Adalet artık mülkün değil tv programlarının temeli, kazanç kapısı
Türkiye bu hafta boyunca Diyarbakırlı küçük Narin’in katledilişini konuştu. Ben hariç!
Hafta boyu gazetelerden ve televizyon kanallarından hukuki görüş talep edildi ama, tamamına hayır cevabını verdim. Sebebine gelince; televizyon programlarında hukukçular dışında herkes bu konuyu hukuki çerçevede değerlendirdi; askerler, gazeteciler, fenomenler, aslında olmayan bir iş kolu dedektifler!...
İfade tutanaklarını ekranlara verip ayakta değerlendiren, kendilerince açık bulmaya ve kahraman olmaya çalışan mesleksiz herşeyologlar, Türkiye’de bu cinayete bakış açısını yansıtıyor zaten.
Ama en vahimi hukuk ve adalet‘e bakış açımızın düştüğü kör kuyu … Hukuk teknik ve özel bir alan olmaktan çıkmış, adalet herkesin ideolojisine göre, dinine göre, etnisitesine göre değişkenlik gösterir olmuş da haberimiz yokmuş!
Herşeyologların hukuki değerlendirme yaptığı Narin cinayetinde çıkan sonuçlar ise dehşet verici;
Ailenin Kürt oluşu mu dersiniz, küçük kızın kuran kursuna gidişinin hatalı olduğu algısını mı dersiniz, cinayete ortak olanın namaz kılma konusunu öne çıkarma çabasını mı dersiniz, annesinin ahlaksızlığı mı dersiniz, bölgesel bir kaderci tespit mi istersiniz tamamı dehşet verici ve toplumu kutuplaştırıcı tespitler! Adalet toplum vicdanı demektir, adalet toplumu birleştirir, sert ve acı olsa da tabiatı gereği kabullenilmesi kolaydır … Ancak bu olayda adaletten önce her fitne çıktı ortaya.
Bir de devletimiz adına üzüldüğüm bir konu şu ki; bu olay bir TV programı olmasa sanki çözülemeyecek algısı! Aslında algı mı gerçek mi kararsızım. Yalnızca narin cinayetinde değil birçok olay gündüz kuşağı programlarda sözüm ona çözülüyor! Emniyet ve adliyenin çözemediği konular televizyon stüdyolarında çözülüyor. Polisler gelip stüdyolardan adam tutukluyorlar, canlı yayınlarda itiraflar, ifade ve sorgu işlemleri oluyor! Bu programların en meşhuru! Müge anlı bir emniyet müdürü ile evleniyor! O Müdür’e bu olayların bilgilerinin Müge ANLI ile paylaşımı konusunda tek soru sorulmuyor! Ve ilgili bakanlar kafalarını kuma gömmüş bekliyor…
İşte bu sebeplerle ben bir hukukçu olarak haddimi aşıp da değerlendirme yapmaya utandım…
Zaten konu da hukuktan çok ahlakın olmadığı seküler bir din anlayışıyla ve bu anlayışın toplumu getirdiği yerle ilgili …
Desem ki her şeyin sahibi, adaletin kefili ne diyor ona bakmadan hukuk işlemez adalet olmaz birçok insan bana saldırır, modern olmamakla, biliden uzak olmakla, gerici olmakla suçlar değil mi!
Adaletin sahibi diyor ki;
BAKARA 179 ‘’Kısasta sizin için hayat vardır, ey akıl sahipleri, umulur ki sakınırsınız.’’
Bana saldıracak olanlara en baştan şunu söyleyeyim de konu kapansın; ALLAH(CC) bu ayeti ‘’akıl sahipleri’’ için göndermiş yani sizlik bir durum yok …
Ama yine de herkesi öldürelim mi, günümüz hukuk sisteminde böyle bir şey olamaz diye zıplamayın adalet dengedir ve ALLAH (cc) öyle güzel bir denge kurmuş ki bakin ne diyor;
“Yeryüzünde fesat çıkarıp bozgunculuk yapmaya veya bir cana karşılık olmaksızın birini öldüren kimse bütün insanları öldürmüş gibidir, bir canı yaşatan ise bütün insanlara hayat vermiş gibidir” (Mâide 5/32).
Yani mesele insan öldürmek değil yaşatmaktır. Ancak vahim bir olay neticesinde haksızlığa uğrayan zulme uğrayan katledilen bir yavru var ise burada öncelik adil bir çözüm ile önce ailenin sonra toplumun vicdanını rahatlatacak, intikam duygusunu soğutacak, devlet otoritesine sarsmayacak şekilde karar alabilmektir. Ve korkarım ki! Bu yalnızca Hristiyan Batı menşeili seküler (sadece dünyevi) hukuk sistemi ile mümkün değildir.
Eğer hukuk sisteminiz bizimki gibi toplumun karakterinden, geleneğinden, kimliğinden kopuk ve başka inanç ve kültürlerin dünyaya ve adalete bakış açısını göre şekillenmiş ve din toplumdan, devletten ve ahlaktan uzaklaştırılmış ise bu pek de mümkün olmayacaktır.
Müslüman bir ülke olarak eğitim ve hukuk sistemimiz batıcı ve seküler yapıdan arındırılmaz günün koşulları kendi inanç ve medeniyet dünyamıza göre şekillenmez ise, temiz ve doğru din toplumdan uzaklaştırılıp yalnızca bireye hapsedilirse, ahlak dinden ari görülür ve din yalnızca şekilci ibadet alanına hapsedilirse maalesef daha çok çocuklar katledilecekler ve biz yine izleyeceğiz.