TEKNOFEST
Türkiye'nin en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali olan TEKNOFEST'i, tam 943 bin kişi ziyaret etmiş.
Dikkat edin, bu sıradan bir festival değil, Türkiye için yakın tarihe kadar T'sinden bile bahsedemeyeceğimiz bir "teknoloji" festivali.
Türkiye eğer önümüzdeki yüzyılda bir teknolojik atılım yapacaksa, bu atılımın mimarları da TEKNOFEST'in içinden çıkacak.
Dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir döneminde, evinde otururken birden yeni bir teknoloji icat edene rast gelinmemiştir. Bugün kullandığımız teknolojilerin tamamı, çağın teknolojisini "kurcalaması" teşvik edilenlerin imzasını taşır.
Bu sadece günlük hayatımızı kolaylaştıran "teknoloji"ler için değil, bilimsel dünyaya yenilikler katan "atılımlar" için de böyledir.
Richard Feynman'a, evinde kablolarla basit devreler yapması için izin verilmeseydi, iş; atom altı parçacıkların formüllerle açıklamakta zorlandığımız davranışlarını tanımlayan diyagramlara kadar varabilir miydi?
Bundan dört ya da beş yıl önce bir haber vardı, Harvard'a kabul edilen bir öğrenciden bahsediyordu. Öğrencinin özelliği, o zaman "dünyanın kendi yaptığı uçakla uçan en genç insanı" ünvanını taşımasıydı. Ona bu ünvanı kazandıran yolculuk ise okuduğu lisedeki basit motor atölyesi ve babasının üzerinde çalışması için verdiği hurda uçak motoruyla başlıyordu. Tamam, belki üzerinde çalışılacak bir hurda uçak motoru her köşe başında rastlanacak sıradanlıkta değil ama, bu merak seviyesine ulaşmak için biz de pek hevessiz gibiydik.
Ta ki TEKNOFEST'e kadar.
Bayraktar ailesi, savunma sanayiinin atılımına attıkları imzayı, sanırım bu festivalle ülkenin teknolojik dönüşümüne de atmış olacaklar.