• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

İsrail, bekle bizi…

31 Temmuz 2024
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

 

En baştan söyleyelim: İsrail diye bir şeyi tanımıyoruz. İsrail bir devlet değil, derin ve karanlık bir meseledir. Büyük bir haksızlığın üzerine inşa edilmiştir. Hem dağdakini, hem bağdakini kovmuşlardır. 

İsrail işgal altındaki coğrafyanın tamamına “Filistin toprakları” diyoruz. Filistin toprakları, eli kanlı bir mafyanın elindedir. 

Bir kanser hücresi gibi büyüyen bu haksızlık, hazmedilecek türden değildir. Haksızlık karşısında sessiz kalmayanları “yahudi düşmanı” olarak görme ve gösterme gayreti ise ayrı bir insafsızlıktır.

Elbette “yahudi düşmanlığı” yapmıyoruz, yapmayalım. Fakat bu sorulara da cevap verelim: İsrail halkının yüzde kaçı, Filistinlilere karşı yürütülen, bu soykırımı destekliyor? Ve bu halk, kimlerden oluşuyor?

İşgalci israil, milyar dolarlık silahlarıyla; sivillerin, kadınların, çocukların, yetimlerin ve öksüzlerin üzerine çöküyor. On binlerce Filistinli kardeşimizi şehit ettiler.

Filistinliler, hiçbir şey yapmayıp evlerinde otursalar bile aynı acımasızlığa maruz kalıyorlar. Katiller, telefonla arıyor veya mesaj gönderiyor: “Vuracağız, üç dakika içinde boşaltın.” Evlerinden ayrılan sivilleri katlediyorlar. Cevapları hazır: “Uyarmıştık.”

İsrail terör örgütü, bir milletin direncini kırabilmek için, çocukları bilerek katlediyor. Bilgisayar oyunu oynar gibi çocuk öldürüyorlar. Parkta oynayan çocukları öldürmek, hangi sorunu çözecek? Bu çocukların hesabını nasıl vereceğiz?

Hiçbir ayrım yapmadan, bir milletin üzerinde, yasaklı silah ve zehirli gaz kullanıyorlar. Nice yaralılar var ki, ölmekten beter haldeler. Tahammülü güç sahneler, fotoğraflar.

İnsana mahsus hiçbir değeri gözetmiyorlar. Okulları, camileri, hastaneleri, ambulansları, insani yardım kuruluşlarını hedef alıyorlar. 

Sadece dirileri değil, ölüleri dahi bombalıyorlar. Mezarlıkları. Böyle bir barbarlığın içindeler. Utanma duygularını kaybetmişler. Kalpleri kurumuş.

Bu vahşeti yapanlar, işledikleri her cinayetten sonra Filistinlileri suçluyorlar. Yaptıkları soykırımı, “terörle mücadele” olarak sunuyorlar. 

İsrail, sivilleri katletsin. Bunun adına “kendini savunma” densin. Filistinliler, işgalcilere karşı vatanlarını savununca ‘terör’.

Öyle yağma yok! Fakat sözden anlayan da…

Ahlaken dibe vurmuşlara yapılan uyarılar, fayda etmiyor. İkazlar karşılık bulmuyor. İsrail laftan anlamıyor. “Yapma!” dedikçe arsızlaşıyor, daha fazla yapıyor. 

Kötü niyetli birine, iyilikle ne anlatabilirsiniz? Terör örgütüne, diplomatik dille karşılık verilir mi? 

Artık bunları geçelim.

Her türlü fenalığı yaptıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmek, hiç adil değil. 

Sürekli yumruk atıp, bedel ödememek, hiç hakkaniyetli değil.

Çocuk katilleriyle, tecavüzcülerle, hırsızlarla aynı dünyada yaşamak, hiç mümkün değil.

Sadece Filistin’de değil: Bugün, İslâm dünyasının neresi kanıyorsa, orada İsrail’in parmağı vardır. O halde, yüksek sesle yazalım: İsrail orada oldukça, İslâm ve Türk dünyası tehlikededir! Bu dünyada İsrail oldukça, insanlık olmayacaktır.

Rahmetli Nurettin Topçu, önümüzdeki tehlikeyi bizlere şöyle haber veriyor: “Bugün kımıldanan kuvvet, Nil’den Fırat’a kadar uzanan beldeyi İsrail ülkesi yapmaya hazırlanıyor. Yangın, bizim de barındığımız binanın içindedir.” (Ahlak Nizamı, Sayfa 233)

Batının israil’e “dur” demeyeceği, aksine sonuna kadar destekleyeceği çok açıktır. Mezalimini perdeliyor; haksızı haklı, zalimi mazlum gösteriyorlar. Adeta, acımızla, onurumuzla alay ediyorlar. İnsanlık tarihi boyunca, haysiyetsizlik, hiç bu kadar ucuz olmamıştır. 

Biz yani Türkiye ise her zaman haktan ve hakkaniyetten yanadır. Merhametsizliğin karşısında. 

Ortada, tahammül sınırlarını aşan bir zulüm varken, insan olan tarafsız kalmaz, kalamaz. Filistin topraklarındaki zulme sessiz kalmak, zalime yardımcı olmak anlamına gelir. 

Rahmetli Cemil Meriç şöyle söylüyor: “Haçlıların en büyük zaferi, tarih kitaplarımızdır.” Karşımıza geçip “Filistin’den bize ne?” diyenler, bu “zaferin” yaşayan numuneleridir. 

Bilmeyenler veya unutanlar için hatırlatalım: İsrail, bizim topraklarımızda kurulmuştur.

İsrail, elbet bir gün hak ettiği yere yani tarihin çöp sepetine gidecektir. Öte yandan, savaşla aldıkları toprakları savaşmadan bırakmayacaklarını biliyoruz. Şunu da: İsrail, şu ana kadar gerçek bir devletle karşılaşmamıştır. Karşılaştığı gün, kuşkusuz, bütün yaptıklarının cezasını çekecektir.

Evet, şunu söylemek istiyorum: Bu zalimleri durduracak yegâne ülkeyiz! İsrail’e üstün olmadığını öğretecek olan tek millet biziz!

Bizler, Kudüs’e gitmeyi isteyebiliriz. Bu hakkımız. Fakat mevcut sınırlarımızdan daha azına asla razı olmayız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, “bir gece ansızın gelebiliriz” çıkışı böyle okunmalıdır.

Bunu yapmazsak, Allah korusun, bizim torunlarımız da Filistinli çocuklar gibi işgalci israil askerlerine taş atmak zorunda kalacaktır.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Küçük enişteyi

Salıverin gitsin. Emevi camide namaz kılacaktık sözde Suriye bize girdi. İsrail baş belasını ortadan kaldırmak için önce ABD desteği kesilmeli.

UGUR

İnandın mı?
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23