Teknoloji bizi yordu

Dijital teknolojinin baş döndüren hızı, insanların başını gerçekten de döndürmeye başladı. Günlük hayatımızı hızla değiştiren yeniliklere uyum sağlamak bizi biyolojik ve psikolojik olarak zorluyor. Öğrenme, çalışma, sosyalleşme ve günlük ihtiyaçları karşılama gibi etkinlerin dijital mecralarda yürütülüyor olduğu artık hayatın bir gerçeği. Bu hengame, hayatımıza yeni bir terim getirdi: Dijital yorgunluk.

Dijital yorgunluk, teknolojik aletlerin uzun süreli kullanımı ve çok fazla dijital içerik tüketiminin insanların zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığını olumsuz etkilemesini tanımlamak için kullanılır.

Bu durumun bazı belirtileri vardır. Uzmanlar, bu etkilerden bazılarını şöyle sıralıyor:

İlk etki, bu cihazların sinyallerini en çok ilettiği organımızda yani gözlerimizde kendini gösterir.  Uzun süre bilgisayar ekranlarına veya akıllı telefonlara bakmak, gözlerde yorgunluk ve kuruluk hissine sebep olur.

Bir diğer etki ise, gerçek dünyaya adapte şekilde gelişen insan beyninin dijital dünyayla kısıtlanması, sınırlı göz ve baş-boyun hareketleri ve bilişsel farkındalığın azalması sebebiyle su içmek ya da yemek yemek gibi ihtiyaçların ötelenmesi sebebiyle oluşabilen baş ağrılarıdır.

Ayrıca, bu mecralardaki içeriklerin sürekli değişken olması ve uzun odaklanmalara izin vermemesi, dikkat eksikliği gibi problemlere sebep olabilir.

Gece geç saatlere kadar sanal ortamda vakit geçirmek de bir başka soruna yol açar; uyku bozukluğuna.

Sanal alemle sınırlanmanın bir diğer bozucu etkisi ise gerçek dünya ilişkilerinden uzaklaşma ve sosyal izolasyondur.

Son olarak, dijital dünyada yaşanan olumsuz deneyimler, anksiyete ve stresi artırabilir.

Elbette bu saydıklarımızın dışında genel bir yaşam tarzı haline gelen dijitalleşmenin doğasından kaynaklanan stres odakları da vardır. Hayatın ortasına dijital teknolojileri koyduğunuzda, bu sizi sürekli bağlantıda olmaya zorlar. Uzaklaşmak, bir nevi izolasyon etkisine sebep olacağı için kaçınılması gereken bir durum haline gelir. İnternet üzerindeki sonu gelmeyen içerikler de, zamanı tüketmenin yanı sıra, bir noktadan sonra insanların gerçek hayattan tatmin olamamalarına yol açabilir. Sosyal medyada gösterilen "mükemmel" yaşantılar da bir başka tatminsizlik kaynağı olarak stres odağı haline gelebilir.

Bu kötü etkilerden kaçınmanın da birkaç yolu var. Biri, daha önce değindiğimiz gibi, günlük ekran süresini sınırlamak Ayrıca, dönem dönem belirli aralıklarla belirli bir süre boyunca dijital cihazlardan tümüyle uzak durmak da biyolojik ve psikolojik olarak yeniden dengemizi bulmamız yardımcı olabliir. Düzenli egzersiz, aile ve sevdiklerinizle geçireceğiniz zaman da bu noktada faydalı olacaktır. Uyku düzenine riayet etmek ve eğlence için uykudan feragat etmemek de sıkı sıkıya bağlı kalınması gereken bir prensip.