Dilinin altına bakla koy...
Hakaretin “hiçbir davaya konu olmaması gerektiği”ni savunmak ne kadar saçma ise...
Hakaret etti diye bir kişiye “siyasi yasak” verilmesi de o kadar saçma.
Karşınızdaki insanlar iftirayı, yalanı “düşünce”; küfrü de “ifade” zannedecek kadar eğitimsiz olabilirler...
Hatta İmamoğlu’nun ettiği küfürleri Erdoğan’ın okuduğu şiirle kıyaslayacak kadar aklı yele bile verebilirler...
Ama Ahmet Davutoğlu’nun veciz ifadesiyle “Ahlaki formasyonu tamamlanmamış” bir küfürbazı “kahramana çevirmek” istenmiyorsa, Meclis’ten hemen bir düzenleme geçirmeli.
•
Derdimi anlatırken Ekrem İmamoğlu hakkında “küfürbaz” ifadesini kullandım diye kızacaklar, niye öyle yazdığımı da somut örnekleriyle izah edeyim...
•
İlk vukuatı, devletin valisine “İt” demek oldu.
İmamoğlu’nu bu kadar kızdıran neydi peki? Vay efendim beyefendiye niye VİP salonu tahsis edilmemiş... Sonra lafı “Ben ‘İt’ demedim, ‘Basit’ dedim” diye çevirmeye kalktı ama, onlarca kameranın önünde üstüne basa basa söylediği lafı inkar edip “algıya zarar verdiğiyle” kaldı... (“Algı” yerine “itibar” derdim ama, İmamoğlu için hangisi önemliyse onunla anlatmalı, işine yarasın, değil mi?)
Bu hakaret yüzünden Ekrem Bey hem cezaya hem de tazminata mahkum edildi.
•
İkinci vukuatı ise, YSK üyelerine ettiği, bugün gündemde olan davaya konu hakareti...
Hatırlamayan vardır, CHP ilk seçimde oy çalmıştı da, seçimin iptaline sebep olmuştu, hatırlarsınız. İşte Ekrem İmamoğlu da, başka bir konu tartışılırken, “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” ifadelerini kullanmıştı.
•
Sonra, “kayak takımı” fecaati var.
Hani İBB Meclisi’nde “Deprem için ne hazırlık yaptınız” diye sorulduğunda, İmamoğlu’nun Erzurum’daki deprem bölgesini ziyaret eder gibi yapıp. kayağa gitmesinden bahisle “Kayağa gittiler” denmişti de, İmamoğlu da cevap vermek yerine küfretmişti...
•
Benim takip edebildiğim son vukuatı ise, dönemin İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu’ya ettiği iddia edilen küfürlerdi...
Söylenene göre İmamoğlu, CHP’nin Kaftancıoğlu için düzenleyeceği miting öncesi Mermutlu’yu aramış, İSKİ’den personel ve araç istemiş, Mermutlu’nun “Bu İSKİ’nin işi değil” diyerek talebini reddetmesi üzerine telefonu kapatan İmamoğlu, yanındakilerin duyabileceği şekilde Mermutlu’ya ağır küfürler etmişti.
Bu durumdan haberdar olan Mermutlu ise “Ya çık ‘Ben küfür etmedim’ de ya da özür dile” diye rest çekmiş, ikisi de yapılmayınca istifa etmişti...
•
Neyse, YSK üyelerine ettiği küfür yüzünden yargılandığı davanın Cuma günkü duruşması öncesi “Personeli adliye önüne gönderin” dediği, mesela İSTAÇ’tan olumsuz cevap gelmemiş de, İmamoğlu’nun ağzını bozmasına gerek kalmamış...