BAE, Gazze katliamında da boş durmuyor
Geçtiğimiz günlerde straurka.com’da Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE), Gazze’de devam katliama rağmen İsrail’le olan iyi ilişkilerine dair bir haber yayınlandı. Sitedeki habere göre BAE, İsrail Refah şehrine saldırı yapmadan çok önce saldırı ile ilgili işbirliği teklifinde bulundu. İddiaya göre; BAE İsrail’e Refah’a saldırması halinde her türlü desteği vermeyi taahhüt etti.
Habere göre; BAE bedeli ne olursa olsun Gazze konusunda İsrail’in arkasında durmayı vaat etti. Bedeli malum. On binlerce insan öldürüldü ve öldürülmeye devam ediyor. Habere dönersek; BAE ayrıca Filistin’e insani yardımda bulunarak suçunu örtbas etmeye çalışıyor. Haber ayrıca BAE’nin ABD ve İsrail’e İran hakkında istihbarat verdiğini de iddia ediyor.
İkinci habere göre BAE, Güney Afrika’ya ulaşarak ondan Uluslararası Ceza Mahkemesine İsrail’le ilgili yaptığı şikâyeti geri çekmesini istemiş. Karşılığında da ülkenin petrol rafinerilerine milyarlarca dolarlık yatırım yapma taahhüdünde bulunmuş. BAE ayrıca Suriye rejimini de İsrail’in katliamlarına karışmaması konusunda uyarmış. Haberlerden anlaşıldığı kadarıyla bu küçük ama zengin Arap ülkesi İsrail adına gönüllü elçilik, ajanlık ve fedailik yapıyor.
Haberlerin doğruluğu tartışılabilir ama benzer iddialar güvenilir gazetelerde de çıktı. Ayrıca BAE Dışişleri Bakanı, Amerikan üniversitelerinde protestolar başlayınca “Size demiştim” gibi bir laf kullanmıştı. Demeye çalıştığı şu; “Hiçbir zaman protestolara müsamaha göstermeyeceksiniz. Hele protestolar Filistin yanlısı ise kesinlikle müsaade etmeyeceksiniz.” BAE, Arap dünyasında halkın iradesinden o kadar nefret ediyor ve korkuyor ki, nerede bir isyan görse baskıcı tarafın yanına geçiyor. Bu bir diktatör olur, Amerika olur veya İsrail olur fark etmez.
İsyanlar sonucunda on binlerce insanın katledilmesi de bir şey ifade etmiyor. Hatta Arap veya Müslüman olmaları bile. BAE’nin bakış açısı insani, İslami veya ahlaki değil. Güçlü ve güçsüz diye ayrım yapıyor ve güçlü olanın yanında duruyor. Bu yüzden Mısır’da, Libya’da ve diğer birçok Müslüman ülkede nasıl ki zulme sponsor oldularsa Filistin’de de aynı politikayı devam ettiriyorlar.
Görünen o ki BAE, Arap dünyasında adeta küçük Amerikacılık oynuyor. Nerede bir olay varsa önce o yetişiyor. Ancak yukarıda da söylediğimiz gibi adaleti tesis etmek yerine adalet isteyenleri eziyor. Bunu Amerika da çok yapar. Bir ülkeye müdahale ettiği zaman gider en şerir kişi veya grubu bulup ona destek verir ve şiddetle düzeni sağlamaya çalışır. Sonunda düzen yeniden bozulur ama bulunduğu ülke artık bir daha düzelmeyecek üzere karışmıştır ve yıllar boyu çok sayıda insan öldürülmüştür.
BAE de aynı taktikle hareket ediyor. Yalnız ABD bazen işgali haçlı güdüleriyle yapar çünkü kendisi Hristiyan bir ülkedir. BAE ise Müslüman olmasına rağmen haçlılar gibi davranıyor. Diğer yandan BAE’nin dış politikası risklidir. Amerika bir ülkede tutunamadığı zaman Atlas okyanusunun ötesine geri döner. Ama BAE’nin gidecek yeri yok. Eğer ki düşmanlarını artırırsa gün gelir birilerinin saldırısına uğraması kaçınılmazdır. Örneğin Husiler ciddi bir savaşa girse BAE daha güçlü olsa ve hatta ABD ve İsrail destek olsa bile büyük zarar görür. Çünkü bu ülke turizm ve ticaretle ayakta durduğu için ülkede savaş hali olursa cazibesini kaybeder.
Dileriz daha akil bir dış politika izlerler ama kasada bu kadar para ile rahat durmayacaklar gibi. Bakalım girdikleri macera nasıl son bulacak. Yanlış yaptıklarını anlamaları ve doğru yolu bulmaları dileğiyle.