• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İdris Günaydın
İdris Günaydın
TÜM YAZILARI

Hastalık ve denge

27 Mayıs 2024
A


İdris Günaydın İletişim: [email protected]

 

Bir Hadisi Şerifte Peygamberimiz: “Kendini bilen Rabbini bilir” diyor. Çok doğru bir söz. Bunu anlamak için iki şey gerekiyor: Hasta olmak ve derin tefekkür. İnsanın Rabbimizi tanımaya, anlamaya, öğrenmeye çok yollar var aslında. Kur’an-ı Kerim Ankebût Suresi 69. Ayette Allah’ımız: “Bizim uğrumuzda elinden gelen çabayı sarf edenlere gelince, onları bize ulaşan yollara mutlaka yöneltiriz. Kuşkusuz Allah iyilik yapanların yanındadır” buyurur. Bu ayette anlaşılması gereken hususlar şunlar: 1- Allah uğrunda gereken çabayı göstermek. 2- Bunun neticesinde Allah kulunu, onu anlayacak yollara yönlendiriyor. 3-Allah iyilik yapanların yanındadır.” Yani, Allah daima iyilik yapanların yanındadır. Ama o iyilik Allah için olmalıdır.

Yahut Allah için yapılan her hareket iyidir.

Bu ayetten yola çıkarak diyorum ki: insanın kendini en iyi anlayacağı alan tıp alanıdır veya hasta olmaktır.

Tabiplerin inkarcı olanlarına gerçekten üzülmemek elde değil. Allah kendisini tanımak için tüm imkanları, ayetleri seferber ettiği halde hâlâ bunun bir tesadüf olduğuna veya tabiatın bir işlemi olduğuna inanandan daha bahtsız kim olabilir?

Hasta oldum. Bir yandan tedavi oluyor, diğer yandan düşünüyorum: Gömleğimi bir türlü ilikleyemiyorum. Yürürken bana kalsa ayağımı yeteri kadar yukarı kaldırdığım halde  kaldıramamışım ve ayağım halılara sürtünüyor. Geceleyin yattığımda ağzım akıyor. Yahu bu benim ağzım eski ağız değil mi? Ne oldu da böyle oldu?  Yaş belli bir yere ulaşınca göz görmez, kulak işitmez, bağırsak çalışmaz, böbrek çalışmaz oluyor. Dilin üzerindeki tat alma duyularından bazıları çalışmaz. Dil her kelimeyi eskiden olduğu gibi telaffuz edemez, yolda yürürken denge bozukluğu, hatırlama zorluğu…

Zamanla düzelse bile bir hastalık sayesinde ne kadar  kusursuz bir insan vücuduna sahip yaratıldığımızı anlıyoruz. İnsan kendi nefsini bilirse, sadece bunun insanı yaratana götüreceğini ve dine bile ihtiyaç duymadan  Allah’ı bulabileceğini anlıyor insan.

Demek oluyor ki Allah Rahman Suresi ayet 6’da “Biz güneşi ve ayı bir ölçüye göre yarattık” buyurur. Allah Rad Suresi 8. Ayette de: “O’nun katında her şey bir miktar (ölçü) iledir” buyurur. Her şey bir kadere, bir ölçüye göredir. Bunun en elle tutulan ölçüsü kendi bünyemizdir. Bünyemizde ufak bir kayma ne büyük birer hazineye sahip olduğumuzu fakat malik olamadığımızı gösteriyor.

Burada bir gerçek karşımıza çıkıyor: çocuklarımız  aklen yeterli ise onları sıkı bir dini eğitimden geçirdikten sonra tıbba yönlendirmek. Böylece hem insan bünyesini iyi tanıyarak bu alanda derece kazanacaklar, hem de insanı ve Allah’ı insanlığa daha iyi anlatacaklar.

