Son sözü söylemek için atalar ziyareti yaptık ve çok önemli sonuçlara ulaştık

Bu hafta bayram sebebiyle memleketim Iğdır'daydım.

Bayram ziyaretleri, büyükleri ziyaretlerden sonra hem Iğdır hem civar iller hem de Azerbaycan 'ı ziyaret imkanı buldum .
Tabi bu ziyaretleri çok önceden planlanmıştım diyebilirim .

Sebebi ise son dönemlerde hem doğu illerinde hem bir başka Türk Devleti olan Azerbaycan'daki sosyal, kültürel ve siyasi atmosferi teneffüs etmekti .

Öncelikle şunu söylemek isterim ki çok verimli bir süreç oldu benim için.

Iğdır'da sokaklarda kahvehanelerde yaptığım siyasi sohbetlerde insanların dillerinde hep Ak partinin sokak ve algı siyasetini istediği gibi kontrol edememiş olmasıydı.

Iğdır gibi bir çok küçük ilde siyasetin fısıltı gazetesi ile şekillendiği gözden kaçmış olamaz ama yönetilememesinin sebebi de araştırılmalı.
Başta Iğdır olmak üzere küçük illerde hastahane ve istihdam konuları öncelikli konulardır . Son belediyeler seçiminde bu iki konudaki fiili başarı sokak siyaseti ve algıya yenilmiş görünüyor.

Gelelim bölge halkı ile yaptığım sohbetlere...

Özellikle Kürt hemşehrilerimizle yaptığım sohbetlerde başta Van olayları ,Hakkari olayları ,Kayyum uygulaması ve bölge siyaseti hakkında çok kıymetli kanaatler topladım heybeme .

İlk olarak şu tespiti aktarayım bu konularda bölgede çok çok farklı görüşler hakim . Iğdır ,Gaziantep, Elazığ, Muş,Kars,Ardahan,Bingöl ,Adıyaman başka düşünüyor Hakkari,Şırnak Diyarbakır vs çok başka. Yani Milletin düşüncesi de hissi de bölünmüş durumda. Ancak şu bir gerçek ki Kayyum uygulamasının yöre halkını rahatlatıcı bir etkisi var . İnsanlar devletin gücünün farkında ve özellikle yıllar önce kendilerine zulüm uygulayan zalim rejimin artık bittiğini ve güçlü bir devlet olduğunun farkındalar ve bu sebeple de kendilerini daha güvende hissediyorlar.

Konuya terör örgütü pkk'nın gözüyle asla bakmıyorlar .Tabiki Kürt gibi görünen Ermeni Yahudi dönmesi militanlar da yok değil . Ama bu tipler sadece kendi küçük çevrelerinde ve sosyal medyada yaptıkları üç beş militan söylemden öteye geçemiyorlar.

Devletin yapması gereken yukarıda da belirttiğim gibi bu konuda sokak ve algı operasyonlarını yönetmektir . Tabiki konu bukadar basit değil ama işin özü bahsettiğim sokak siyaseti ve algı operasyonudur .

Güzel memleket akşamlarında yaptığımız sohbetler gibi bölgeyi karış karış gezme ve ata ziyaretleri imkanım oldu.Bu ata ziyaretlerinden bazılarını video olarak sosyal medya hesaplarımda paylaştım .

Ben her imkan bulduğumda Iğdırlı olduğumu vurguluyor ve sebebini de gururla anlatıyorum.

Iğdır Oğuz kağan'ın torunu olan Iğdır beg'in obasıdır . Iğdır, Kars ,Ardahan bölgesi 6. yy'a dayanan Karakoyunlu ,Akkoyunlu Selçuklu ve Osmanlı devletleri başta olmak üzere Türk tarihinin Anadolu'daki mim noktasıdır .Kars sınırları içinde kalan Ani'den bahsetmemek Türk tarihine ihanet olur ki biz asla daha önce bunu yapanlar gibi olmayacağız .

