Ertuğrul Özkök’ün yapay olmayan ciğeri...
Ertuğrul Özkök pek bir sevinmiş...
14 Mayıs’tan sonra rahat rahat içebilecekmiş...
“Yalnız bir dakika…Dürüst olayım. ‘Gel gel’ yapıp sizi aldatmış olmayayım, baştan söyleyeyim” diye girmiş yazıya ve asıl meramının “Michio Kaku’nun verdiği yapay karaciğer müjdesi” olduğundan bahisle “Benim verdiğim 14 Mayıs tarihini de iyi okuyun. Verdiğim tarih 14 Mayıs 2023 değil… 14 Mayıs 2123… Ama yine de bu 14 Mayıs için umut verici başka güzel şeyler de hayal edebilirsiniz. Ona hiç itirazım yok…” diye bitirmiş.
Korkmayın, burada uzun uzun bu zihniyetin niye sürekli alkol konusunda böyle saplantılı bir tutum sergilediğinin tahlilini yapmayacağım bugün.
Cuntacıların emrinde “Gerekirse silah bile kullanırız”, “Ya uy, ya çekil”, “411 el kaosa kalktı” ve benzeri manşetleri atıp, hâlâ ciğerinin sağlam olduğunu iddia eden adamın zihinsel süreçlerini yorumlamanın alemi var mı?
Bu saatten sonra ciğer derdine düşme Özkök...
Yapay omurga yaparlarsa, ona sevinirsin...
•
“Omurga” demişken...
Pek gündem olmadı ama Kemal Kılıçdaroğlu, yine bir manevrayla, Meral Akşener’in bir piyonunu daha yedi.
Gerçi masaya geri dönmesiyle Akşener’in boşa düşmeyen taşı kalmadı ya, neyse...
Hatırlarsınız, Meral Hanım’ın elinden tutup masaya getirdiği ama bu işin sonunda İmamoğlu vakasında olduğu gibi “velayetini” isteyeceği bilinen Hüseyin Baş’ı refüze ettirmişti Kemal Bey.
Cuma günü, Hüseyin Baş’la görüşüp, adaylığı için desteğini aldı.
Akşener’in yanında gelince yüzüne bakılmayan Baş, tek başınayken Kılıçdaroğlu için daha kıymetli oldu.
Peki bundan Akşener cephesi ne anlamalı?
Meral Hanım bu durumu nasıl izah edecek, “Her fırsatta benim elimi zayıflatıyor, her fırsatta bana operasyon çekiyor ama siz gidin, Kılıçdaroğlu’na oy verin” diyebilecek mi seçmenine?
•
İnce, aday olmasınmış.
Şimdi yürüttükleri kampanya da bu.
“Kemal Kılıdçraoğlu aday olmasın”ı tutturamadılar, buna başladılar.
Farklı mecralardan bahsetmiyorum, daha 15 gün önce ne kadar ısrarla “Kemal Kılıçdaroğlu aday olursa, ne olursa olsun kesin kaybederiz” diyorlarsa, bugün aynı ısrarla “Muharrem İnce aday olmazsa Kemal Kılıçdaroğlu kesin kazanacak” diyorlar.
Hani işim gereği sürekli maruz kalmasam da ara sıra, şenlenmek için girip takip ettiğim mevzular olsa çok keyif alacağım kesin. Fakat toplumun internete erişebilecek teknik imkana ve sosyal medyada gezinebilecek boş vakte sahip, yani “temayüz potansiyeli” taşıyan bir kesiminin böyle basit operasyonlarla oradan oraya savrulmalarını seyretmek gerçekten acı verici...
Kılıçdaroğlu ve İnce’den önce, “tuvalet terliği” diye bir adayınız yok muydu sizin?
Şunca tantanayı niye “Tuvalet terliği aday olmasın” diye koparmadınız?