“Zilletin faturası…”
Değerli kardeşlerim birkaç gün önce kütüphaneme indim. Eski kitap ve dergilerden bir demet aldım. Şöyle bir göz gezdireyim derken, elime 15 Mayıs 1978 tarihli Büyük Doğu Mecmuası geçti. Hey gidi günler hey! O gençlik yıllarımızda bazı gazete ve dergilerin yeni sayılarının basılmasını bekleyemezdik. Yeni sayı çıkınca hemen alır, dikkatlice ve heyecanla okurduk. Derginin 2. sayfasında REŞAT AKSOY beyefendinin (Halen hayatta mı değil mi bilmiyorum) yazısını dikkatle okudum. Siz değerli kardeşlerimle paylaşmaya karar verdim. İnşallah hayırlara vesile olur.
Yazı aynen şöyle: “Kişiliği zayıf bazı kimseler haysiyetin çok pahalı ve ödenmez bir bedeli olduğunu sanırlar; zilleti ve alçaklığı seçerek bu ağır yükten kaçmak ve kurtulmak isterler. Çok ucuz, boş, korku dolu bir hayat sürmeye başlarlar, gölgelerinden ürker, aksi sedalarından titrer, her haykırışın kendilerine karşı olduğunu zannederler. Hayatı en çok sevenler de yine onlardır. Meccani hayat peşindekiler… Fakat bu alçak yaratılışlar, farkında olmadan haysiyetli olamamanın mükellefiyetinden çok daha ağır bedel öderler. Onlar zilletin topyekûn faturasını şahsiyetlerinden, mukaddesatından, haysiyetlerinden, iç huzurlarından çok kere bilmeden mal ve canlarından öderler. Allah yerine taptıkları efendilerinin yakınlığını kazanmak için Allah’ın kendilerini donattığı emanetleri, insanlığın tanıdığı bütün mukaddesatı ve insanı hayatı göz kırpmadan feda ederler. Bu tipler ki, önce efendilerinin tamah ve arzularının arkasın da vaat ve seraplar uğrunda alçaklığın uçurumundan yuvarlanıyorlar.
Zilletin derinliklerine gömülüyor, efendilerinin hakaret dolu bakışları altında iki büklüm bir hayat sürüyorlar. Onlar; hür olma imkânları varken köleliği, kuvvet ve iktidar ellerindeyken zaafı seçiyorlar. Bir kuruş feda etmemek pahasına haysiyetten ve samimiyetten kaçarken zillete milyonlar öldürüyorlar. Allah “İzzet Allah’ın, Resulünün ve müminlerindir” buyuruyor. Hâlbuki aramızda bizim menfaatlerimizi despotluğun çarklarına bağlayan kimseler yaşıyor. Bu kimseler dönüp tarihi ibretlere ve yakın hadiselere baksınlar… Ve her zaman tekerrür eden misaller üzerinde derin, derin düşünsünler… Hürriyet, kölelikten çok ucuzdur, zilletin faturası haysiyetin bedelinden fahiştir… Ölüme hazır olun ki, size hayat bahşedilsin!...
Mevki ve nüfuzlarınızdan endişelenmeyin ki, mevki ve nüfuzunuza saygı duyulsun. Bunlar zıtlar arasındaki ahengi anlayamazlar… Müminler arasında öyleleri vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kalmak uğrunda can verirler, bazıları da vermek için beklerler. Onları hiçbir şey döndürememiş, değiştirememiştir. Zillet faturasını rahatça ödeyenleri parti çevrelerinde arayınız!”. Ne yazık ki, günümüzde üç kuruşluk çıkar, sonu belli olan fani dünya hayatı için birçok insan zillete düşüp köleliği kabul ediyorlar. Serapta su vardır gibi koşarlar. Sonunda serabın su olmadığını anlarlar ama iş işten geçmiş olur…
İnsan yaradılışının gayesinin hiçbir zaman unutmamalı. Doğruluk, dürüstlük, adalet ve asalet varken hiçbir zaman zilletten ve kölelikten yana olmamalıdır. Yaptığı bütün işler, önce insanlığına, dinine, örfüne, adetine, gelenek ve görenekleri ile özellikle tarihine, ecdadına, kültürüne uygun olmalıdır. Atalarımızın çok güzel bir sözü vardır: “Tavuk olup uzun yaşamaktansa horoz olun kısa yaşamak daha iyidir.”
Biz burada vuralım, kıralım demiyoruz. Geçmişimizi, tarihimizi, ecdadımızı çok iyi bilerek, zilleti, sefalet ve köleliği tercih etmeyelim. Dünyalık efendilerin emirlerine değil, Hz. Allah’ın emirlerine uyarak yaradılış gayemize uygun hareketler içinde olmaya çalışalım. Hiçbir zaman kula kulluk etmeyelim. Bütün mukaddes değerlerimizi korumaya çalışalım. Zilleti seçmeyelim. Doğruluktan, adaletten, haktan ve hukuktan yana olmaya gayret gösterelim. Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.
TEŞEKKÜR
Cenabı Hakk nasip etti. Çocuklarımla birlikte umre yapmak nasip oldu. Umreyi Fatihhan Turizm şirketi ile yaptık. Şirketin sahibi Abdullah KARACABEY bizimle son derece güzel ilgilendi. Yıllar önce senelerce kaldığım Cidde, Mekke, Medine ile alakalı birçok tarihi bilgiyi bizlere çok güzel açıkladı. Rabbim bütün Müslüman kardeşlerimizin bilcümle bedeni ve mali ibadetlerini kabul eylesin. Mukaddes beldelere gidemeyenlere hayırlı imkânlarla gidebilmeyi, gidenlere de yeniden gidebilmeyi nasip eylesin. İlgi ve alakalarından dolayı Abdullah KARACABEY Hoca Efendiye içten teşekkürlerimi sunarım.