Muhtemel Bir Savaşa Hazır mıyız?
İsmail Haniye gibi Filistin davasının bir numaralı liderinin katledilmesi hepimizi derinden üzdü. Allah rahmet eylesin. Vatanı için mücadele etti ve bu yolda şehit oldu. Bu kadar yıl davasına liderlik yapan bir insanın bölgesel emperyal hayaller kuran ve İsrail’le sadece kelimelerle savaşıp bölgede sadece Müslümanları öldüren İran’da vuku bulması bir hezeyandır. Bir sosyal medya kullanıcısının da dediği gibi; İsrail Tahran’da Gazze’den daha kolay suikastlar yapıyor.
İran muhtemelen uygun bir vakitte intikamını İsrailli olmayan birilerinden alacaktır. Belli ki İran İsrail’le çatışmayı göze alamıyor. Zaten böyle bir niyeti de yok.
Sadece tehditler savurup kendisini avutuyor. Bu işi çözerse yine Türkiye çözer ama Türkiye de kendisine doğrudan bir saldırı olmadığı sürece bir savaşa girmez ve belki de girmemesi gerekiyor.
Çünkü Türkiye’nin nükleer silahları yok.
Oysa ki potansiyel düşmanı var.
Devletimiz bu zamana kadar nükleer silah sorununa bir çare bulmalıydı. Görüldüğü üzere nükleer silahların yayılmasını engelleyen anlaşmaları dayatanların tamamının atom bombaları var. Bunlar her ne kadar resmi olarak müttefik olsalar da muhtemel bir savaşta İsrail’i desteklerler.
Unutmayalım ki mezkûr ülkeler Türkiye’ye karşı YPG’yi bile desteklediler ve örgütü müttefikleri olarak görüyorlardı. İsrail lobisinin kontrolünde olan bir ülkenin Türkiye’ye karşı atom bombasını kullan(dırt)maması düşünülemez.
Türkiye, İsrail’le veya başka bir ülkeyle savaşsın demiyoruz. Sadece savaşması halinde askeri olarak hazır olması gerektiğini ve henüz tam hazır olmadığını kabul edip ona göre tedbir alınması gerektiğini söylüyoruz. Henüz bir savaş olmadığına göre henüz geç olmadığını söyleyebiliriz. Nükleer bir Türkiye en azından caydırıcı olacaktır ve düşmanı uzaklaştıracaktır. Türkiye’nin yalnız olduğunu her daim hatırlamamız lazım. Birkaç dostumuz var ve fakat onların da bizi destekleyecek gücü yok.
Türkiye’nin diğer bir sorunu da İsrail muhipleri. İsmail Haniye’nin yasını bile tutmamıza çıldıran bu kesim her ne kadar bu ülkenin vatandaşı olsa da bizden çok farklılar. Kültürümüzden dinimize kadar tüm değerlerimize küfür ediyorlar. Sadece bizden değil bizim dışımızdaki ortak kültüre sahip herkesten nefret ediyorlar. Bazıları gerçekten insanlıktan çıkmış durumda.
Eğer vicdanları yok olup güdülerle hareket etmeselerdi, göz önünde çoluk çocuk katleden bir ülkeyi savunmazlardı. Gerçi korkak oldukları için İsrail’i savunmak yerine Filistinlilere saldırıyorlar. Bu bir taktiktir. Bir tarafı sevdiklerini söylemekten çekiniyorlarsa, kendilerini sevmediği tarafa saldırarak tatmin ederler. Şunu sesli söyleyelim; Katilleri tutanlar katillerin ortağıdır. Katliam kötülüktür, fail kötüdür. Onu destekleyenler de kötüdür. İsrail şu anda soykırım yapıyor. İsrail’i destekleyen herkes kötüdür, ahlaksızdır, duygusuzdur, acımasızdır.
Daha kötüsünü de söyleyelim. Bir savaş olsa “Bu benim savaşım değil”, “Ben barıştan yanayım” deyip kaçarlar. Eğer kalırlarsa moral bozucu cümlelerle savaşanları suçlarlar. Mesela “Bu kadar şehidin sebebi hükümettir. Sorun diplomatik yollarla da çözülebilirdi” gibi cümleler sarf edecekler. Savaşa gidecekleri de yok. Oturdukları yerde fitne çıkaracaklar. Bu güruh iflah da olmayacaktır. Artık zamanında beyinlerine ve kalplerine nasıl bir virüs sokulduysa karakterlerini dejenere etmiş.
Özetle, eksiğimiz çok ve içeride tümör misali bünyeyi yavaşlatacak çok unsur var. Hem içerideki hem dışarıdaki tehlikeyle baş etmek zor ama en azından caydırıcı silahlarımızı tamamlamamız lazım.