Yani görünen o ki eğer bir dünya savaşı çıkacaksa bunu Türkiye yapacak…
Çok uzun süredir sahipsiz hayvan konusu ile ilgili büyük bir sorun yaşıyoruz. Bana göre sahipsiz hayvan tehlikesinin çözümünden ziyade bu konunun konuşulması insanları daha çok motive ediyor.
İktidar, kamu düzeni ve kamu sağlığını korumak adına çözüm üretmeye çalışıyor, ancak muhalefet bu konunun sadece siyasetini yapıyor ve sürekli hakaret ediyor.
Bu yasanın bir alçaklık olduğu yorumu var, utanç vesilesi olacağı ve yarının insanlarının utançla bu yasayı anacağı yorumları yapılıyor, muhalif kesim tarafından.
Tabi tüm dünyadaki uygulamalardan bahsederek bu kafayı susturmak imkansız, bu sebeple yine kendimizden bahsedelim ve 1932 yılına gidelim. Bakalım o yıllarda aynı konuyla ilgili nasıl bir yasa çıkarılmış, bu yasayı yapanlar utanç vesilesi olarak mı görülmeli….
Yıl 1932’nin 13 Haziran’ı ….
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ATATÜRK …
Konu sahipsiz hayvan tehlikesi
Bir yasa çıkarılıyor ve o yasada sahipsiz hayvanların öldürüleceği emrediliyor …
Yasayı onaylayan imza Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ATATÜRK…
Tabi insanın aklına şu soru geliyor geçmişinizden ve hayvanların öldürülmesi için yasa çıkaranlardan ve bu yasaya imza atanlardan utanıyor musunuz? Bu soruya cevap verdikten sonra konuşalım…
Tabi ki hiçbir canlıya zarar verilmesin, dahası devletin görevi canlıları korumak ve yaşatmaktır. Ancak konu insanların sağlığı, vücut bütünlükleri, hayati tehlike, kamu sağlığı, çocukların hayatı olunca işlerin değişmesi gerektiğini herkesin kabul etmesi gerekiyor. Sadece konuşmak için konuşmak, bu işin siyasetini yaparak belli kesimlerden oy almaya çalışmak çok sığ bir tutumdur.
Bu hafta Tüm dünyanın gözü önünde ABD başkan adayı, önceki başkanı Trump’a bir suikast tertip edildi.
Tabi yerseniz!
Olayın olduğu günden bu yana yapılan yorumları dinliyorum ve okuyorum. Keşke dinlemeseydim, keşke okumasaydım.
Anlayamıyorum; nasıl bu kadar sığ, bu kadar popülist yaklaşıyorlar bu konuya…
Son yıldır belli değil mi Trump’ın başkan olacağı…
Gazze katliamı, bu katliam sebebiyle siyaset ve ekonomik yolları tıkanan mason aklın ABD’de başlattığı sözde üniversite ve sokak eylemleri, Çin üzerinden Asya’da açılmaya çalışılan ekonomik koridor, Türkiye‘nin Ortadoğu ve İslam coğrafyasında başlattığı ekonomik hareketler, en son Irak’la yapılan kalkınma yolu projesi, millî savunma sanayi üzerinden Türkiye’nin dengeleri bozması….
Tüm bu şartlar mason aklın tıkanan ekonomi yollarını açması gerektiğini, bu konuda tekel olmaya devam etmek adına her şeyi yapabileceklerini, yeni siyaset üretmeleri gerektiğini, ancak bunu yıpranan ve tepki çeken, artık insanların gözünde mağdur ve mazlum olmaktan çıkan ABD’deki küreselci akılla değil, kurucu farmason babaların koruyucu siyasetiyle yapmak zorunda oldukları belli değil mi!
İki dünya savaşını da bu sebeple çıkarmadılar mı? Bunun için kendi başkanlarına suikastlar yapmadılar mı? Başka ülkelerde darbeler yapmadılar mı? Koskoca Osmanlı devletini parçalamadılar mı?
Oyun yine aynı, bu sebeple yol da aynı olacak….
Nasıl ki kendi ekonomik ve siyasi sistemlerini işletmek adına, Osmanlı’yı yok etmekten başka çareleri olmadığını gördüklerinde bunu yaptılar ise, bugün de önce güç toplayacaklar, para toplayacaklar, müttefik toplayacaklar (NATO, BM, AB ) ve sonunda aynı yolu deneyecekler …
Yani görünen o ki; eğer bir dünya savaşı çıkacaksa, bunu Türkiye yapacak…
Türkiye dünyanın kalbinde
Türkiye siyasetin kalbinde
Türkiye ekonominin kalbinde
Türkiye izlediği bu siyaset ile kendi çıkarlarını öncelediği için mason çıkarlarına zarar vermeye devam ettikçe, tıpkı Osmanlı gibi hedef olacak… Yol aynı olacak…
Daha önce de dediğim gibi, kader yine yeniden Türk’e döndü. Savaş bu defa bizi ayağa kaldıracak…