• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Tarihin İnkârı Devletin İnkârıdır

13 Eylül 2024
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

 

Bir insan hem bu topraklarda hem bu milletin içerisinde yaşıyor ve milletimizin dinine, devletine düşmanlık besliyorsa, acaba böyleleri “insan olma” sınıfında nereye konulabilir?

Sadece bizde değil, sanırım hiçbir ülke ve toplumda, bu sınıfa bir yer bulunacağını sanmam. Niye varlar ne istiyorlar ve nasıl bir dünya tasavvurları olduğu belli değil.

Tarihin inkârı devletin inkârıdır. Bizdeki tarih inkârının gerçek sebebi, tarihimizin yerli ve milli oluşudur ve tabi doğal olarak tarihi yapanların Müslüman olmasıdır.

Yani tarih ve benzeri hususlardaki düşmanlıkların esas sebebi, milletimizin Müslüman ve devletimizin bir İslam ülkesi olmasıdır. Tahammülsüzlüklerinin sebebi budur.

Devletimizin ve milletimizin bağımsızlığını, siyasi ideolojiler üzerinden değerlendirmek cehaletin zirvesidir. İstiklal mücadelemize tarihin akışı üzerinden bakılmalı ve konuşulmalı.

Tarihte devamlılığa dair şöyle özet bir yolculuk yapalım.

Bu topraklardaki devlet kurma irademizin başlangıcı Malazgirt’le başlar. Bu yıl, 949 seneyi devriyesi kutlandı. Gerçi biraz öncesi de vardır şöyle ki:

Anadolu’ya İslam’ın kapısını açan Alp Arslan’ın 1064’te Kars topraklarımızda bulunan Ani şehrini hatırlamalı. Kutalmış oğlu Süleyman Şah, İstanbul’un dibinde İznik’te, sadece 4 yıl sonra Anadolu Selçuklu Devletini kurdu.

Eğer bu topraklarda Selçuklu hâkimiyeti, ardından Osmanlı devleti kurulmasaydı, Cumhuriyetin kurulması neyle nasıl ve kimle kurulacaktı? Ezberle tarih düşmanlığı yapılmaz.

-Cumhuriyeti kuran ilk irade, hangi kökler üzerinde kuruluşu gerçekleştirmiştir?

-Selçukluların Haçlılara karşı Anadolu’da sürdürdüğü mücadele sonucunda bu topraklarda değil miyiz?

-Bilhassa iki Kılıç Arslan’ın hem Haçlılara, hem Bizans’a karşı mücadele ederek, bu toprakları vatan etmek için her metrekaremize vatan şehidi bırakmamışlar mıdır?

İşte bu devletin temelinde, Selçukluların Haçlı orduları karşısında muazzam vatan edinme mücadelesi vardır. Osmanlı Devleti ise Haçlı saldırılarını iade edercesine Avrupa ortalarına kadar ilerlemiştir. İstanbul’un fethi, Türkiye kavramının tapusu olmuştur.

Selçuklu ve Osmanlı varlığına, amuda kalkıp bakarak bir devlet tasavvuru oluşturmak, ancak Bizans zihniyetli cahillerin ürünü olabilir.

Bin yıllık şanlı tarihimiz, şuursuz kafalar tarafından yüzyıldır tahrip edilmiş; devlet, millet, vatan, din şuurundan kopartılan nesiller yetiştirilmiştir.

Şimdi ise bin yıldır ötelenen tarihe sahip çıkılması, belli çevrelerce reddedilmekte ve şuursuzluklarını pazarlamaktadırlar.

Milli tarihimize dönmek mecburiyetindeyiz. Bağımsızlığımızı tarihin akışından kopardığımızda, yabancılaşma başlar. Yabancılaşma kültürel ve ekonomik işgali getirir.

Devletimizin ve milletimizin bağımsızlığı; eğitim, kültür ve tarihimize dayalı olarak muhafaza edilerek korunup yaşatılabilir.

Bağımsızlık inancını zihninde kaybetmiş kimselerin tek gayesi vardır. Yerkürenin neresinde olursa olsunlar, istedikleri gibi bağırsaklarını doldurup boşaltmaktır.

Ezcümle:

Türkiye Cumhuriyeti yerden bitmedi. Bin yıldır dünyanın büyük bir bölümünü yöneten, kendine mahsus bir İslam medeniyeti kuran bir millet tarafından kuruldu. Sonrası malum. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Yanlış

 Ben Türkmenim. Türk olmakla şeref duyan biriyim. Bunu üstün ırkım falan demek içinde yazmıyorum. Her ırk özeldir ve güzeldir. Sıkıntı benim ırkıma bu kadar düşman olmak. Selçuklu da ,Osmanlı da ,Atatürkte benim atam. Doğrusu ile yanlışı ile. Lakin bazı tipler Atatürk e gelince dağıtıyor. Neden.? Adam Türk Türk diye bağıran biri ondan. Alerji dine değil TÜRKÜM diyene. Hafız bu ülkede cüppeli çok papaz var.

Şeref

"..... tarihi yapanların Müslüman olmasıdır." Hun lar göktürkler vs.müslümanmıydı....?
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23