki apartheid sisteminin çöküşü ve Amerikalı siyahlara karşı ırkçı yasaların yıkılması gibi haksızlıkların son bulmasına kadar durmadı.
Amerikan gençliğine, “iktidar kurumunun” zulmüne ve onunla bütünleşen ve etkileşim içinde olan “nüfuzlu lobilerin” hakimiyetine rağmen, toplumlarını etkileme gücüne sahip oldukları bir gerçektir.
ABD’deki üniversite gençliğinde geçmişten gelen haksızlıklara karşı başkaldırının bugün ise İsrail zulmü ve ülkeleri ABD’ye karşı depreştiğine şahit oluyoruz.
ABD yönetimi, protesto eylemlerinin yayılmasından korkuyor.
Aslında ABD, bu endişe ve korkuları yaşamaktansa hatalarıyla yüzleşmeli, suç ortakları İsrail ile ilişkilerini keserek Filistin halkı ile dünya kamuoyundan özür dilemeli ve insanlık adına başlattıkları ‘savaş karşıtı’ protestoculardan dolayı bu gençliği tebrik etmeli.
Çünkü bu öğrencilerin amaçları yakıp yıkma değil, demokratik haklarını kullanarak “daha yaşanılır bir dünya için” İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü büyük yıkım, açlıkla cezalandırma, soykırıma varan toplu katliamlar ile Gazze’yi Filistinlilerden boşaltma girişimlerinin son bulmasını istiyorlar.
ABD’de başlayan, Avrupa, Arap ve İslam dünyasında devam eden öğrenci protestolarının hızla tüm dünyaya yayılması, ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batılı emperyalist ülke yöneticilerinin sonsuz destekleriyle devam eden Gazze’deki İsrail vahşetinin son bulmasına vesile olması en büyük dileğimizdir.
Eğer bu gerçekleşir ise Batılı siyasilerin yanlışlarını, çocuklarının merhamet ve vicdan hareketi durdurmuş olacak…