• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ertuğrul Akar
Ertuğrul Akar
TÜM YAZILARI

Kayum mu sarı torba mı... Zor seçim ...

08 Haziran 2024
A


Ertuğrul Akar İletişim:

Türkiye’de siyaset yapmanın en kolay yolu mağdur algısı ile sizi sevmeyenlerin dahi desteğini almaktan geçiyor.

İnsanlar ilk önce neye inanırlarsa o artık öncelikli kanaat oluyor. İşin gerçeğini anlatsanız dahi, gözleriyle görseler dahi ilk inandıkları her zaman daha baskın oluyor.

Bunun farkında olan herkes hiç acımadan, adaletin, doğrunun terazisinin bozulacağını umursamadan tıpkı biyolojik silah misali duygusal bir silah olarak kullanıyor ve başarılı da oluyor.

Biliyorsunuz;

Geçtiğimiz günlerde Hakkâri belediyesine belediye başkanının terör örgütü pkk yöneticiliği, pkk propagandası, yardım ve yataklık yapma suçlarından hüküm yemesi sebebiyle devlet belediye kanunu 45,46.md gereği işleri yürütmesi ve hizmetin akamaması için kayyum atadı. Kayyum atanmasının çok önemli sebepleri söz konusudur ;

Terör örgütü pkk kanlı ve yıkıcı eylemlerini şehir merkezlerine taşımış, konut dokunulmazlığını ihlal ederek birçok vatandaşı zorla evinden çıkarmış, göçe zorlamış, mahalle ve sokak aralarında hendekler kazıp barikatlar kurmuş, cadde ve sokaklara el yapımı patlayıcılar, bombalar yerleştirerek uluslararası sözleşmelerle, anayasa ve yasalarla güvence altına alınan yaşam hakkına tecavüz etmiş, başta eğitim ve sağlık olmak üzere halkın temel hizmetlere ulaşımını sekteye uğratmıştır. Terör örgütü bu faaliyetlerinde, belediye araçlarını kullanmış, belediyelerin iş makineleri ve malzemeleri ile hendekler ve barikatlar oluşturmuş, seçimle işbaşına gelen belediye başkanlıklarına eş başkan sıfatıyla Türk hukuk sisteminde tanınmayan/bulunmayan ve terör örgütünü temsil eden temsilciler görevlendirilmiş, belediyeler tarafından yapılan ihaleler terör yandaşlarına verilmiş, belediyeden ihale alanların terör örgütüne pay vermesini şart koşmuş, belediye çalışanlarının maaşlarından örgüte destek olan kuruluşlar için kesinti yapılmış ve terör örgütüne muhalif olan vatandaşlara belediye hizmetleri verilmeyerek (suları kesilerek, çöpleri toplanmayarak, otobüs seferleri yapılmayarak vb.) cezalandırılmıştır.

Tüm bu hukuksuzluklar, devlete meydan okumalar ve halkın gördüğü zulüm yok sayılarak başta pkk ve chp algı operasyonlarına başladı ve ‘’halkın iradesi ‘’ kavramına sığınarak yapılan işlemin hukuksuz olduğunu da iddia ederek insanları kışkırtmaya ve devlete isyana sevk etmeye başladılar.

İlk önce işin hukuki boyutuna bakalım :

Son yıllarda, seçimle işbaşına gelmelerine rağmen bir kısım belediyelerin terör örgütlerinin etkisi altında, vatandaşların oylarını, vergilerini ve demokrasi iklimini istismar ederek milli birlik ve bütünlüğü tehdit eden ayrı bir siyasal/ hukuksal yapı oluşturmaya çalıştıkları görülmüştür. 1 Eylül 2016 tarih ve 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede (KHK) yer alan hükümlere göre tespit edilen söz konusu belediyelere kayyum atanması uygulaması başlatılmıştır.

Uluslararası alanda insan hakları ve temel özgürlüklerin korunmasına yönelik en temel sözleşme olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 3. Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2. Maddesinde; her ferdin yaşama hakkına sahip olduğu ve bu hakkın yasayla korunacağı belirtilmektedir.

AİHS’nin 15. maddesinde ülkelerin; savaş veya ulusun varlığını tehdit eden başka bir genel tehlike halinde durumun gerektirdiği ölçüde ve uluslararası hukuktan doğan başka yükümlülüklere ters düşmemek koşuluyla, yaşam hakkı, işkence yasağı, kölelik, zorla çalıştırma yasağı ve kanunsuz ceza verme dışında sözleşmede öngörülen yükümlülüklere aykırı tedbirler alabileceği belirtilmektedir. Türkiye’nin de taraf olduğu diğer bir hukuk metni olan “Avrupa Konseyi Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesi ”ne göre taraf ülkelerin “Terör Suçunun İşlenmesine Alenen Teşvik" (5. md), “Terörist Saflara Katma” (6. md) ve “Terörizm İçin Eğitim” (7. md) başlıklarında belirtilen suçlara iştirak eden tüzel kişilerin sorumluluğunu ihdas eden önlemleri kabul edeceği ve imzacı tarafın yasal ilkelerine bağlı olarak, tüzel kişilerin sorumluluklarının cezai, medeni veya idari nitelikte olabileceği kabul edilmiştir.

