MEB Bakanı Kim Olma(ma)lı.!
Sayın Cumhurbaşkanı da hepimiz gibi nihayetinde bir insan. Doğal olarak, kimi zaman doğru kimi zaman yanlış yapıyor, yapacak.
Peki kendisini farklı kılan en önemli vasfı nedir?
Sayın Cumhurbaşkanı yerel ve uluslararası güç odaklarına boyun eğmedi.
Dik durdu.
Millet samimiyetine inandı, geçmişte yaşadığı tecrübelerden hareketle desteğini esirgemedi.
Seçimden önce "Bürokrasi" problemi bizzat Cumhubaşkanı tarafından dillendirildi.
Şimdi tüm bürokrasi yeniden dizayn edilecek.
Medyayı izliyoruz.
İsimler, isimler, isimler...
Aslında hiç bir anlamı yok.
Her birimiz hafıza sahibiyiz. Fakat bunun da ötesinde milletin de bir hafızasının olduğunu ifade etmek gerekir.
12 Eylül'den sonra Özal'ın iktidara gelmesini isteyenler, Özal'ı millete kötüledikleri için Özal iktidar oldu.
Bu onların hesabıydı.
Milletin hesabı başkaydı.
Medyada isimler üzerinden yapılan güzellemeler ya da ters köşe çalışmaları...
Ne için yapıldıkları malum.
Bürokratik Oligarşinin perde arkasından iş çevirme vasfına sahip olduğunu, perdenin önünde ise bazen dönen çarka teşne, bazen de hiç bir şeyin farkında olmayan fakat toplumda karşılığı olan figürleri kullanmakta mahir olduklarını hatırlatalım.
Bu zihniyetin eğitim gibi bir derdi olmadığını söylemeye gerek var mı bilemiyorum..
Büyük ideallerinizi küçük insanlarla gerçekleştiremezsiniz.
Hz. Ömer(ra), Ashab-ı Kiram'ın önderliğinde, şûra eliyle devleti kuran akıldı.
Bizde siyaset üzerine yazılan eserlerin temel unsuru sistemin mahiyetinde ziyade insandır.
İki önemli vasıf aranır:
Liyakat ve adalet.
"Önce refîk, sonra tarîk" anlayışı, görmek isteyen için çok şey ifade eder.
Müstakbel bakanımızın bütçe ve insan kaynakları yönetimi, MEB'in geleceği açısından turnusol kâğıdı hükmündedir.