• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hasan Aksay
Hasan Aksay
TÜM YAZILARI

Depremi ekran başında yaşamak

14 Şubat 2023
A


Hasan Aksay İletişim: ,

 

“Uyan ey gözlerim, gafletten uyan!// 

Uyan, uykusu çok gözlerim uyan!”

Sultan 3. Murat Han 6-7 Şubat 2023’de Türkiye’nin güneyi, Kahramanmaraş’tan Diyarbakır’a kadar ilçeleri ve köyleriyle on il ve Suriye’nin kuzeyi de aynı depremle yıkıldı. Geniş bir sahada, kar altında, kışta yaşanan bir felaket. Yalnız Türkiye kısmında 15 milyon 200 bin nüfus etkilendi. İkinci ayrı deprem ve şiddeti 5 ile 6 arasında devam eden artçı depremler nedeniyle milyonlar paltosunu dahi giyemeden kar altında sokağa çıktı.

Son yüz yılın en büyük depremlerinden biri olarak kalamadı adeta “felaketin karesini alarak” hasarlı binaların yıkımını devam ettiren, 7.6 büyüklüğünde ikinci ve ayrı bir deprem gerçekleşti. Birincinin  merkez üssü Maraş’ın Pazarcık ilçesi iken,  24 saat içinde gerçekleşen 7.7 büyüklüğündeki ikinci deprem, bu kez Elbistan ilçesinde ama yıkımı Türkiye ve Suriye’nin önemli bir kısmında yaşandı. Bu büyük afetin önemi bütün dünyada da hissediliyor. İkinci deprem, özellikle hasarlı binalarda yıkım yaptı. Bir bakıma da, “Bu karda kışta mecburuz. Havalar ısınıncaya kadar biraz oturalım” diyerek tehlikeye davetiye durumunu ortadan kaldırdı. Çünkü 5-6 ölçülü artçı depremler de devam  ediyor. İlk gününde, bu yükseklikte artçı depremlerin sayısı 15’i geçti ve ikinci gün 26’yı bularak devam ediyor. 

Deprem çifte geldi. Yıkım büyük. Saha çok geniş. Acı büyük. Kış çetin. Bugüne kadar bir il veya ilçede deprem olurdu. Acıların acil olarak karşılanması gerekenleri, komşu il ve ilçe halkları tarafından paylaşılıyordu. Saha çok geniş olunca, bu imkan ortadan kalktı. Allah’ım Sen lütuf ve rahmetini esirgeme. Senin rahmetinle, harabeler mamureye; çöller vahaya döner. İnsanlık tarihi bunun şahididir. 

İnşallah bu görülmemiş depremde vefat eden kardeşlerimiz şehit makamında, imrenecek, özlenecek bir yüceliğe, nasibe ermişlerdir. Deprem merkez üssü Maraş’tan, senelerce gazetenin birinci sayfasında beraber yazı yazdığımız; dört yıl beraber yargılandığımız aziz kardeşimiz rahmetli Necip Fazıl Kısakürek şöyle diyor: “Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber…/ Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?”

Milletimiz ve devletimizin, üç çeyrek asır önce Menderes’le ve on yıllık, “Millet ve devlet el-ele” istikrar dönemiyle, çok ağır dış ve iç engellere rağmen Allah’ın ne büyük nimet ve rahmetlerine mazhar olduğunu yaşadık ve gördük. Allah’ım Sana hamd olsun! Menderes’ten sonraki çeyrek   asırdan fazla zamanda dışarıda ve içerde iklimin çok sert, düşmanlıkların ittifak edercesine çok ağırlaşmasına rağmen Allah’ın nimetleriyle öyle imkanlar doğdu ki düşmanlıkların gücü ve ittifakı yetmedi. Siyasi düzenlerin atom bombası türü bir bombayla yok edildiği, kukla bir düzen kurma olarak tarif edilebilen darbelere muhtaç oldular. 

Allah’ım Sana hamd olsun! Bu darbeler yığını içinden dahi millet, ümmet ve insanlığa yol açtın. Devletimiz milletimiz tek yürek olmuş, bir kişiyi daha kurtarmak için, Devlet Başkanımızdan TBMM Başkanına, Cumhurbaşkanı Yardımcısından bütün bakanlarımıza kadar hepsi arazide felaketle, bu felaketzedelere yardımla görevli altmış bin kişi ve gönüllüleriyle beraber deprem bölgesindedirler. İnşallah burada hizmeti tamamlar, Suriyeli kardeşlerimize de ulaşırız. Bu zor imtihanı devletimiz, önemli bir seferberlik hali olarak büyük bir ehliyet, nizam, gayret ve fedakarlıkla, devlet ve millet bütünlüğü içinde başarıyla yürütüyor. 

Seviyesiz, kolay saldırganlıkla tanınma imkanı bulmuş Fransız dergisi Charlie Hebdo gibi, bilgisayar imkanından yararlanarak, bu tür kötülükleri taklit ederek tanınmak isteyen, iyilikten nasibi olmayanlar, deprem gibi felaketleri dahi istismara kalkışıyor. Bizim Peygamberimiz, Hadis-i şeriflerinde çoğu zaman emir kipi kullanmamasına rağmen, altı kelimelik bir cümlede iki kere emir kipi kullanarak şöyle buyuruyor, “Sözünde fayda varsa söyle! Yoksa sus!”  Ya Rabbi, bizleri yalan yanlış, haset fitne konuşulan, kötülükler kurgulanan bütün toplum ve şahıslardan uzak kıl. Bizi iyilerle beraber eyle, kötüler ve kötülüklerden uzaklaştır. 

Yaklaşık yarım asır önce, 1976 Van Çaldıran Depreminde, Hükümet adına, Devlet Bakanı olarak görevlendirildim ve “bir insan fazla kurtarmak ne büyük nimet” gördüm. “Ya yanlış ve ihmalle bir can kaybolursa? Cinayet olur” sorumluluğunu yaşamak ta ayrı bir rahmet. Merkezi Çaldıran olan bu deprem de büyük bir depremdi. Acılar büyüktü. Binaların %80’ni yıkıldı, 3.840 şehit vermiştik. O zaman felaketzede kardeşlerimize Allah bir daha göstermesin derken, Kızılay’ımızdan, devlet millet fedakarlığımızdan; ve yetişmiş kurtarma elemanları olarak da komando erlerimizden başka fazla bir imkan yoktu.

Ya Rabbi! Gelişen çağın doğurduğu fırsatlar ve özellikle, “Devlet Millet bütünleşmesiyle” doğurduğun her konudaki planlı kalkınma ile depremde bugün sahip olduğumuz imkanları ekranlarda yaşayarak gördük. Nankör değiliz. Şükründen aciziz. Niyazımız; birliğimiz dirliğimiz ve istikrarımızın bozulmasına izin verme; bizi ümmetimizin ve insanlığın huzur ve selametine hizmetkar kıl. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Hikmet Yılmaz

Emekli ve halen görev yapan mv.'leri birer maaşlarını Afad'a bağışlamalarına ön ayak olun lütfen. Laf yetiştirme zamanı değil.

Mehmet Aktan

Amin ya Muin.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23