Şehit kanları ile sulanan bu vatan kimin?
Bizim kuşak ellili yıllarda köy ilkokulunda okurken bize o zamanlar milli şairlerimizden olan Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu vatan Kimin” isimli şiirini ezberletmişti öğretmenlerimiz.
Birkaç dörtlüğünü buraya alarak yazımıza başlamış olalım.
Hem de benim yaşıtlarım ilkokul sıralarındaki, o heyecanlı günlerini, çocukluk hatıralarını yeniden hatırlamış ve yaşamış olsunlar.
Bu vatan toprağın kara bahtında
Sıra dağlar gibi duranlarındır.
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
Tarihin dilinden düşmez bu destan
Nehirler gazidir, dağlar kahraman
Her taşı bir yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir.
Türk milleti İslam’dan önce de, özellikle İslam dini ile müşerref olduktan sonra vatanlarını çok seven bir millettir.
Tarih boyu bu necip millet vatanını, namusunu, dinini, bayrağını korumak için oluk, oluk kanlar akıtmıştır.
Üzerinde doğup, büyüdüğü, okuduğu, iş adamı veya çeşitli meslek erbabından olduğu insanlarımız vatanı uğruna ihtiyaç halinde hiçbir zaman kanını akıtmaktan çekinmemiş. Ya şehit olmuştur ya da gazi.
Şair Mithat Cemal Kuntay bu gerçeği şöyle ifade etmektedir:
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Rabbim bu vatan için şehit olan, gazi olan, maddi ve manevi hiçbir fedakârlıktan çekinmeyen ecdadımızın hepsinin mekânlarını cennet, makamlarını âli eylesin.
Mübarek Peygamber Efendimizin (sas) vatan ve memleket sevgisiyle alakalı olan bazı hadisi şeriflerinin meallerine birlikte bakalım:
Peygamber (sas) Efendimizin vatan ve memleket sevgisi ile ilgili bazı hadisi şerifleri:
Hz. Âişe’nin (ra) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sas) şöyle demiştir:
“Allah’ım! Bizlere Mekke’yi sevdirdiğin gibi, ondan daha da fazla Medine’yi sevdir...” (Buhârî, Deavât, 43)
Abdullah b. Adî b. Hamrâ’ (ez-Zührî) (radıyallahu anh) anlatıyor:
“Resûlullah’ın Hazvere denilen mevkide durup şöyle buyurduğunu gördüm: ‘(Ey Mekke!) Vallahi sen Allah’ın en hayırlı ve Allah’a en sevimli olan beldesisin. Senden (zorla) çıkarılmış olmasaydım seni asla terk etmezdim.’” (Tirmizî, Menâkıb, 68; İbn Mâce, Menâsik, 103)
Selmân’ın (ra) işittiğine göre, Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur:
“Bir gün ve bir gece nöbet tutmak, bir ay oruç tutup geceleri namaz kılmaktan daha hayırlıdır. Şayet (kişi nöbette) ölürse yapmakta olduğu işin sevabı devam eder, rızkı da devam eder ve kabirdeki sorgu meleklerine karşı güven içinde olur.” (Müslim, İmâre, 163)
İbn Abbâs’ın (ra) işittiğine göre, Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur:
“İki göz vardır ki Cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz ve gecesini Allah yolunda nöbet tutarak geçiren göz.” (Tirmizî, Fedâilü’l-cihâd, 12)
İbn Abbâs (ra) şöyle demiştir:
“Resûlullah’ın bayrağı siyah, sancağı ise beyazdı.” (İbn Mâce, Cihâd, 20; Nesâî, Menâsikü’l-hac, 106)
Dünyada insanoğlu için değişik veya çeşitli kıymetli varlıklar vardır:
Biz müslüman Türk milleti için en kıymetli varlıklardan birisi şüphe yok ki, şehit kanları ile yoğrulan vatanımızdır.
Türk milleti olarak vatanımız için hiçbir fedakârlıktan geri kalmayız.
Sonunda kan akıtmak, can vermek olsa bile.
Vatan olmazsa hayatın tadı olur mu?
Vatan olmazsa dini vecibelerini yapabilir misin?
Hür olmasan bayram yahut cuma namazı kılabilir misin?...
Bağımsız olmayan bir vatanda yaşamak oradakiler için hele hele Türk milleti için bir zindandır.
Vatan sevgisi sadece kuru bir laftan ibaret olmamalıdır.
