Kusura bakmayacaklar
Lafa “Aslında ‘Ben demiştim’ demeyi hiç sevmem” diye başlamak isterdim ama yalan olur, çok severim.
Hele böyle konularda...
Kural basit; ateşle oynarsan, yanarsın.
Toplumun “gerçek” algısını bozmaya çabalarsan, sonuçta kendi gerçek algın da bozulur.
Okurlarını “İnsanların AK Parti’ye kömür ve makarna yardımı için oy verdiği”ne ikna edersen, ekonominin bunca bozulduğu bir ortamda aldığın yenilgiyi izah edemezsin. Öfke büyür, “O zaman biz niye kaybettik” sorusunun gerçek cevabı insanları ikna etmez.
Hele de gerçek cevabı vermek istemeyen siyasetçilerin olduğu ortamda, mümkün değildir.
•
Mesela CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sorarsan, normal şartlar altında seçimi onlar kazanmıştır ama çevrilen bir dolap vardır.
Oy çalınmıştır...
Nerede, kim çalmış?
Çalınmıştır, sorma gerisini...
Anadolu Ajansı manipülasyon yapmıştır?
Niye? Kaç milyon insanı etkileyebilecektir o manipülasyon?
Yapmıştır yahu, yapar bunlar!
Hiçbir şey olmadıysa, seçim adil olmamıştır.
Neden?
Çok satan gazeteler, çok izlenen televizyonlar, çok tıklanan internet siteleri onların elinde değilmiş.
Öyle mi?
Oturalım sayalım.
Cumhuriyet, Sözcü, Korkusuz, Milli Gazete, Karar, Yeniçağ, Yeni Asya, Birgün, Evrensel, Sol, Fox TV, Ulusal Kanal, Halk TV, KRT TV, Tele1...
Her birinin ayrı ayrı internet sitelerini de sayın...
Kimin bunlar?
“Okunmuyor” diyorsan, suçu kendinde arayacaksın, adam gibi haber yap da okunsun.
Sorunun cevabı hâlâ havada: Seçmen size niye oy vermedi?
Kemal Kılıçdaroğlu’na niye güvenmedi?
Tamam, suçlu siz değilsiniz.
Kim peki?
•
Anlayacağınız, onlar için hiçbir şey değişmiyor.
Eh, bu kavga sayesinde kimin ne olduğu da ortaya dökülüyor.
En azından bizim meslek “kurtlarını dökmeye” başladı.
Ama seçimi kazansalardı siftinip giderlerdi, kimse Cumhuriyet gazetesinin bir şirketten çikolata kutularıyla para alıp, elektronik ticaret yasası aleyhine haber yaptığını ortaya çıkarmazdı.
Ya da Yılmaz Özdil insanların bundan on bir (yoksa on üç mü?) seçim önceden beri Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermeme sebebi olan bazı gelişmeleri yeni keşfedip, “Açıklayacağım” diye ortalara düşmezdi.
Neyse, biraz bocalayacaklar, gerçeğe dönmek öyle kolay değil, ha deyince olmaz.
Kendileri uyansa, zehirledikleri kitleleri uyanmayacak.
Dediğim gibi, uyanması işine gelmeyenler de çok. Kurdukları masadan ses soluk çıkmıyor ki uykular bölünmesin.
Olacak bunlar.
Sancılı olacak, rezillik çıkacak ama sonunda algıdan gerçeğe dönecekler.
Kurdukları yalan imparatorluğu çökerken elbette canları yanacak ama sonuç onlar için hayırlı olacak.
Yalnız biz de biraz dalga geçeceğiz bu şaşkın ördek halleriyle, onlar da kusura bakmayacaklar artık...