 İçişleri Bakanlığı raporları, basına yansıyan çeşitli olaylar ve mahkeme kararlarından; kayyum atanmasına konu olan belediyelerin terör örgütlerine yardım ve yataklık yaptığı, bölge insanının yaşama hakkına yönelik terörist eylemlere destek verdiği, terör suçunun işlenmesini alenen teşvik ettiği, terörist saflara insan kaynağı, eğitim ve finansman desteği sağladığı anlaşılmaktadır. Uluslararası hukuk metinlerinde bu eylemlere maruz kalan ülkenin cezai, medeni ve idari tedbirler almasına açıkça onay verilmektedir. Nitekim uluslararası hukuka uygun olarak kayyum görevlendirmelerin Anayasanın 15. maddesinde; “…olağanüstü Bir Terörle Mücadele Stratejisi Olarak Belediyelerde Kayyum Uygulaması  milletler arası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla…” hükmüne uygun olarak çıkarılan 674 sayılı KHK ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’na ve bu Kanuna yapılan ek maddelere istinaden uygulamaya konulduğu görülmektedir. Bu bağlamda, belediyelere kayyum atanması uygulamasının; olağanüstü (savaş, seferberlik, sıkıyönetim ve olağanüstü haller) bir durumun varlığıyla ortaya çıktığı, dokunulmaması/korunması gereken çekirdek alanların (yaşam hakkı, işkence yasağı, kölelik ve zorla çalıştırma yasağı) dışında kalan düzenlemeleri içerdiği, kapsamı ve içeriği bakımından kısmi, tutarlı ve durumun gerektirdiği ölçüde olduğu, uygulamanın özellikle bölge halkının can güvenliğinin ve kamu hizmetlerine ulaşımının sağlanması açısından son derece yararlı sonuçlar doğurduğu, terör olaylarının minimize edilerek gündemin ilk sırasından çıkarıldığı ve bölgede normalleşmenin sağlandığı görülmektedir.

Gelelim işin algı kısmına:

Kayyum atanması uygulamasının; yerel demokrasinin işleyişini baltalayan unsurların ortadan kaldırılarak demokrasinin yeniden işlerliğini sağlamaya dönük somut gelişmeleri/kazanımları barındırdığı, gerekçesinin ve uygulanma sürecinin uluslararası hukuk normlarıyla örtüştüğü, ayrıca terörle mücadelede etkin bir kamu politikası haline dönüştüğünü belirtmekte fayda var. Kaldı ki belediyeleri vali yönetiyormuş algısı bilerek kötü niyetli bir şekilde yapılmaya çalışılıyor. İşin gerçeğinin öyle olmadığı Belediye kanunu 31,45,46 md açıkça yer almaktadır. İşin gerçeğinin rakamlarla da anlattığı şudur ki valiler işleri yürütmesi adına belediye başkanlarını ve meclis üyelerinden birisini görevlendirmektedir.

 674 Sayılı KHK Gereğince Görevlendirilen Belediye Başkan ve Belediye Meclis Üye Sayıları İÇİŞLERİ BAKANINCA GÖREVLENDİRİLEN VALİLERCE GÖREVLENDİRİLEN

Büyükşehir Belediye Başkanı 3- İlçe Belediye Başkanı 44 -Büyükşehir İlçe Belediye Başkanı 22- İlçe Belediye Meclis Üyesi 46 -Büyükşehir İlçe Bel. Mec. Üyesi 54 -Belde Belediye Başkanı 13 -İl Belediye Başkanı 6- Belde Bel. Meclis Üyesi 11- İl Belediye Meclis Üyesi 4…..

Yani açıkça görünen şu ki; devletin kayyum uygulaması hem uluslararası hukuka hem yerel mevzuata hem de demokratik sisteme uygun bir usullerle  yapılmaktadır .

Kaldı ki benim düşüncem terörle mücadelede hukuk değil sarı torbaların sayısı önemlidir.

Sonuç olarak:

TERÖR örgütü PKK’nın talimatı üzerine PKK/DEM, 31 Mart seçimlerinde kayyum atanacağını bile bile hakkında PKK üyeliği ve yöneticiliği, PKK propagandası ile yardım ve yataklık yapmaktan soruşturma ve yargılama olanları aday yaptı.

Terör örgütü ile bağlantısı olan ve yargılaması sürenlerin sırf adli sicilleri hükümden önce temiz olduğu için bile bile aday yapılması halk iradesini gasp etmenin en adi yöntemidir.

Kayyum uygulamasında halk iradesi arayanlar önce kurdukları alçak ittifaklara baksın, pkk’yı siyasi alanda meşrulaştıran alçak planlarına baksınlar.

1916 da SYKES -PİCKOT ile kurulan kuzey Iraktaki teröristan  ve yapılması planlanan sözde seçim ile kuzey Suriye’de kurulmak istenen teröristan şimdi sıra Türkiye’de kurulmak istenen teröristanda.

Hepsinin başrolünde pkk terör örgütü var.

Buna engel olunamazsa ARZ-I MEVUD Türkiye’de  pkk ve chp eliyle hayata geçecek.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Prof.

Yazının sonu muhteşem,teröristana engel olunamazsa arz-ı mevud pkk ve chp eliyle Türkiyede hayata geçecek!Bu cümleyi okuduğumda aklıma ilk gelen chp'nin pkk'dan zerre farkının olmadığı gibi,israilin de hain emellerinin gizli destekçisi olduğunu anlayabiliyoruz!Yıllardır yazılamayanı yazan sloganıyla inançlı insanların yüz akı olan AKiT,aynı zamanda doğru ve tarafsız habercilikte de bana göre lider konumda!Ben işte bu yüzden seviyorum bu gazeteyi yolun açık olsun AKiT

Abdulla

Madem belediye başkanı suçlu neden seçime girmesine izin veriliyor? Hadi tutukladın, yeni seçim yap, kayyım atamak nedir?
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23