Uyarmak fayda veriyor mu?
Bilmiyorum, yazılarımı iktidar kanadından okuyan oluyor mu? Olsa da olmasa da son günlerde Tayyip Erdoğan icma yapıyor ve müşterek düşündüklerimizi söylüyor. Hatta yapıyor. Bu iyi bir gelişme. Çünkü sokağın nabzını tutan biziz. En yansız ve objektif biz hatırlatırız. Çünkü ne sırtımızda yumurta küfesi var ne de göbeğimizden bir yerlere bağlıyız.
Kınalızade Ali Efendinin “Ahlakı Alai” adlı eserinde anlattığı bir olay var. Büyük İskender bir adam tutup saraya yerleştirmiş. Adamın görevi padişahın aldığı kararları tetkik edip halktaki tepkileri ölçmekmiş. İlk zamanlar gayet güzel gitmiş. Sonra adam sarayın şatafatına alışınca İskender bana kızıp beni saraydan atmasın diye sokaktan halkın tepkilerini bile iyiye gidiyor diye getirmiş. Saraya gelen haberler iyi ama sokakta durumlar kötüymüş. Bunun iş işten geçtikten sonra farkına varan İskender, adamı çağırmış ve sormuş: Neden sokağın sesini iyi yansıtmadın? Efendim beni saraydan kovarsınız diye… Öyleyse kovuldun.
Tayyip Erdoğan’ın yanında yağcı, yalaka, göklere çıkaran mutlaka vardır.. Bunlar anlık düşünürler. Ne partinin geleceği umurlarındadır ne kendi gelecekleri… Onun için uyarma görevi bizim gibi acizlere düşüyor. Bir kez daha üzerine basa basa söyleyeyim: Emekliler razı edilmedikçe ne yaparsanız yapın. Ne kadar alkış alırsanız alın kazanamayacaksınız.
Bunun için hangi mazereti ileri sürerseniz sürün. Emekli, emekli, emekli...
Memurla emekli arasındaki fark…
Dönecek dolaşacak iş bu emeklilerin durumuna gelecek. Tüm diğer yapılanları bu emekli maaşı manipüle edecek. Bunun için gerekirse IMF’den kredi alın emeklileri razı edin. Veya IMF borç verir ama emir de veriyor. Onun için ölsek o kapıya gitmeyeceüüz deyin.
Sayın Erdoğan! Siz bu partinin başkanısınız. Halkın gündeminden geri kalmayınız.
Bir de halkın şikayet ettiği konulara konuşmalarınızda yer vermiyorsunuz. Sıcağı sıcağına hemen o konuyu konuşmalısınız. O konuya ikna edici cevap vermelisiniz. Halk sizi çözdü. Siz de bu halkı çözmek istiyorsanız anında cevap vereceksiniz. Bakın; son konuşmanızda Kazan halkının 15 Temmuz’da ürününü yaktığını söylediniz. Tamam da Kahraman Kazan’da belediye seçimlerini CHP kazandı. Sadece ürün yakmak yeterli değil. Ne oldu Kahraman Kazanlılar küstü?
FETÖ TEHLİKESİ BİTTİ Mİ?
Fetö tehlikesi bitmez. Tekrar yazıyorum: Bu bir kitap ve ilim hareketidir. Bu tehlike bitmez.
İkinci olarak dünya insanlık tarihindeki en örgütlü ve sessiz harekettir. Bu tehlike bitmez.
Üçüncü olarak: Mahkemelerden beraat edenler görevlerine dönmediler. Ya bunları görevlerine döndürün ya da sürgün edin. Çünkü bunların varlığı muhalefetin elini güçlendiriyor. Masum insanlar masumluklarını Ak Parti aleyhine kullanıyor. Her fırsatta işliyorlar. Çünkü bu insanlar bizim mahallenin insanları. Her fırsatta laf sokuşturup menfi propaganda yapıyorlar. Onun için adalet neyse onu yapmalıdır. Karşınızda çoluk çocuk sahibi bir yurttaş var. Mahkeme bu suçsuzdur demiş. Buna daha suçlu muamelesi yapamazsınız.
Fetö tehlikesinin Türkiye’den tamamen yok olması için bir tek çözüm var: Tayyip Erdoğan’ın ikna edilmesi. O da şimdi. İlerde siyaseti bırakınca bir anlamı olmaz. Şimdi ikna edilmesi lazım. O konuda elimden geleni yaptım. 2017’den beri kendisiyle özel konuşmak için on dakikalık randevu istedim ama olmadı. Mesele bir türlü ona tam olarak gitmedi. Yoksa bir başkası iş başına gelsin; bir yılda durum Fetö lehine değişmeye başlar.
Çözüm adli veya polisiye tedbirler almak da değil Tayyip Erdoğan’ın ikna edilmesinde.
BİRİLERİ BİZİ Mİ KANDIRIYOR?
Prof. Michael H. Hart’ın, “Dünyaya yön veren en etkin yüz kişi” kitabında ilk sırayı Peygamberimize vermiş. Hz. Ömer’e de yer vermiş. Bu eserinde hiç ismi duyulmayan Menes’e yer vermiş. Mencius’a yer vermiş, Mani’ye yer vermiş. İlginç listede Mustafa Kemal ismi yok. Mustafa Kemal ismi niye yok. Aklımda deli deli sorular.
Şairin dediği gibi: “Çalış idraki kaldır muktedirsen ademiyyetten.” Vesselam.