Şişenin boyu
CHP Genel Başkanı Balıkesir’de yaptığı bir konuşmada rakı on yıl sonra 140 TL olacak diyor. Doğrudur. Eğer millet sizi iktidar yaparsa siz rakıyı 140, şarabı 100 TL yaparsınız. Çünkü zaten ciddi yatırımlara kafanız çalışmaz. Öyle yatırımları geçmişte yapmadınız ki on yıl sonra yapasınız.
Fakat bir durum var: Şişenin boyu ne kadar olacak? Eskiden penisilin şişeleri vardı. Mantarlı. Onun gibi şişeler mi olacak? Yoksa şurup şişeleri gibi mi? Şişeyi küçültecek misiniz.? Orada da bir durum var: O kadarcık rakı sizi sarhoş etmez. Büyüğü, daha büyüğü lazım.
Ağacın dibine cinsi düşer diyen atalarımız ne kadar doğru demiş. Hık demiş atalarınızın burnundan düşmüşsünüz. Onlar hep sarhoştu çünkü. Siz de onlar gibi olacak ve atalarınızın geleneğini ihya edeceksiniz.
Bir durum daha var. Rakı on yıl sonra o kadar ucuzlamaz. Ama vadettiğinize göre demek rakıyı sübvanse edeceksiniz. Heykel yapmaya da örtülü ödenekten para vereceksiniz. Ne ilginç değil mi? CHP demek rakı, kumar, kadın demek. CHP’nin dışındakiler yol, köprü, havaalanı, baraj, savunma sanayii.
Yıllarca dindarları eleştiriyorsunuz. Bilim adamı yetiştirmiyorsunuz diye. Siz yetiştirmişsiniz. Aferin. En akıllınız bile rakıyı ucuzlatmaktan söz ediyor. Savunma Sanayiine kafaları zaten basmaz.
İktidar olunca sarhoş olan zihniyet muhalefette iken ayık mı? İşte vaat işte parti.
Filhakika CHP tüm zamanların sarhoş partisidir. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın iki sarhoş dediği ne kadar isabetli. Bu ülke sarhoş sarhoş yolda yürümekten aciz bakanlar gördü. Mesela Turan Güneş. Rakı masalarında boy boy fotoları yayınlandı. O kafayla Kıbrıs Savaşı kararını verdi. Rahmetli Erbakan, Kıbrıs’ın tamamını alalım derken onlar “hocam” diye Kissinger’e yalvarıyorlardı. Onun Türkiye’nin ateşkes kararına uyduğunu söylemesini istiyorlardı.
Sonra da ABD’yi güya eleştiriyor. Clinton’un huzurunda kemane okuyan Ecevit efeleniyor güya. El, senin cemaziyel evvelini biliyor.
Mesut Yılmaz’ı Yalım Erez’i… Kimini rakı masasında kimini kumar masasında gördü gözlerimiz. Onun için Ak Parti iktidarını sevmiyorlar. Tayyip Beye içiremediler. Abdullah Gül’e içiremediler.
Bu ülkeyi yıllarca sarhoşlar yönetti. Milletin ne çektiği umurlarında mı? Sarhoşun yönettiği ülkeden ne olur?
ÇOK OKUNAN YAZIM
“Kes lan’ın Tefsiri” başlıklı yazım o gün çok okunmuş. Normaldir. Çünkü halkın seçtiği bir başbakanın abdest alması esnasında utanmazca gidip tuvaletin pisuvarını kullanan Genelkurmay Başkanlarından, İsrail’de Ağlama Duvarının önünde poz veren bir Genelkurmay başkanından Hulusi Akar’a bu ülke değişim yaşadı. Nesillerimizin anne baba sevgisiyle, vatan sevgisiyle bezenmiş bir inançla yetişmesi için din eğitiminin şart olduğunu söyleyen bir genelkurmay başkanı gördü. Tabi bunun yansıması çok olur.
Şükürler olsun.
Rahmetli Necip Fazıl: “Vergi memuruyla karakol komutanını sevdiren bir hükumet dört yapraklı murat çiçeği gibidir” demiş. Durum budur.
KARADENİZ’İN DERELERİ
Karadeniz, turizmi çekme bakımından bakirdir. Giresun ve diğer küçük iller bunun başında gelmektedir. Yalnız, Karadeniz’in bir potansiyeli var: Dereler… Dereleri alabalıkla beslenip yemlense ve para karşılığında avlama yapılsa emin olun çok sayıda turisti ağırlar. Bu konuda Karadeniz kadar bakir bir bölge yoktur. Yağışlı bir bölge olduğu için dereleri su bakımından verimlidir. Avrupa’da olduğu gibi avlanma yasağı olacak ve avcı sertifikası olanlar ancak av yapabilecek. Bir de yılın belli aylarında avlanmak serbest olacak. Paralı olacak. Kişi belli bir miktarın üzerinde balık tutamayacak. Bu durum hem gelire hem turizme hem de derelerin ıslahına yol açar. Vesselam.