CHP’Lİ BİR VEKİLİN ZIRVASI

Haber 7’den Nihat Nasır’ın yazdığı makalede CHP’li bir vekil olan Umut Akdoğan TBMM’de yaptığı bir konuşmada güya Deniz Gezmiş’in idamını eleştiriyor ve Türkiye’nin Sünni Müslümanlarına çatıyor: “Ey zalimler! (Zalim biz Müslümanlar oluyoruz. Belli ki kendisi inanmıyor) İster kaymakam olun ister vali, ister hakim olun ister savcı, ister vekil olun ister bakan; boşa çiğniyorsunuz yalan dünyayı. 1400 senedir yapıyorsunuz bunu. Nesiminin derisini yüzerken yaptınız bunu, Hallacı Mansur’u asarken yaptınız bunu. Kubilay’ın başını keserken yaptınız bunu.”

Sayın vekil! İnancın bizi ilgilendirmez lakin kustuğun herze bizi ilgilendirir. Bir kere Nesimi ve Hallacı Mansur hakkındaki hüküm o günün dini ve siyasi olaylarıdır. Bu konuda bilgimiz de yok, dahlimiz de. Kubilay’ın başını senin ağababaların kesti. Sarhoş bir sefil sürüye “şeriat isteriz” diye bağırtmak ancak şeriat devletini yıkan ve tekrar şeriat gelmesini istemeyen ağababalarının marifetidir. Yoksa şeriat istemek şeriatın yasakladığı alkolü içip, bağıran sefil bir sarhoş sürüsüne mi kalmıştı?

Biz ne 12 Eylül öncesinin sağ-sol çatışmasında vardık. Ne Sivas, Çorum, Maraş olaylarındaki akan kanda elimizi yuduk. Ne Deniz Gezmiş’in idamına sevindik. Deniz Gezmiş’in idamında o gün TBMM’ye gelmeyen onlarca CHP’li vekil ile 28 tane idamı yönünde oy kullanan CHP’li vekili suçla. Onlara sor. Yıllarca Sivas katliamının sorumlusu diye suçladığınız Temel Karamollaoğlu’nu yanınıza aldınız. Kendi kanınızdan kan verdiniz. Meclise soktunuz. Demek ki suçsuzmuş. Televizyon yapımcısı Güner Ümit’in bir dil sürçmesine ortalığı ayağa kaldırıyorsunuz da Sivas’ta Aziz Nesin’in sözleriyle Pir Sultan Abdal Derneğinin Cuma kılınırken ki saygıdan uzak çalgısına neden söz etmiyorsunuz?

Merak buyurmayın. Siz daima azınlık yaşayacaksınız. Fakat güvende yaşayacaksınız.

Ama dürüst olun. Dersim’i bombalayıp, bir rivayete göre 70. 000 bir rivayete göre 90.000 Dersimliyi öldürme emrini vereni de Peygamber ilan eden sizsiniz. Yavuz Sultan Selim Anadolu’yu İran propagandalarından kurtarmak isterken Şah İsmail’i destekleyen, haklı gören sizsiniz. Sizsiniz derken şahsınızı kast etmiyorum.  Mensubu bulunduğunuz düşünceyi kast ediyorum. Hani sizin partide 1400 yıldır zulüm altındayız diyen çok adam var ya. Vesselam.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

ALPEREN

Allah azgın azınlığın müstehakını versin sayılarını ve etkilerini azaltsın

DEVAM

CUMA KILIYORSUN DİYE HAYATMİ DURACAK KİMSE NEFES ALMAYACAKMI SEN ONLARIN CEMİNDE ORUCUNDA DURUYORMUSUN HEM NŞYE DURSUN SU AKIYOR DÜNYA DÖNÜYOR HAYAT DEVAM EDEİYOR BU NE ZORBALIK DESBOTLUK HEMDE LAİK BİR ÜLEDE KİMSE KİLİSEDE MES YAPILIYOR ÇAN ÇALIYOR DİYE DURMUYOR İŞİNE GÜCÜN DEVAM EDİYOR
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23