O sevgiyi gönlümüzün derinliklerinde duyup, hissetmeliyiz.
Bizler tarih boyunca vatansever bir millet olarak yaşadık. Dünyanın ömrü olduğu kadar da inşallah yaşayacağız.
Düşmanlarımız zor durumda kaldığımız vakitler de ecdadımızın neler yaptığını gördüler. Birçok örnek vardır. Ancak (Çanakkale ve Sarıkamış) bunun en canlı örneklerindendir.
Allahın izni ile nice azlar çoklara galip geldi.
Ehli küfrü perişan ettiler.
Tarih bunun canlı örnekleri ile doludur.
Tarihi şan ve şerefle dolu olan milletimiz, ecdadımız vatan, millet ve inançları uğrunda her zorluğu göğüslediler, ayaklarında ayakkabı, sırtlarında normal elbiseleri, belki kaynayan karavanları yoktu amma imanları vardı. Bütün zorlukları göğüsleyerek bizlere bir cennet misali bir vatan emanet ettiler.
Bu hususu milli şairimiz Mehmet Akif şöyle ifade eder:
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı
Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Ecdadımız en zor şartlarda bile vatanlarını korudular.
Şimdi vicdanları körelmiş, yabancıların maşası, piyonu ve uşağı olan içimizdeki bebek katilleri, soysuzlar mı bizim vatanımızı alacak, devletimizi yıkacak?!...
Elbette bugün de bizler her hal ve şartta vatanımızı koruyacağız. Seveceğiz:
Geliniz burada Namık Kemal’in vatan sevgisi ile alakalı söylediklerini birlikte okuyalım:
“İnsan vatanını sever, çünkü hayat vatanın havasını teneffüsle başlar.
İnsan vatanını sever, çünkü vücudun maddesi vatanın bir cüzüdür.
İnsan vatanını sever, çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı, vatan sayesinde kaimdir.
İnsan vatanını sever; çünkü vücudunun sebebi olan ecdadının, sükûn içindeki mezarı ve hayatının bir neticesi olan çocuklarının yaşayacağı yer vatandır.
İnsan vatanını sever, çünkü vatanında mevcut olan hakimiyetin bir cüz’ünün gerçek sahibidir.
İnsan vatanını sever, çünkü vatan; millet, hürriyet, menfaat, kardeşlik, tasarruf hakimlik, ecdada hürmet, aileye sevgi, gençliğin hatırlanışı gibi birçok yüksek hislerin toplanmasından hasıl olan mukaddes bir fikirdir. (Bütün dünya dergisi ağustos: 1948 sayı. 7 S. 30)
Bizler; vatanımızı sevdiğimiz için de şartlar ne olursa olsun, harici düşmanlara, onların içerideki uşakları, satılmış hainlere hiçbir zaman fırsat vermeyeceğiz.
Çünkü bu vatan bizim.
Eninde, sonunda Cenab-ı Hakk’ın yardımı ile bebek katilleri, çeşitli terör gurupları da layık oludukları cezaları göreceklerdir.
Kanla aldığımız vatanımızın bedeli kandır.
Akif’in söylediği gibi Allah milletimize bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın…
Ülkemiz birlik, beraberlik içinde daima ileriye gitsin inşallah.
Mehmet Akif şöyle diyor:
Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.
Bildiğiniz gibi dinimiz vatan savunmasından kaçmayı büyük günahlardan saymıştır.
Peygamber Efendimiz (sas) yukarıda hadisinde beyan buyurduğu gibi vatanın savunması için nöbet bekleyenlerin gözlerini cehennem ateşi yakamayacaktır.
Hepimiz birlik, beraberlik için fitnecilere, hainlere, uşaklara kanmadan güzel vatanımız için el birliği ile gece, gündüz çalışalım.
Hiçbir zaman da vatan için ihtiyaç halinde elimizden gelen fedakârlıkları eksik etmeyelim.
Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.
TEŞEKKÜR:
Bir önceki TÜRK BAYRAĞI başlıklı yazım için, memleketim Rize’den değerli dostum ve arkadaşım muhterem RAMAZAN EROL hocaefendi bana şu mısraları attı. Esasında yazıyı yazarken aklıma gelmedi. Kendisine gönülden teşekkür ederim. Birlikte okuyalım:
“Denildi mi bir yere Türk beldesi,
Gözüm al bayrak ister, kulağım ezan sesi.”