Sıra geldi portakala
Kupanın gizli favorileri arasında gösterilen Avusturya’yı oynadığımız muhteşem futbolla evine gönderdik. 90 dakika boyunca sahada ayak basmadık yer bırakmayan bizim çocuklar adeta Avusturya’ya sahayı dar ettiler. Son dakikalarda sıkıntı yaşasak da maçı kazanıp çeyrek finale adımızı yazdırmayı başardık.
Bu maç için bütün oyuncularımıza ayrı ayrı parantez açma gerekir aslında. Merih’in bu maça, bu takımında Merih’e ihtiyacı varmış. Bravo Merih. Mert Günok’un son dakika adeta ahtapot gibi yaptığı kurtarış şapka çıkarılacak cinsten. Barış Alper, Ferdi ve Mert Müldür müthiş mücadeleleri ile kendilerine yine hayran bıraktılar. Bir parantez de Arda Güler’e. Bu yaşta bu olgunluk… takımı adeta orkestra şefi gibi yönetmesi… Real Madrid neden bu çocuğa bu kadar yatırım yapıyor sebebini bize ve tüm dünyaya tekrardan gösterdi.
Bravo bizim çocuklar
Biz turnuva boyunca bu oyunu, bu hırsı görmek istiyorduk. Bu hırs bize final yolunu aralamaya yeter. Çünkü Avusturya eşleşebileceğimiz en zor rakipti bana kalırsa. İlk on birde oynayan sonradan oyuna giren bütün oyuncularımız iki kişilik efor sarf ettiler. Bu mücadele ve bu hırs meyvesini vererek bizi çeyrek finale taşıdı. Türk halkı uzun zamandır terinin son damlasına kadar mücadele edip, yorgunluktan bayılana kadar kazanmak için çabalayan bu takımı görmeyi çok beklemişti. Bize duyguları yaşattığınız için sonsuz teşekkürler milli takım.
Şimdi sıra ‘Portakal’ soymaya geldi.
Nasıl kendinden ve galibiyetten çok emin olan Rangnick’i evine yolladıysak, Hollanda’ya da aynı tarifeyi uygulayabilecek güçteyiz. Hollanda Avusturya’dan daha iyi bir takım değil. Aksine daha geride bir takım. Biz bireysel yetenekleri çok iyi olan bir takımız. Avusturya maçındaki takımı izlemekte bize ayrı bir keyif veriyor. Bu takımla daha gidecek yolumuz var.
Final yolu aydınlık.
Avusturya karşısındaki şüphesiz herkesin ortak olacağı bu “net” futbol, bizi neden finale kadar taşımasın? Özellikle turnuva boyunca vitrin takımların yalpaladığı ve yenilgiye açık bir halde olmaları neden “acaba” dedirtmesin? Bu çocuklar böyle yürekli oynarsa, elini taşın altına koymaktan çekinmezse hiçbir şey zor değil. Yeter ki yolda yürüyecek inancımız olsun.