Ani ziyaret edildiğinde Sultan Muhammed Alparslan'in yaptığı fethin İstanbul'un fethi kadar zor ve anlamlı olduğunu anlar. Coğrafya üç tarafı Arpaçay Nehri ve uçurumla çevrili neredeyse fethi imkansız bir yer ve Ermenistan tarafından askeri kuleler hala buraya bakıyor.Ve Anadolunun kalesi niteliğinde . Herkes Malazgirt 'i bilir ama Ani'nin fethidir Malazgirt'in müjdecisi . Ani'ye girip Sultan Alpaslan'ın yaptığı mescitte onun ve şanlı şehitlerimizin alnını koyduğu secdeye baş ağip namaz kılmak ruhumu şaha kaldırdı ve şunu düşündüm; kim ,hangi kuvvet birlik olmuş kararlı bir milleti esir edebilir ,önünü kesebilir hele ki yok edebilir ...

Aynı akarsuyun diğer ucu ,aynı tarihin ortağı ,aynı babanın diğer oğlu şanlı gardaşımız can Azerbaycan,Nahçivan ziyareti de bölge sosyolojisi,siyaseti için çok kıymetliydi. Diyebilirsiniz ki Türkiye 'in sosyolojisi ve siyaseti ile bunun ne ilgisi var .

Gözlemlerimin bazılarını ve bana göre en önemlilerini aktaracağım .

Ziyaretimiz sürecinde araçta ve gittiğimiz her yerde Azerice müzikler dinledik. Ne olabilir ki müzikten demeyin bekleyin ...

Dinlediğimiz müziklerin neredeyse en güzelleri ve dahi çoğusu siyasi ve tarihiydi .

Özellikle Karabağ Azerbaycandır ,Azerbaycanındır konulu ve dinlediğinizde ruhunuzu şaha kaldıran söz ve müzikler söz konusu. Dinlediğiniz de yapılan zulmü hem anlıyor hem tepki gösteriyorsunuz tepkisiz kalmanız imkansız .

Şehirlerin her yerinde Karabağ Azerbaycanındır yazıları var. Her sokakta Karabağ ve Azerbaycanın Türk olduğu, büyük olduğunu gözünüze ,aklınıza ve gönlünüze sokan işaretler ,afişler ve şehir peyzajları kullanılmış.

Müslüman Türk'e yapılan zulümleri ,kırımları ve işgalleri o kadar güzel anlatmışlar ki tepkisiz kalmanız imkansız .

Millet tek bir saf olmuş devlet'i kucaklamış ve ne için yaşamaları gerektiğini biliyorlar.

Aklıma gelen şu oldu ki ; Biz neden bunu yapamıyoruz ,neden sürekli bölünüyoruz ,neden şurumuz ,aklımız ve ruhumuz kayboldu...

Yeni rejim kurulduğundan buyana yıllardır maalesef ki millet'i bir arada tutmak yerine "Ulus devlet "olmanın gereğini yapmış ve fay hatlarını sürekli canlı tutmuştur.

Anlatılan tarih öyle yalan ve yavan ki insanların aklına ve gönlüne işlemeyi bırakın içerdiği tutarsızlıklar ve ihanetler sebebiyle millet tarafından bölünme vesilesi olmuş .

Türkiye teknoloji ile beraber büyümeli ,yeni dünyaya ortak olmalı ancak kendisi olarak, kendi ruhunu büyüterek, yüksek milli şuur ile bunu yapmalı...

Eğitim,kitaplar ,filmler ,müzikler ,yaşam tarzı ,şehirlerin kendisi her an ,her yerde güçlü milli şuuru ayağa kaldıracak tüm kültürleri ,tüm bakış açılarını birleştirici ve aynı hedefe odaklayacak nitelikte olmalı.

Son olarak şundan emin oldum ki ;Tüm algılara ,etki ajanlıklarına rağmen Kürtler devletlerine bağlı ,asla pkk'nın düzenine boyun eğmeyecek güçlü bir millettir ...

Buna ne tarih izin verir ne de bu topraklar...