• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ertuğrul Akar
Ertuğrul Akar
TÜM YAZILARI

Kuzuyu kurda emanet eden adil bir dünya

10 Ağustos 2024
A


Ertuğrul Akar İletişim:

İsrail’i kuran Siyonist bir kuruluşa İsrail’i yargıla diye başvuru yapmak …

Türkiye Lozan görüşmeleri sırasında Musul konusunda İngilizler'in oyununa gelmiş ve sözde daha adil olabilmesi adına, konunun o dönemki ismi Milletler Cemiyeti olan İngilizlerin kurduğu yapıya taşınmasına müsaade etmişti. Sonuç olarak adamlar kendi kurdukları Siyonist yapıda, kendilerine göre ‘adil ’bir karar alarak(!) Musul’u İngilizlere vermişlerdi.

1948 yılında da Birleşmiş Milletler kararıyla kurulan İsrail Devleti, hem kuruluşuyla hem de 1967 toprak işgalleri ve 1980 toprak ilhaklarıyla, insan haklarını ihlal ettiğine dair iddialarla ve Filistin’le yaşadığı ihtilaflarla Ortadoğu’nun en önemli politik aktörlerinden biri olmuştur. İsrail bugün de uluslararası hukuk ve toplumla karşı karşıya gelmek pahasına bazı politikalarını uygulamaya devam etmektedir.

 Herkes bilir “Batı Şeria Duvarı”nı.. İsmi üzerinde dahi bir konsensüsün sağlanamadığı bu yapı, Filistin halkının yaşam haklarına zarar verirken, İsraillilere göre Filistinli terör(!) eylemlerinden korunmak için bir güvence olması için inşa edilmiştir. 2002 yılında inşasına başlanan duvarın %85'lik kısmı Filistin topraklarından geçmektedir. 2005 yılında ise yapımı Kudüs’e doğru uzatılmıştır. 2024 yılına gelindiğinde, İsrail bu inşaata hâlâ bir son vermiş değildir. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Adalet Divanı karar mekanizmaları bu duvarın uluslararası hukuka aykırı ve yasa dışı olduğuna dair birçok kez karar almıştır. Ancak bu kararların İsrail üzerinde bağlayıcı olduğunu kim söyleyebilir.

Türkiye geçen hafta BM organı olan Adalet Divanı’na müdahil olmak için başvuru yaptı. Bu hamle Türkiye için Filistin konusunda bir duruş anlamına gelmektedir ve dünyanın geri kalanına Filistin konusunda tavır koymaları için örnek olacaktır. Ancak maalesef bundan öteye geçmeyecektir.

İşgalci bir toplumu resmen devlet olarak inşa eden bir yapının kendi çocuğuna ceza vereceğini düşünmek insanları aptal yerine koymak demektir.

Tüm bu yapıların işleyiş sistemleri değişmediği ve bu yapılar Siyonist tahakkümden kurtarılmadığı sürece asla adil bir dünya olmayacak.

Sosyal medya bağımlılığı en küçüğünden en büyüğüne tüm toplumu esir almış durumda.

Son dönemde Instagram adlı sosyal medya platformunun kısıtlanması toplumun içine düştüğü bataklığı ve bağımlılığı gözler önüne serdi.

Tatil planlarını erteleyenden tutun da artık fotoğraf dahi çekilmek istemeyen milyonların olduğunu gördük.

Bu konu basit bir sosyal medya konusu olmaktan öte insanların kumar bataklığına düşmesine yol açan, evlilikleri bitirecek derecede iletişime engel olan, toplumu ve siyaseti yönlendirecek manipülasyon imkânı sunan bir tehlike teşkil etmektedir.

İnsanlar artık telefonlarına yükledikleri oyun görünümlü kumar tuzaklarıyla hayatlarını mahvediyorlar. Bu sebeple aileler dağılmaya başladı.

Çocukların oyun adı altında zihinleri işgal edilmeye başlandı ve bu durum sözde demokrasi ve özgürlük adı altında meşrulaştırılıyor.

Bu yapılar neredeyse devletlerden üstün olmaya başladılar, devletlerin politikalarını belirliyorlar, toplumları kışkırtıp ülkelerde darbeler, kalkışmalar düzenliyorlar.  Bir mesaj ile devletlerin ekonomileri ile oynayabiliyorlar ve bunun adına da özgürlük diyorlar.

Bir ülke için egemenlik hakkı namus demektir ve en önemli vazgeçilmez değeridir, savaş sebebidir. Ancak bu sosyal medya platformları ve sözde oyun platformlarını yöneten şirketler ülkelerin egemenlik haklarına tecavüz etmeye başladılar.  Toplumunu ve devleti korumak isteyen ülkelerin en ufak bir müdahalesinde dahi yine aynı platformlardan insanları kışkırtıyorlar. 

Tatbiki sebepsiz yere kısıtlamalar kabul edilemez ancak bu tür platformların hukuk dışı ve egemenlik hakkını ihlal eden davranışları da denetim altına alınmak zorundadır.

Türkiye’nin de yaptığı tam olarak budur. Kim kendisini, ailesini, toplumu koruduğu için devletine kızabilir, nasıl bir akıl bunu eleştirebilir.  Bu bağımlılıkların tehlikesi ile uyuşturucu bağımlılığının ne farkı var ki devlet görevini yaptığında yapamazsın diyorsunuz.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ömer

Yahudi dünyayı ahtapot gibi sarmış zehirliyor . BM , NATO , AB bilmem ne kuruluşları ya yahudi kuruluşu ya da kölesi olmuş . Bu mahkemelerin oyalamadan başka işe yaramayacağı baştan belliydi . Türkiye iyiniyetle mücadele ediyor hayır bu girişimler işe yaramaz . İt rail ancak güçten anlar . Yahudi pislik internet siteleri zehir saçıyor . Devletlerle alay ediyor ben yaparım ben seni tanımam vergi vermem diyor . Türkiye tavrında çok geç kaldı ama iyi yaptı asla taviz vermesin . Diğer siteler de sıkı kontrol edilmeli gençlerimizin zehirlenmeleri önlenmeli

Dertli

Sayın yazar dünyadan adalet istiyorsanız önce ülkenizde adalet olmalı değil mi..Daha adil bir dünyayı kim istemez ki...Ülkemde bir araştırmada halkın yüzde 72 si adaletin tam varlığına ve işleyişine katılmıyor...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23