Zamanı var...
Kafalarının nasıl bulandığını şuradan anlayın:
Karar yazarı Akif Beki, önceki günkü yazısında, Ankara Halk Ekmek’teki rüşvet iddiaları için “Elinde belge varsa suç duyurusunda bulunursun. Savcılığa verirsin. Hukukun değil de siyasetin konusuymuş gibi medyada, polemikte kullanmazsın” diye yazdı.
Vallahi yazdı.
Yaklaşık on yıldır Erdoğan düşmanlığından bütün AK Parti camiasını, seçmeni dahil, elinde tek bir delil olmadan “hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvete batmakla” suçlayabilecek tıynetteki bir herif...
Türk tarihinin görmediği şekilde hem devletin arazisini tek imzayla kendi üniversitesinin mülkiyetine geçiren, hem de “Siyasi ahlak yasası istedim, çıkarmadılar” diyen Ahmet Davutoğlu’nun gazetesinde...
Televizyon ekranlarında yayınlanan, iddia sahibinin “Mahkemeye de sunacağım” dediği belgeleri beğenmiyor, “Mahkemeye niye gitmedin” diye soruyor.
E mahkemeye gidince de ağlıyorsun?
Hatta ağlama faslı bitince, çenesinin cıvatası gevşek ahlak yoksunlarından ya da kalemini satmış vatan hainlerinden “ifade özgürlüğünü kullandığı için gadre uğramış bir kahraman” çıkarmaya çalışıyorsun?
İşin muhatabına söylemişler, “Biz çözmeyelim, sen çöz” demişler, ne var bunda?
Hani sahibinin “Savun” dediği Kemal Kılıçdaroğlu gibi ortaya rastgele savurup, karşısında hakimi görünce kıvırırsa yine saldır da, daha dur bakalım.
Hatta bilakis, “Konu hakkında onlar da suç duyurusunda bulunmuşlar, beni şahit göstermişler, şeref duydum, belgeleri mahkemeye de sunacağım” diyor adam.
Bu acelen ne Akif?
•
Diyorum ya, kafaları çok bulandı.
Mesele seçim kaybetmek de değil artık.
Kendilerini öyle olmayacak birlikteliklere zorladılar, zaten “Erdoğan düşmanlığı”ndan ibaret kalmış karakterlerini öyle ezdiler ki, bu rezilliği sadece “seçim zaferi” ötelerdi...
Bunlara da fazla fazla yeterdi, ne rezillikleri unutturmadılar ki?
Ama olmadı...
Acı gerçeklerle aniden yüz yüze kaldılar.
Kaçamıyorlar da.
Ya yedi parti ve iki belediye başkanı siyaset sahnesinden silinecek ya da bu kavga verilecek, başka yolu yok. (Hani bana sorsanız Kemal Kılıçdaroğlu silinmeye aslında çoktan razı ya, tarihe Tayyip Erdoğan’ın ona taktığı isimle, “Bay Bay Kemal” olarak geçmek istemiyor.) Bu kavga verilecekse de, herkes eteğindeki taşları dökecek.
Bu rezillik normal yani...
Yahu, yılların Milli Görüş’ü, Aile Bakanlığı’nı LGBT savunucuları Selin Sayek Böke veya Aylin Nazlıaka’ya teslim etmek için çarşaflı kadınları kapı kapı gezdirip oy istetmekten utanmadı, bunun travması yaşanmayacak mı zannediyorsunuz?
•
Hani bazı gazeteci arkadaşlar “Biz elimize çekirdeklerimizi aldık, keyifle muhalefeti ve satılık kalemlerinin düştüğü hali seyrediyoruz” diyorlar ya...
Daha durun...
Henüz her şeyi açık açık konuşabildikleri bir safhaya da gelmedik.
Sadece seçimi kazanmak için dayatılan yöntem çalışmadı, bakın neler öğrendik...
Hele “Sahipleri”nden iyice umudu kessinler, bakın daha neler faş olacak.
O zaman seyredin sürüklenecekleri buhranları...