Amerika, İsrail için İncil’i de yasaklıyor
Türkiye, İsrail ile olan tüm ithalat-ihracat faaliyetlerini kesti. Geç de olsa tarafını daha da belli etmek, İsrail’in yaptıklarının bir bedeli olduğunu göstermek, zulme bakışta Batı dünyası gibi düşünmediğini göstermek ve zulme ortak olmamak adına atılmış önemli bir adım. Belki ticari olarak zarar edilecek ama hiçbir şey soykırıma destek olmanın sebep olduğu vicdani zararın ve vebalin yerini dolduramaz.
Konunun iç politikaya bakan yanı bir yana, dış politikada da bilhassa Amerika ile sorun yaşayacağız gibi görünüyor. Çünkü Netanyahu, Türkiye’nin kararını duyar duymaz Amerikalılara ulaştı ve onlardan yardım istedi. ABD Temsilciler Meclisinin önümüzdeki günlerde bir karar çıkarıp Türkiye’yi dik duruşu için cezalandırmak amacıyla bazı ambargoları yürürlüğe koyması bekleniyor.
Amerika böyle bir ülke. Belki farkında değil veyahut farkında ve fakat yapacak bir şeyi yok ama şüphe götürmez bir şekilde Siyonizm’in işgali altında. İsrail ne zaman bir ülkeden şikâyet etse Amerika’daki AIPAC, ADL vb. Yahudi lobilerine ulaşır. Onlar da milyonlarca dolar destek verdikleri kongre üyeleri ve senatörlere ulaşıp gereğini yapmalarını isterler. Amerikalı politikacılar da verilen “emri” yerine getirirler ve hemen ilgili ülkeyi cezalandırıcı bir karar alırlar. Eğer içlerinden birisi karara onay vermezse sadece parasal yardımı kesmeyip bir de haklarında karalama kampanyaları başlatırlar. Nasıl olsa medya da Siyonizm’in kontrolünde.
Türkiye veya başka bir ülke ile ilgili kongre kararları da bir yere kadar anlaşılabilir de, Amerikalı politikacıların İncil’in yasaklanmasına dair talebi de kabul etmeleri esaretin ne derece vahim bir seviyeye geldiğini gösteriyor. Yahudi lobisi geçtiğimiz günlerde üniversitelerde Filistin yanlısı protestolar artınca harekete geçti ve bu kadar da olmaz dedirten bir karar çıkarttırdı. Kararla birlikte İsrail aleyhine konuşmak ve protestolarda bulunmak yasaklandı.
Ancak karar gereği “Yahudiler Hz. İsa’yı öldürdü” gibi cümlelerin kullanılması da suç sayılıyor. Yahudilerin Hz. İsa’yı öldürdüğünü bizzat İncil yazıyor. Bu durumda Amerikalı bir Hristiyan İncil’i sesli okuduğunda suç işlemiş oluyor. Bir Yahudi ise Hristiyanlara ve diğer insanlara hakaret ettiğinde kimse karışamayacak. Tüm bunlara seçim desteği adı altında lobilerden rüşvet alan siyasetçiler neden oldu. Öyle bir satılmışlık ki kendi kutsal kitaplarını ve inançlarını üç kuruşa satabiliyorlar.
Hani Gazze, İsrail’in esareti ve zulmü altında diyoruz ya. Amerika’nın da Gazze’den çok bir farkı kalmadı. Daha önceleri en azından şiddet yoktu ve fakat artık üniversitelerde şiddet de var. Amerikalılar, vergileriyle ayakta tuttukları İsrail istedi diye kendi üniversitelerinde İsrail’in ve Yahudi lobisinin rüşvetleriyle ayakta tuttuğu kongre üyeleri yüzünden dayak yiyor ve tutuklanıyor. O kadar desteğin bedeli kendi ülkesinde zulüm görmek oluyor.
Amerika’da İsrail’e dair yakın zamanda bir uyanış olmayabilir ama yedikleri dayağın surda bir gedik açtığı muhakkaktır. Artık oy verirken daha dikkatli davranacaklardır ve oy isteyenlerden İsrail için değil Amerika için çalışmalarını isteyeceklerdir. Siyasetçi de kısa vadede seçmenini çok önemsemeyecektir ama uzun vadede talepleri dinlemek zorunda kalacaktır. Şimdilik nasıl bir esaret altında olduklarını fark etmeleri ve öz yurtlarında parya olduklarını anlamaları yeterlidir.
Uzun vadede ise içlerindeki paralel devlete karşı tedbir alacaklarını ve bünyelerinden atacaklarını umuyoruz. Bu kanaate El Cezire’de Arap Baharından alışık olduğumuz canlı yayınlanan protestoları yeniden gördüğüm için vardım. Çünkü El Cezire canlı yayını bir Arap ülkesinden değil Amerika’dan yapıyordu.