• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halil Kışlacık
Halil Kışlacık
TÜM YAZILARI

Beyefendi “farz-ı kifaye” diyormuş...

01 Ocak 2023
A


Halil Kışlacık İletişim: [email protected]

Yine Yasin Aktay kızacak, “Niye ilahiyatların itibarını zedeliyorsunuz” diye...

Ne yapalım hocam?

“Noel kutlamak Müslüman için farzı kifayedir” diyen adamı bir ilahiyat fakültesi almış, önce dört senelik lisans programından, sonra da yüksek lisanstan mezun etmiş, adının başına “ilahiyatçı” titrini koyup gezme salahiyeti vermiş...

Ses etmeyelim mi?

En başta bir meseleyi çözelim...

Biz konuya girince, sanki “Müslüman değilsen, ilahiyatçı olamazsın” demişiz gibi saldırıyorlar.

Alakası bile yok.

İstediğine inan ya da inanma, ilahiyatçı olabilirsin...

Mesela “Kur’an (haşa) Allah kelamı değildir” diyen Karar yazarı Mustafa Öztürk, kendisine sorarsan Müslümandır...

Belki de bu çıkışı haricinde iyi de bir Müslümandır...

Ama ilahiyatçı değil, çünkü “Kur’an’da ‘zenim’ diye hakaret ediliyor, Allah hakaret etmez, o zaman (hâşâ) Kur’an Allah kelamı olamaz” derken ortaya attığı “zenim” kelimesi hakkında ayrıntılı bilgisi de, konunun uzmanlarının tartışmaya dair ürettiği yüzlerce sayfa kaynaktan haberdar olacak ilgisi de ve en acısı da belli ki haberdar olsa bile konuyu yorumlayacak kapasitesi de yok... 

Ama bak, söylediklerini beğen ya da beğenme, büyük ateist, üstelik ilahiyat konusunda hiçbir formal eğitimi de olmayan Celal Şengör bile bunların çoğundan daha iyi bir ilahiyatçı. İlmi, neyi aradığını, öznesinin doğasını falan bunlardan çok daha iyi biliyor ve en azından konuştuğu konuları kendi içinde tutarlı bir mantık çerçevesinde, bilgiye dayalı olarak analiz edebiliyor.

Nazif Ay’ın “Noel’i kutlamak Müslümanlar için farz-ı kifayedir diyorum ben. Çünkü sen Hz. Muhammed’i üstün kılıyorsan, Hz. Muhammed’i öne çıkartıyorsan bu Kur’an’a göre yanlıştır. Bakara’nın 285. ayetinde peygamberler arasında herhangi bir fark yoktur diyor. Sen onu kutluyorsan diğerini de kutlayabilirsin” demesi hem bir ahlak hem de bir zeka sorunu.

Bakara Suresi’nin 285. ayetindeki kastı tefsir etmesini falan bekleyecek halde değilim...

Edemez...

Peygamberler arasında yapılmayacak olan ayrımın, “hak peygamberlik” noktasında olduğunu kavrayamaz...

Sorsak “Noel’i kutlamak”tan kastını, “Bizim bir diğer peygamberimizin doğum yıldönümü sebebiyle, bütün İslam dünyasının Hz. Peygamber’in doğum gününde yaptığı gibi, o geceyi ibadetle geçirmek” mi diyecek?

Ya da “Tersi de olur mu, Noel’i kutlamanın masum ve hatta gerekli olduğunu söylediğin ekibe, ‘Ama o zaman Mevlid Kandili’ni de kutlamanız lazım’ diyebilir misin” diye sorsak, ne cevap verecek?

“Çıktığım kanalın hedef kitlesi o gece istediğini yapsın ama yine kendini Müslüman zannetsin diye bahane üretiyorum ki, hep beni çıkarsınlar kanala, ekmeğime bakayım” diyebilir mi?

Alan ister fizik olsun, ister ilahiyat, ister kaporta boya; mecra ister medrese olsun, ister akademi, ister bir atölye...

Bu yapılanın adı, dört dörtlük “ilme ihanet”tir.

Yapana da “ilahiyatçı”, “fizikçi” veya “usta” falan denmez, ne deneceğini de ben açık yazamıyorum, Basın İlan Kurumu ceza kesiyor sonra...

Anlayacağınız, problem hem ahlakta, hem zeka düzeyinde.

Bunun sorumlusu da böyle yetersizleri lisans, yüksek lisans diploması sahibi yapan ve hatta Mustafa Öztürk örneğinde olduğu gibi profesörlüğe kadar yükselten eğitim sistemimizde...

Elbette her alanda var bu problem.

Her ile açtığımız “en az bir üniversite”nin bu “nitelik kaybı”nda büyük etkisi var, onu da biliyorum...

Ama tıp camiası nasıl “Bana göre tıp” diyen, ilmini kötü niyetine alet eden mensubunu hiçbir gevşeklik göstermeden ayıklıyorsa, ilahiyatlar da bu konuda bu hassasiyeti göstermeli...

Bana kızma Yasin hocam...

Bırak yazayım...

Millet, değil tartışmalı bir konuyu orijinal dilinden okuyup da analiz ederek yeni bir yorum getirmek, asırlardır yapılan tartışmaları Türkçesinden okuyup anlamaktan aciz adamlara “ilahiyatçı” diye itibar edip ahiretini yakarken... 

Biz onlara bu unvanı verip ortaya salan ilahiyat fakültelerini uyarmazsak...

Müslümanları öyle bir hale getirirler ki, bu sefer bizim ne olduğumuzu açık açık yazmaya kalkanlar Basın İlan Kurumu’nun gadrine uğrar.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Orhan İnan

Güzel bir yazı. Elinize sağlık. Bu şaşkın ilahiyatçılar iyice haddi aştılar. Çok kıymetli hocaların da yetiştiği Bu güzide eğitim kurumları nasıl oluyor da bu kadar sapkın tiplere de ev sahipliği yapıyor, anlamak mümkün değil.

Doğrucu

O hocayı alt etmek için celal şengörü daha tutarlı,daha bilimsel olarak yorumlaman onu haklı çıkarıyor bilesin, çünkü inanmayan birinin hiçbir argümanı doğru olamaz Halil nokta...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23