Sözü, insana dost olmalı

“Dostlarla paylaşılan sorunların çözümü kolaylaşır”               Wilson Fallett

Doğruluk, bütün iyiliklerin kaynağı; yalan bütün kötülüklerin anasıdır. 

Dil, doğru sözü de, yalanı da aynı kolaylıkla ifade eder. Dil söyler, mükâfat ve sorumluluğunu insan yaşar. Çünkü söz, son derece etkili bir imkan ve silahtır. Mermi namludan, söz ağızdan çıkar. Dürüstlük, devlet kurar. Yalan fitne ve hainlik devlet yıkar. Söz olur, açar savaşı; söz olur sağlar barışı. İnsan iyilikle, dostlarıyla yaşar. Yalan ve yanlışlar, fitne ve fesat, kardeşi kardeşe düşman, hayatı zehir eder.

Bu bakımdan, sözünün arkasında duran, sözünün sahibi olan insanın ilk yardımcısı kendisidir. Doğrulukla kendinin yardımcısı olan insanın en yakın ve güçlü yardımcısı da Allah’tır. Yalancı, fitneci, haininin ise sözü ve işi kendisinin en yakın ve en güçlü düşmanıdır. Sadece kendine değil, çevresine, yakınlarına, kendini takip edenlere de zarar vermektedir. Bununla kalmayıp dürüstlük iklimini de tahrip ettiği için toplumda zarar görmektedir. 

İnsan bir yalana, bir kötülüğe bilmeyerek bir kere düşer. İkinci kere düşmemek için azami dikkat göstermekle sorumludur. Nitekim hadis-i şerif ikaz ediyor, “Mümin aynı çukura iki kere düşmez”.

Şüphesiz yalan ve yanlış kimselerin peşine düşmenin cezasını insan yine kendisi çeker. Ondan sonra kademe kademe yalancının peşine düşmenin cezası ve vicdan azabı artar. İnsan bir yalancıyı dostlarına tavsiye ettiyse, onların uğrayacağı zararların da vicdan azabını yüklenir. Bu konuda akıl ve vicdan sahibi insan için en dayanılmaz vicdan azabı bir toplumun başına bela edilen, yalancı ve rüşvetçi insanlara yol açan ve imkan sağlayan kimselerin durumudur.

Demokrasilerde vatan, millet, devlet söz konusu olunca, sözü kendisine düşman olan kimselere, milletçe fert fert çok dikkat gerekir. Kendini tanımayan, bilemeyen kimselere de dikkat etmek gerekir. Yalanın çok çeşitleri vardır. Ölçüsünü, ayarını kaybetmiş sözler vardır. Sadece dikkat çekmek için, “Adamın her halde bir bildiği var ki bu kadar üzerinde duruyor” densin diye icat edilmiş, emek harcanmış yalanlar vardır. 

Bu konuda öncelikle, “olmayacak duaya amin” diyerek yalancı pehlivan gibi peşrev yapan, er meydanı için çağrı yapma gibi çok yönlü tahribat yapmaya kalkışanlara ayrıca dikkat etmek gerekmektedir. Örneğin, çoğunluğu olmadığı halde, sadece çoğunlukla alınacak bir karar olan “erken seçim istemek” gibi sözler gerçek olması düşünülemeyen boş iddialarla milleti oyalamaktır.

Yanlış iddialar, zan doğuran gizlenmiş yalanlardır.