• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Komşu komşu huu!

27 Mayıs 2021
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Sizlere bir hikaye. İmamoğlu, taa İnönü’den beri süregelen tanzim tezgahı anlamındaki geleneğe uyarak, bir de kendi adına teşebbüse niyetlenmiş..

Böylelikle kimsenin de kimseye laf söylemeye hak ve yüzü kalmayacak.

“Halk bakkalları” açılacak (mış)..

Öncesiyle pek ilişkimiz olmayabilir. Cumhuriyet döneminde ekmeği karneye bağlayan tanzimciliğin ilk tezgahını İnönü açmıştı. Ardından çay şekeri, ölenler için kefenlik bez ve çay bardakları da teker teker tezgahta yerlerini almıştı.

Ardından demokrasi devri başladığında Merhum Menderes, asker kişilere mutfak ihtiyaçları için tayın bedeli karşılığında birliklerin levazım depolarından faydalanma kolaylığını sağladı.

Zaman geçti Demirel ve Ecevit’lerin ayrı ayrı sorumlulukları ayrı ayrı kendilerine ait politikalarıyla, hayatın tüm tüketim mallarına özel tezgah açtılar. Gaz tüpünü eline alanlar arabalarını benzincide kuyruğa bıraktığında, sokaklarda tüp gazcı aramaya koşturdular. Tezgahlara  mal yükleme kapasiteleri düşük, aranılan malın çeşidi ve sayısı da çok olduğundan, zaman zaman bu koşturmalar, şehirler arası seyahat zevki veriyordu, bedbinlere..

Onu bunu ve ciddiyeti bir kenara bırakın, tanzimciliğin beraberinde gazetelere getirdiği kuponculuk, milletimize apayrı ve derin bir kültür kaynağı oluşturuyordu. Tanzim kuyrukları, kupon koleksiyonlarındaki eksikliklerini tamamlamaya çalışanlara da apayrı bir fırsat ve imkan tanıdığından, millet için faydalı da oluyordu. 

Halk dediğimiz varlık beton mikserinde harmanlanmış bir kitledir. Bunların aralarında içeni var, ekmek almak için içki satmayan bakkal arayan da. 

Halk  bakkalı şarap satacak mı? Satmayacak mı?

Al sana yorgun kafalara dinlendirici bir beyin jimnastiği!

  18 Yaş öncesinden hatırlarım. O zamanlar, Uzun dalga 1648 frekanstan yayın yapan Ankara’ya bağlı kocaman sandık gibi lambalı radyolar vardı. Nurettin Artam’ın akşamları devlet bildirilerini okuduğu “Radyo Gazetesi” dinlenir. Ramazan Kurban bayramlarında Hayali Küçük Ali’nin “Hacivat Karagöz” atışmalarına kahkahalar patlatılır ve “Yurttan Sesler” korosunun telli sazları eşliğinde konserleri dinlenilirdi. Arada sırada “Radyo Tiyatrosu”, gah güldürür gah ağlatırken, zaman zaman da dinleyicilerini derin düşüncelere sürükleyip götürürdü..

Şimdi sallasan radyo ve televizyonlara çarpacak. Satıcısı çok, satılacak nesneleri çeşidi, tahayyüllerin hilafında pek fazla. Haliyle mal çokluğu da ucuzluk getirir. Azalınca da fiyatları yükseltir..

Belediyenin halk bakkalını, şimdinin piyasa bakkallarını, fiyat hadlerini bozacağı gerekçesiyle kendi mahallelerine kabul edebilecekler mi?

“Halk Ekmek” ortada…

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23