• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hasan Aksay
Hasan Aksay
TÜM YAZILARI

Yönetim ve siyasi sistem

22 Mart 2024
A


Hasan Aksay İletişim: ,

 

Yönetim ve siyaset çok geniş bir saha içinde ve yaşanmış pek çok tecrübeleri içine alan kavramlardır. Bazen en küçük bir ihmal dahi tamiri imkânsız felaketlere dönüşebilir. Bu iki konuda, bütün tahminlerin ve hatta tecrübelerin, bu fani dünya şartlarında, yeterli bir imkân doğuramadığı önemli problemler önümüzde sıralanmaktadır. Kitaplık konuları bir makaleye sığdırmaya kalkışmak, her şeyden önce bu konulara yabancı olmak ve yabancı kalmak demektir.

Özellikle dünyanın içinde bulunduğu globalleşme çağında, akıl, vicdan, tecrübe, bilgi ve adaletle, serbestçe ve seviyeli, siyasi usül ve yöntemlerle ve vakit geçirmeden, sorunların çözümüne imkan bırakmayan güç grupları, kendilerinin doğurduğu bu yangının ortasında kalacaklardır. İnsanlık tarihinin, zaman zaman ibretli olaylarla tekrarladığı bu gerçeklere dikkat edip anlayamadan, kendilerini tehlikeye karşı tamamen körleştiren bir çıkmaza giriyorlar. Evet, bu bir imtihan dünyasıdır. İyiliği seçenler iyilik yolunda; kötülüğü seçenler kendi yollarında yürüyüp ittifak edebilmeli ki, herkes seçtiği yolun notunu alsın. Bu imtihan dünyasında, tarih boyunca ilahi dinin iman ve ahlak yolunu tam olarak kapatmaya güç yetirilememiştir. Müminler, Kapadokya kayalarına ikametgah olarak imanlarını nakşettikleri; Çanakkale savaşında şehadet ve gaziliğe eriştikleri gibi genellikle şehirlerinin ve vatanlarının kurtuluş destanını yazdılar.

Destan yazmadan destan; millete ve devlete faydalı olmadan hizmet ortaya koymanın imkanı da yoktur.

İnsanın bu dünyadaki imtihanı son derece önemli bir imtihan olduğu için ilahi takdirle, imtihan salonunda en ince teferruatına kadar serbestlik uygulanmaktadır. Özgürlük, insanın yaratılış, fıtrat gereklerine göre faydalı ve doğru işlerde serbest olmasıdır. İyi ve doğrunun ölçüsü de ilk insandan beri değişmemiştir. Fakat on yıl millet çoğunluğunun oylarıyla iktidar olmuş bir başbakana idam kararı veren, iki yıllık bir darbe iktidarının, Yüce Divan olarak kurduğu yargının başkanı, idam kararının gerekçesini, şüphesiz bütün cesaretini toplayarak, insanlık tarihine açık ve net bir ışık olsun diye, “Sizi buraya getiren kuvvet böyle istedi” diyor. Maksadımız tarihi yargılamak değildir. Tarih, olaylardan ibretler çıkarıp insanlığın faydasına sunmak içindir. Bu darbe iktidarlarının, devlet ve millet hayatını tamamen adalet ve insani değerlerden koparmak için olduğunu en iyi anlayanlar da bu zulme uğrayan devlet ve millet topluluklarıdır. İlk Cihan Harbi’nin eklerinden olan, “İsrail ve Ortadoğu” planlarının, vatanı ve sınırları belli olmadığı gibi; milletinin de nüfusu da gerçek ikamet yerleri de belli değildir. Amerika ve Batı Devletler topluluğunun, Ukrayna’ ya basit bir yardım meselesini dahi kendi aralarında defalarca müzakere edip, değişiklikler yaparak gönderip, daha değişik bir program olarak uygulanırken, İsrail’in açık hava hapishanesi durumundaki Gazze’yi aylardır, karadan, havadan, denizden bombalamasına; insanlık vicdanını yaralayan ve çok daha önemlisi, bu gidişin sonunu düşündüren vahşete, bu liderlerin destekten başka söz bulamamaları, bütün insanlığı düşünmeye davet eden bir çağrıdır.

Anadolu’da Selçuklu ve Osmanlı olarak bin yıllık şerefle yaşanmış bir tarihin devamı olarak; Türkiye, Cihan Harbi ile başlayan ağır şartlar, darbelerle devam etmiş, komşularımızdaki darbeler ve savaş yangınlarının alevli çemberinde bırakılmıştır. Darbe tehditleri ve olasılıklar devam ettirilmiştir. Kıbrıs’ın huzursuzluk sebebi haline getirilmesi yetmemiştir, Avrupa Birliği Kıbrıs konusunda ters bir yola girmiştir. Bütün bunlara rağmen, aziz milletimiz, Allah’ın lütfu, imanından aldığı kuvvetle, ye’se düşmeden yoluna devam etmiş, uzun yıllardır hazırlanmış darbeleri bastırmış; şımarmış darbecileri isimsiz tarihe gömmüştür. Türkiye çeyrek asırdan bu yana istikrarla, dostlarıyla birlikte savunmada, kalkınma yolunda ilerlemektedir. Hiçbir milletin kendine yeter duruma gelmesi, insani yüceliğe yeter duruma gelmesi değildir. Bütün mahlûkattan üstün yaratıldığını bilen insan, büyük camianın bir ferdi olduğunu bilmek ve bütünün de sorumluluklarını duymak zorundadır. İnkar cephesi, fırsat gördüğü anda dünyanın tek hakimi olmaya kalkışmış ve pişmanlıkla neticelenmiştir. Firavunlar, adeta lanetin hedefi olmuştur. Roma imparatorunun sonu, düşman atının üzengisini öpmek olmuştur.

İslam olma, iman ve ahlak ile mümkündür. Müminler zulüm, kötülükler ve bulaşıcılığıyla savaştığı gibi, iyiliğin hayat hakkını, iman ve ahlak kardeşliğinin vahdetini, gerektiğinde şehitlik ve gazilik sınırına kadar korumakla görevlidir. Allah’ın verdiği nimetlere şükrederek, milletimizin ve ümmetin vahdetini, devletimizin istikrarla hedefine doğru yürümesini Allah’tan niyaz ediyorum.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Nahit sazoglu

Ülkemizde ekonomik gelişmeler ancak demiryollarıyla olacaktır denizciligimizi devlet politikası yapmaliyiz tarım ve hayvancılıkimizi geliştirmeliyiz mesleki eğitim merkezi kurmaliyiz. Kökleri dışarda olan zararlı yapilar lions rotary kulüpleri mason locaları acilen İçişleri bakanlığı tarafından kapatilmali iş Bankası hazineye devredilmeli

Adalet ve Seçim

Seçimin güvenligi, oyların kırsaldan taşınması, itrazların incelenmesinden, seçimin yürüyülmesinden, işlenmesinden sorumlu görevlilerin amirleri İçişleri, Adalet ve Ulaştırma Bakanları seçim meydanlarında belediye başkanı adaylarına oy isteme propagandası yapıyor. Ne sistem ama. Ne adil seçim çalışması yürütülmesi ama. Al sana siyasî sistem , güzel mi? Topyekün devlet gücü seçim için seferber. Kaynaklar, arabalar, bakanlık çalışanları bakanların emrinde. Bakanlar belediye başkanı seçtirme çalışmasında. On beş yıl önce böyle bir şey olabilir denilseydi,başta sayın yazar siz böyle bir şey kabul edilemez derdiniz herhalde. Şimdi ne diyorsunuz?
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23