• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İbrahim Karataş
İbrahim Karataş
TÜM YAZILARI

Netanyahu’yu bedeli mukabilinde alkışlamanın bedeli

29 Temmuz 2024
A


İbrahim Karataş İletişim: [email protected]

 

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu Amerikan kongresinde konuşma yaptığı sırada 400 kongre üyesinin Netanyahu’yu 79 defa alkışladığı ve bunun 58’inin ayakta olduğu bildirildi. Netanyahu’nun söylediklerinin doğru veya yanlış olduğuna bakmadan yapılan bu tezahürata dair çok şeyler yazılabilir. 

Öncelikle İsrailli liderin İsrail meclisi Knesset’te bile bu kadar alkışlanmayacağını söylemeye gerek bile yok. Netanyahu azınlıktaki bir partinin lideri olduğu için onun politikalarını beğenmeyenlerin sayısı beğenenlerden daha fazla. Hatta Knesset’te konuşma yaptığında yuhalandığı bile oluyor. Ancak aynı Netanyahu Amerikan kongresinde konuştuğu zaman az sayıda muhalif vekil hariç diğerleri ayakta alkışlıyor. Yahudi lobi kuruluşu AIPAC muhtemelen ayağa kalkmayanların kaydını bile tutuyordur. Öte yandan, Biden veyahut Trump gibi bir Amerikan lideri bile konuşma yaptığında 58 defa ayakta alkışlanamaz. Çünkü dünyanın nerdeyse tüm meclislerinde olduğu gibi Amerikan meclisinde de muhalefet partileri olduğu için vekillerin çoğunun bir kişiyi, hele de bir yabancı devlet adamını bu kadar çok alkışlaması mümkün değildir. 

İkincisi, Netanyahu başka bir devletin başkanı olmaktan çok bir sömürge ülkesini ziyaret eden Avrupalı bir kral gibiydi. Aklınıza İngiliz kralının bir sömürge ülkesini ziyaretini getirin. Kral meclise geliyor ve dakikalarca ayakta alkışlanıyor. Kimse de “sen bizi sömürüyorsun” diyemiyor. Birisi kralı protesto etse kim bilir başına ne gelecek. Kral ise ziyaret ettiği ülkeyi kendi malı gibi görüyor ve saygıyı hak ettiğini düşünüyor. İşte Netanyahu’nun kongredeki konuşması, İsrail sanki Avrupalı bir sömürge ülkesi, Amerika da bir koloniymiş gibi bir izlenim verdi. 

Amerika gerçekten de bir koloniye dönüşmüş durumda. 400 kongre üyesi Netanyahu’yu boşuna alkışlamıyor. Hemen hepsi parti fark etmeksizin AIPAC gibi Yahudi lobilerinden 100 bin dolarla 10 milyon dolar arasında bağış almış. Bir Arap atasözü “İnsan ihsanın kölesidir” der. Eğer birisine bir iyiliğiniz dokunursa o kişi size karşı kendisini borçlu hisseder ve her istediğinizi yapar. Amerikan kongre üyeleri de İsrail ne derse onu yapıyorlar. Şayet yapmazlarsa yeniden seçilmeme ihtimalleri yüksektir. Bu yüzden de para ve makam karşılığı İsrail’in her dediğini yapıyorlar. Kusura bakmasınlar ama bunun adı köleliktir. 

Aslında köle olmayan Amerikalılar da var ve fakat onların kongredeki sayısı çok az. Bu sayı azlığı yüzündendir ki İsrailliler kongreden her kararı çıkarabiliyorlar. Tahminlere göre lobicilik için harcanan bir dolar bazen 30 bin dolar kadar geri dönebiliyor. Gerçekten de İsrail lobisi Amerikalı politikacılar için belki yıllık 100 milyon dolar para harcıyor ama sadece bu yıl İsrail için 20 milyar dolardan fazla yardım aldılar. 

Üçüncüsü, İsrail’in nerdeyse bütün kongre üyelerine Netanyahu’yu defalarca ayakta alkışlatması diğer ülkeler için endişe verici olmalıdır. Özellikle kendisini Amerika ile dost ve müttefik olarak gören ülkeler sıralamada daima İsrail’in gerisinde olacaklarını bilmeleri gerekiyor. 

Kimse inkâr edemez ki kıskaca alınan Amerikalı politikacılar İsrail’i her ülkeye tercih ederler İsrail’e zarar verecek her ülkeyi düşman ilan edip zarar verirler. Mesela Birleşik Arap Emirlikleri’ne F-35 satılmamasının sebebi İsrail’in karşı çıkmasıdır. Türkiye’ye F-35 satılmasını engelleyen de İsrail’dir. Eğer ABD Yemen’de Husilere saldırıyorsa İsrail istediği içindir. Malum Türkiye bir NATO ülkesi olması nedeniyle ABD’nin askeri müttefikidir. Ancak Türkiye ve İsrail savaşırsa İsrail’in tarafını tutacaktır. Eğer Arap ülkeleri yine birleşip İsrail’le savaşsalar karşılarında Amerika’yı bulacaklardır. Dolayısıyla Amerika’nın diğer ülkelerle müttefikliği İsrail onay verince başlar, reddedince biter. 

Son olarak, gelen bilgilere göre Netanyahu Lübnan’a saldırmak için ABD’den onay aldı. İsrail belli ki gücünün limitlerini zorlayarak savaşı bölgeye yaymaya çalışıyor. Yüksek ihtimalle savaşma ihtimali olmayan ülkelerin bile savaşa girdiğini göreceğiz ve bunların arasında belki Türkiye de olacak. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

YILMAZ DURMUŞ

İsrail'in yıllardır sürdürülen soykırım ve katliamların son bulması için tek çözümün SİLAHLI MÜDAHALEDİR. İslam Ülkeleri bu konuya Türkiye gibi bakmıyor. Hatta Müslüman olduğunu unutan bazı beyaz Türkler ise, meselenin Arap Filistin sorunu olduğunu beyan edebilmektedir. Yani orada katledilen çoluk çocuk yaşlı kadın erkek ayırt etmeden devam ettirilen mezalime mevcut şatlarda Türk Silahlı Kuvvetlerinden başka gücün olmadığı açıktır. Tabii ki işin kolayı baba değmeyen yılan varsın yaşasın mantığının sonu o yılanın bir gün senide sokacağını unutma! Dolayısıyla İsrail'in arkasında ABD ve AB ülkelerinin olmasından çekinilerek beri durmak sadece sözlü kınamalar ile işi geçiştirmek doğru değildir. Yani bugün olmazsa yarın sana saldırma ihtimalinin kesin olduğu düşmanlar karşısında elimiz kolumuz iş görüyorken gerekeni yapmamızın zamanının gelmiş, çoktan geçmiş olduğunu düşünüyorum

Davud

Alkışın bedeli; milletvekilliği, senatörlük, nihayetinde iktidar olmak. Ne kadar güçlü alkış, o kadar çok sandalye.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23