• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halil Kışlacık
Halil Kışlacık
TÜM YAZILARI

Özür dilerim...

02 Nisan 2023
A


Halil Kışlacık İletişim: [email protected]

 

Gerçekten, samimi olarak özür dilerim.

Ne yapayım, öyle bir düzen kuruldu ki, ister istemez alet oluyorum.

Ben, daha önce defalarca söylediğim gibi, 28 Şubat’ta imam hatip öğrencisiydim.

Biraz sonra bahsedeceğim tiplerin hepsini cebinden çıkaracak pırıl pırıl onlarca akranımın geleceğinin yandığının canlı şahidiyim. 

En iyisini hakeden insanların bile ne büyük mücadeleler sonunda “normal” bir hayat sürme imkanına sahip olabildiklerini gördüğüm için... 

Aslında hiçbir temayüz sebebi taşımayan, eskilerin “Sokakta yürürken sakız çiğnemeyiz” dediği cinsten adamların, bürokratik oligarşinin ayakta kalması için kurulmuş düzeneğin ürettiği birer (hayır, fenomen değil) artefakt olarak toplumun geleceğini ilgilendiren görevlere getirilebildiklerini bir ihtimal olarak aklımda tutamıyorum.

Tecrübesizlik ve gençlik de var, bugün siyaset dünyasında sesini çokça duyduğunuz isimlerin gerçekte ne olduğunu ortaya koyan çoğu olaydan yaşandığı ve asıl etkisini gösterdiği günlerde değil, hep yıllar sonra ve ikinci elden haberdar olmak durumunda kaldım.

Hal böyle olunca, “Bunun söylediğini çok ciddiye alan olur” diyerek bazen birilerinin yalanlarını yüzüne vurmayı “yaptığım mesleğe ve yaşadığım topluma borç” olarak görüyorum.

Geç farkediyorum yani, aslında benim bu köşede bu insanların saçmalıkları yüzünden mürekkep harcamamın alemi olmadığını.

Çünkü kuraldır, akrep huyunu değiştiremez, benim yazmama sebep olan ameliyeyi muhakkak farklı formlarda yeniden işleyecektir. 

Ve kim olduğunu zaten kendisi anlatacaktır. Bu yüzden, benim özür dilemem gerekiyor; onları aslında hayal bile edemeyecekleri bir etki alanına kavuşturuyoruz, verdiğimiz cevaplarla.

Ama diyorum ya, öyle bir düzen kurulmuş ki, benim gibi “sosyal medya” kullanmayan, televizyonun sesini sadece “son dakika” altyazısını gördüğünde açan, hangi haber kaynağını ciddiye alıp hangisini almayacağına yıllardan beri dikkat eden biri için bile bu tuzaktan kaçmak mümkün olmuyor.

“Peki çözüm ne, onlar konuşsun da kimse cevap vermesin, meydanı onlara mı bırakalım” diyenler olacak.

Elbette meydanı onlara bırakmayalım.

Ama bunun yolu sanırım her söylediklerine cevap vermekten ziyade, tepindikleri yeri “meydan” olarak tanımlamaktan vazgeçmek.

Nasıl ki yuvalandıkları sözlüklerde kendi elleriyle yaptıkları ayıklama operasyonları sonuçta bu mecraları sadece içlerindeki pisliği gözler önüne seren birer ayna hüviyetini kazandı...

Bu işi bu kadar açıktan yapmayan bu “yeni medya” mecralarında da bu ayıklamayı onların yapmasını beklemeden biz kendi özgün mecralarımıza çekilmeliyiz.

Yoksa, kimimiz isteyerek, kimimiz istemeden girdiğimiz bu tartışmalarla, tam da o mecraların sahiplerinin istediği gibi, hiçbir ilerleme kaydetmeden aynı yerde debelenir dururuz.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum

Ah sure Suleymancilar

Ağrılı Yusuf

Halilim şu Süleymancilarla ilgili bir yazı yazsan. Eskiden Ecevit'e verirlerdi şimdi CHP'ye
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23