Toplum gücü vahdettedir

“Hayatta maddi ve manevi rahatlık istiyorsanız, başkalarının sıkıntılarını çözmeye yardımcı olun”

Robert Owen

Her toplumda dürüstlük ve güven en önemli imkânlardır. İnsan ve toplum için, maddeten ve manen her an gereken, dürüstlükten daha önemli başka bir imkân yoktur. İnsan kardeşine, ailesine güvenemiyorsa, dünya kendinin olsa neye yarar! İman ve ahlak egemenliği kaybolur, yalan marifet haline gelirse, dürüst insan ne kadar çok olursa olsun, 3-5 yalancı, fitneci, dürüstlük ikliminden eser bırakmaz. Nitekim hayat kaynağı pınara karışan, her zehir ve pisliğin varlığı bütününün değerinde onulmaz bir kayıp doğurur. Her konuda güven, huzurun ilk şartıdır. 

İnsanlık tarihi gösteriyor ki, toplum iman ve ahlaktan mahrum kalırsa, güvenlik teşkilatları ve adalet, hırsızlık, yolsuzluk, fitne ve fesada karşı, ne kadar imkânlı ve başarılı olursa olsun, söylentileri, fitne ve fesadı ortadan kaldırmakta başarısız kalmaktadır. Çünkü hırsız ve fitne çeteleri, teşkilatlı olarak, dürüst ve namuslu kimseler hakkında şaibeler çıkararak, doğurdukları bulanık havada, kendilerini saklamanın her tür tedbirini alırlar. Mesele toplumun iman ve ahlaki hayatıyla, yalancı ve iftiracı kimselere karşı dalgınlığından kurtulacak derecede dürüstlerin sağlıklı bir sosyal yapıya kavuşma mücadelesini hedefine ulaştıracak çalışmalarını, kötülük bataklığına düşme tehlikesini yaşayanları, düşmekten kurtarmak için, toplum kuruluşlarına sahip olacak bir gayrete zaman ayıracak fedakârlık gerekmektedir.

Toplumda bu noktaya gelmek tek taraflı olmuyor. Bir malın tüccarı olabilmek için, o malı talep eden kimselerin olması öncelikli bir zarurettir. Atasözümüzün, “Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz” hikmetli anlatımı, çok geniş bir sahayı aydınlatmaktadır. Her konudan birkaç kelime bilen kimse, hiçbir bilgiye ihtiyacı olmadığını zannederken ona bir şey anlatmanın imkânı yoktur. Onun için okumuşun cehaletine dikkat çeken hikmetli sözler çok fazladır. Yunus’un uyarısı, her işin en başı olan insani yüceliğe dikkat çekerek, “İlim, ilim bilmektir // İlim, kendin bilmektir // Sen, kendini bilmezsin. Bu nice okumaktır.” 

Toplumun bir ferdi olarak, topluma ve insanlığa karşı vazifelerimizi unutmamalı, bu konuda dalgınlığa düşmemeliyiz. İnsan insani yüceliğinden; toplum, toplum değerlerinden ne derece değer kaybediyorsa, biz de insanlığımızdan o derece kaybediyoruz demektir. Çünkü biz müminler olarak, yalnız kendi hayatımızın bilgi ve tecrübelerine sahip değiliz. İlk insan ilk Peygamber Hz. Adem’den beri bütün insanlık tarihinin değişmez değerlerine sahibiz. Onbeş asırdan beri ise, kıyamete kadar değişmeyecek olan Kur’an-ı Kerim’e sahibiz. Değişen bunca şartlara ve imkânlara rağmen bu değişmezliği anlayabildiğimiz derecede önemli bir başarıya doğru ilerlediğimizin farkına varacağız.

Toplum gücü, insani yüceliğin en önemli gücüdür. Eşsiz bir adaletle herkesin hakkına sahip olmasını sağlayan, barışın ve insani yüceliğin nimetlerinden, adaletle, kardeşlikle, yardımlaşmayla, izzet ve şerefle yaşayıp kardeş olarak fani dünya hayatlarını tamamlama imkanı sağlayan tek dünya nizamı, ilahi dinin iman ve ahlakını yaşayan toplum ile bu toplumun lideridir. Toplum ve lider, iki zirve imkândır. Neticede, “arkadaşını söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim” hikmetli ifadesinde olduğu gibi lider ve toplum sabırla, yanlış yapanı iyi olana benzetir. Korkulacak kısım yanlış olanın doğru olanı kendisine benzetmesidir.

Mümin toplum ve lider ikilisi bütün imkânlarıyla yardımlaşarak vakit kaybetmeden, adaletten siyasi sisteme kadar, bütün sistemin, çıkar, uyum ve kolaylık gibi düşüncelerden kurtararak dürüstlük ve insani yüceliğin gereklerine aykırı unsurlardan ayıklanması gerekir. Çünkü sistem yanlışları da toplum ve lideri, ana yoldan saptıracak imkânsızlık ve çıkmaz sokaklara sokabilir. İnsani yüceliğe aykırı her kötülüğün devamı millet ve ümmet güven ve vahdetinde bir yara ve imkân kaybıdır. Her kötülüğün hayatının uzamasına imkân veren zaman kaybı, kötülüğü ağır bir faiz yüküyle beslemek gibidir. 

Vatan ve millet meseleleri gibi, fert ve toplum hayatının en önemli meselelerinde, sabır, sebat, gayret, şehadete varıncaya kadar fedakârlık, özellikle iman ve ahlak değerlerine sahip fert, millet ve devlet için, insanlık tarihi boyunca hayattan üstün tutulan tek imkân olmuş ve uygulanmıştır.