• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
C. Yakup Şimşek
C. Yakup Şimşek
TÜM YAZILARI

Muallimler Günü Gününe Uymaz

26 Kasım 2018
A


C. Yakup Şimşek İletişim:

Öyle bir meslek ki birkaç adı var, birbirine uymaz: 

"Hoca" mı desek, yoksa "öğretmen" mi? 

Ha, bu arada "muallim" de var(dı). 

Yeni neslin karşısına belki de yalnızca Çalıkuşu'nda, Safahat'ta ve Sabahattin Ali romanlarında falan çıkan bir kelime...

Bir de artık kimsenin bilmediği türkülerde... 

Peki, bu "öğretmen" nereden geldi? 

Dedeler "muallim" diyordu, torunlara "öğretmen" dedirttiler. 

Muallim”ler altı asırlık unvanlarını böylece kaybetti.

Bir mesleğin ismi resmen değiştirildi. 

Yâni bu işte de "Dün dündür, bugün bugündür." zihniyeti hâkim oldu. 
“Dün, dündü cancağızım / Ne kadar söz varsa düne ait / Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım...” diyen Mevlânâ’nın sözünü de belki “Öyleyse mevcut kelimeleri atıp yeni kelimeler bulmak lâzım.” diye anlayıp bu mesleğe de yeni bir isim koydular.

Kim bilir?..

Muallimler günü gününe uymaz... 

***  

Bu "muallim"ler bir zamanlar çok iyi maaşlar alıyorlarmış. 

Henüz "24 Kasım Muallimler Günü" yokmuş. 

Rivâyete göre Cumhûriyet'in ilk yıllarında bir "muallim" maaşı ile yirmi adet cumhûriyet altını alınabiliyormuş. 

Daha "24 Kasım Muallimler Günü" yokmuş. 

Nerden çıkarılmış bu "24 Kasım Muallimler Günü" acabâ? 

Mustafa Kemal Atatürk 1929 yılında o gün "Millet Mektepleri Başmuallimi" îlân edilmiş de ondan...

Ayrıca, bu mesleğin müthiş bir forsu da varmış.  

Ama hâlâ "24 Kasım Muallimler Günü" yokmuş. 

Yüksek maaş alıp gününü gün eden “muallim”lerin kalbinde bir türlü doldurulmayan bir boşluk vardı, muhtemelen.

Bu yüzden mutlu olamıyorlardı...

Yıllarca edebiyat hocalığı yapmış olan Ârif N. Asya’ya “Hastalık, sevgisizlik, öksüzlük / Neler geçirdim ben...” şiirini yazdıran duygulardan biri de belki ömrü boyunca hiç “Muallimler Günü" yaşamamış olmasıydı...

Ne çelenk ne çiçek ne bir hediye...

Neyse ki haşmetli 12 Eylül paşaları “muallim”lerin rûhundaki bu dayanılmaz sıkıntıyı teşhis ettiler de imdatlarına yetiştiler.

Rûhen ve zihnen tam elli iki yıl beklenen günü, yâni anlı şanlı "24 Kasım Muallimler Günü"nü ihdâs ettiler...

Cumhûriyet’i kuran, Lâtin harflerini alarak milleti cehâletten kurtarıp "Millet Mektepleri Başmuallimi" unvânını kazanan Mustafa Kemal’in düşünemediği şeyi Kenan Evren Paşa akıl etti.

Netekim...

Gün”süz günlerden “gün”lü günlere...

Muallimler günü gününe uymaz... 

***

Lâkin merâk ettiğim bir şey var:

Muallimler Günü” olarak Türkiye’nin (aslında Kenan Evren’in) benimsediği târih “24 Kasım.

Fakat UNESCO’nun teklîfiyle dünyânın birçok ülkesinde kabûl edilen gün “6 Ekim... ”

Niye böyle ayrı düştük?..

Ölçü ve tartıları, kaanunları, harfleri, takvim ve saat sistemini Avrupa’dan hazır aldıysak “Muallimler Günü”nü de hiç düşünmeden, paşa paşa ithâl edebilirdik.

Neyse, belki gün gelir, bu mesleği icrâ edenlerin unvânını “teacher” olarak değiştiririz de öyle uyarız Avrupa’ya...

Muallimler günü gününe uymaz... 

***

Bu memlekette "muallim" olmanın hiçbir şartı ve standardı olmadı nerdeyse...

Hemen her devirde ve iktidar zamânında “muallim”lerin yetiştirilmesi, seçilmesi ve istihdâm edilmesi farklılık gösterdi... 

Bâzıları doğru dürüst Türkçe bile konuşamayan 76.000 lise mezunu, 1970'lerin sonuna doğru, yâni Bülent Ecevit iktidârında, 45 günlük hızlandırılmış kurslarla "muallim" yapılıverdi!.. 

Hattâ bunun üzerine Süleyman Demirel, Türk siyâsî târîhine geçen sözlerden birini söyledi: 

"Kırk günde kabak bile yetişmez..." 

Ben o sıralarda 16-17 yaşındaydım, çok iyi hatırlıyorum. 

(Binâenaleyh... "Hayır, demedi!" diyenin alnını garışlarım!)  

Ülkenin geleceğini emânet ettiğimiz milyonlarca yavrumuz kimlerin eline teslîm edildi!.. 

40 sene önce 45 günde gıcırı bükme "muallim" yapılan 76.000 lise mezunu vardı. 

Bugünse en zor fakültelerden diploma almış, yetmezmiş gibi  KPSS'yi de kazanmış; fakat yıllardan beri "muallim" olamamış yarım milyona yakın gençten bahsediyorlar... 

Ne günlere kaldık bre ağalar! 

Muallimler günü gününe uymaz... 

*** 

Şimdi söyleyeceklerim gerçekten acı...

Bir zamanlar sokaktan toplanan binlerce "muallim" vardı; şimdi "muallim" olarak alınmadığı için sokaklara dökülen, fakülte mezunu yüz binlerce genç... 

Bir kısmı artık "genç" olmaktan çıkmış, kırkına gelmiş, çoluk çocuğa karışmış... 

AVM'lerde -temizlikçilik dâhil- en ağır işlerde çalışan ve asgarî ücrete tâlim eden... 

Her seferinde büyük bir ümitle tâyin bekleyen; gelgelelim sonunda hava alıp yine "Bekle Yârin Köşesini" türküsüne devâm eden...          

Aklına gelen en kötü ve en iyi ihtimal senaryoları arasında yıllarca savrulan, yorulan, dalgalanıp durulan... 

O çok iyi bildikleri ve her taraflarını kaplayan korkunç uçurumların üstünde yükselen dar ve kaygan "ümit" tepesinde tutunmaya çalışan... 

Gün olur, bütün sevdikleriyle berâber bâzen en kestirme yoldan dibe vurur onlar... 

Gün sayarlar, ama gün görmezler...

İsyanlı Sükût”u kimseler duymaz.

 Muallimler günü gününe uymaz... 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23