Bir yıldız daha gitti cennete: Mehmet Doğan
Bir insanın neler yapabileceğini onda gördük. Eğer azim ederse bir insan çok şeyler yapabilir. Azerilerin bir sözünü tekrar hatırlatayım: “Adam var adamların nakşıdır, Adam var hayvan ondan yahşıdır.”
Eğer bugün Giresun’un bir dağ köyünde okulsuz, susuz, elektriksiz bir köyde, yedi ilkokul öğretmeninde okuyarak, bir gazetede yazı yazmak noktasına gelmişsem, bunda rahmetli Mehmet Doğan’ın da büyük payı vardır. Onun Yazarlar Birliği’ni kurması ve ilk kurucu başkan olması, «Batılılaşma İhaneti» gibi yazıldığında en çok okunan kitaplardan biri olması, ardından çıkardığı o muhteşem Türkçe Sözlüğü’n raflarda hak ettiği yeri bulması gayretteki samimiyetin ve titizliğin neticesiydi. Mehmet Doğan, Cumhuriyetin kurulduğunda kesilen kollarımızı, bacaklarımızı, uzuvlarımızı henüz nakil yapılabilecek kadavralar halinde iken yakalamış ve ameliyatla, organ nakli yapar gibi nakil yapıyordu. Onun açtığı yoldan bugün binlerce genç şair ve yazar yürüyor.
Bugün geriye o kuşaktan sadece Rasim Özdenören, vaktiyle “Geriye Kalan” şiiriyle İslami Düşünce Dergisinde şiiri yayınlanan ve bizi çok etkileyen Yüksel Kanar, daha sonraki kuşaktan Ali Haydar Haksal kaldı. Onu da unutmak mümkün değil. Onun “Yalnızlık Sarkacı” isimli hikayesini Almanya’da okudum. Bitirinceye kadar başımda saçım kalmayacak diye korktum.
O devrin yıldızları, her biri kendi mecrasının yıldızı olan zatlar, bir bir aramızdan ayrıldılar. Bizi yetiştirdiler. Allah kendilerinden ebediyyen razı olsun.
Bizler Türkiye’nin en sancılı fakat en verimli döneminde yaşamışız. O dönem okul gibiymiş. Şimdi farkına varıyoruz.
Mehmet Doğan’ın “Batılılaşma İhaneti” adlı meşhur kitabının bir bölümü var.
Orada Mustafa Kemal ile ilgili yazılmış şiirlerden bahis var:
“Atatürk’e tekbir, Atatürk’e tekbir; Her yerde o var Atatürk. Evliya odur, Peygamber odur, sanatkar Atatürk…”
“Ne örümcek ne yosun, ne mucize ne füsun; Kabe Arabın olsun, bize Çankaya yeter” diyen Aka Gündüz’lerin, Kemalettin Kamu’ların şiiri.
Örnekler vermiş rahmetli Mehmet Doğan.
Bunu Türk halkının Müslümanlık yasaklanınca onun yerine geçen iki kavrama hasredilerek yapıldığını ima ediyor: Batılılaşmak ve Kemalizm.
Batılılaşmak yaşam biçimi, Kemalizm fikri ve ilmi felsefe.
İşte örnekler:
Moiz Kohen (Munis Tekinalp); “Kahramanlığın örneği olan ve vatanın istiklalini yoktan var eden Mustafa Kemal’e, onun cengaver ordusuna, yüce kanunlarına, mücahit analarına ve Türkiye için ahiret günü olmadığına iman ederim. İyilikle fenalığın insanlardan geldiğine, büyük milletimizin medeni cihanda en büyük mevki kazanacağına hamaset destanlarıyla tarihi dolduran kudretli Türk ordusunun birliğine ve gazinin Allah’ın en sevgili kulu olduğuna kalbimin bütün hulusüyle şehadet ederim.”
Bu yazıyı yazıp Mustafa Kemal’i ilahlaştıran bir Rum. Şimdi Mustafa Kemal’in cenazesinde izdihamdan ölen 12 kişiden 9 tanesi de gayri müslim! Yani insanın aklına neler gelmiyor ki?
Batıcı düşünce akımının temsilcilerinden biri olan Celal Nuri Bey “Amentü”sünde “İnandım iman getirdim Halk Fırkasına (Halk Partisi) Halk fırkasının mebuslarının yapacağı kanunlara “naşiri efkarı olacak” (Fikrini yayacak) gazetelere…”
Kemalettin Kamu:
“Burada erdi Musa, Burada uçtu İsa… Bülbül burada varsa, Hürriyet için öter.
Ne örümcek ne yosun, ne mucize ne füsun, Kabe Arabın olsun; Bize Çankaya yeter.”
“Atatürkün tapkınıyız, Atatürkün tapkınıyız. Her şeyde Atatürk. Yerde o, gökte o. Denizde o. Var da o, Yok da o. Her şey de o Atatürk…[…] Yerdedir, göktedir, sudadır. Alandadır, diktedir, pusudadır. Görünmezi görür, bilinmezi bilir, duyulmazı duyar! Sezilmezi sezer, ezilmezi ezer, Her şeyde Atatürk. Elimizi yüzümüze, gönlümüzü özümüze kapıyoruz. Biz sana tapıyoruz, biz sana tapıyoruz. Varsın, teksin, yaratansın; Sana bağlanmayanlar utansın.” Aka Gündüz.
Dahası da var: “Tanrı gibi görünüyor her yerde, Topraklarda denizlerde göklerde… Gönül tapar kendisinden geçer de, Hangi yana göz bakarsa Atatürk.
Babasından önce onun adını, Öğretiyor oğluna Türk kadını, Ondan aldık yaşamanın tadını, Bahtiyarız, bahtiyarsa Atatürk. Halil Bedii Yönetken.
Bir nesli Allah’a birilerini ortak koşan şairler ve ediplerle bir de okullarda yetişen benzeri bazı öğretmenlerle birkaç nesli iğfal ettiler. Müslümanların önce bu şirk oyununa karşı mücadele etmesi ve fani Mustafa Kemal’i bu azaptan kurtarması gerekiyor. Tanrı diye taptıklarının bir gece yanında yatmaya cesaretleri olmayanlar onu aşırı yücelten şiirler yazarak onu insanlık tarihinde kendisine tapılan putların ve tanrıların galerisine taşıyorlar. O bunları hak etti mi?
Allah Mehmet Doğan’a rahmet eylesin. İyi bilirdik.
Vesselam.