Al dengele: Altı parti genel başkanı, iki eş başkan, üç terör elebaşı, bir Biden

Ahmet Taşgetiren’in, benim yaşımdan fazla kalem oynatmışlığı vardır.

“Yazı yazmışlığı” demeye artık dilim varmıyor.

Söylediği şu: “Herkes biliyor ki şu an Tayyip Bey’i sınırlayacak bir ‘Denge’ de ‘Denetleme’ de yok. Ne var? Seçim var işte. Ama ‘Yeni Yapının Cumhurbaşkanı Adayı’ 6 partinin denetimi ile kendini daha şimdiden bağlamış durumda. ‘Başına buyruk bir Cumhurbaşkanı’ olamayacak Kemall (Evet, iki “l” ile yazmış) Kılıçdaroğlu.”

Neden böyle Sayın Taşgetiren?

Mesela, “denge ve denetleme”ye Erdoğan’ın yaptığı bir seçim mi izin vermiyor, yoksa sakladığınız başka bir sebebi mi var bunun?

Hani siyasetin Ahmet Davutoğlu gibi “stratejist”i de, Temel Karamollaoğlu gibi el yordamcısı da aynı şeyi söylüyor ya; “Millet İttifakı Meclis’te çoğunluğu sağlayamazsa, adayı kazansa bile cumhurbaşkanlığı makamında topal ördek olur” diye...

Yani, aslında bu ülkede Cumhurbaşkanı’nı sınırlayacak bir “denge” ve “denetleme” mekanizması varmış, öyle mi?

Peki ne olmuş?

Erdoğan cebir ve hile ile bu mekanizmayı saf dışı mı bırakmış?

Yoksa oy kullanan seçmen, “Meclis’te de çoğunluğu Cumhur İttifakı oluşturmalı” diyerek bir irade mi beyan etmiş?

“Vatandaş benim siyasi görüşüme değil iktidarı, iktidarı dengeleme ve denetleme görevini bile layık görmüyor” demenin süslü bir yolunu bulmuş olmanız, şu argümanınızın saçmalığını örtmüyor.

Olur da seçimi kazanırsanız ilk günden başlayacağınızı bugünden belli ettiğiniz, Türkiye’nin yıllarını yiyen “koalisyon” görünümlü ikbal kavgalarınızı “birbirinizi dengeleme ve denetleme” olarak sunmanız ise düpedüz küfür gibi.

•

İşin acıklı tarafı, böyle en kör kör parmağım gözüne tevillerin Saadet ve Gelecek partilerinden gelmesi.

Belli bir şey; Kılıçdaroğlu olur da seçilirse, bir zamana kadar bütün masayı satacak da, ilk sırada ya Karamollaoğlu var ya da Davutoğlu.

Henüz hangisinin ilk olduğunu bilmiyorum ama Sayın Kılıçdaroğlu’nun çoktan sırayı netleştirdiğine eminim.

Hayır, ne veriyorsun da ne isteyeceksin?

Babacan’ın arkası, Akşener’in iyi kötü bir oy potansiyeli var, Bay Kemal onları hemen elden çıkarmaz, bir süre idare eder. Akşener bahane arayıp çekilirse bilmem. Eh, Uysal zaten diş göstermez, halinden memnun. 

Ama Karamollaoğlu ile Davutoğlu’nun, Kılıçdaroğlu seçildikten sonra anlamsız kalacak birer “muhafazakar” etiketi olmaktan başka, idare edilmelerini gerektirecek hiçbir şeyleri yok ellerinde.

Ya Uysal gibi uysallaşacaklar, “Evet efendim” diyecekler Kılıçdaroğlu’na...

Yani siyaseten yok olacaklar.

Ya da varlık göstermeye kalkıp, Akşener’in üç gün direnebildiği saldırılarla yüzleşecekler.

•

Keşke gerçekler, sırf Ahmet Taşgetiren öyle iddia ettiği için değişebilse.

Altı parti başkanı, iki eş başkan, üç tane PKK elebaşı, Biden...

Taşgetiren’in kaleminde, “Bunlar birbirini dengeleye dengeleye, bizim çıkarımız için bizi yönetecekler” yazdığında onu gerçek yapacak bir efsun olsa, fena mı olurdu?

Ama sakın “10 Mayıs 2001’de Yeni Şafak’ta yayınlanan yazım unutulsun” yazmasın, kalem tutuşuverir mazallah...