• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

İmaj Körleştirir

02 Eylül 2022
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

İmajlar bizi körleştiriyor. Bahçemizdeki ağacın görünümünü bir kez hafızamıza kazıdıktan sonra artık ona ne zaman baksak ağacı değil, onunla ilgili zihnimizde oluşturduğumuz imajı görürüz.

Ağacın gelişip, serpilmesi bir şeyi değiştirmez. Biz onu, bizde bıraktığı ilk izlenim üzerinden değerlendiririz. Ona baksak da, değişime uğramış halini göremeyiz.Dolayısıyla bir kişi, kurum ya da çevre ile ilgili zihnimizde oluşturduğumuz imaj; bizim, o kişi, kurum ve çevreyi anlamamızın önünde en büyük engel haline gelebilir. Hayat her şeyi dönüştürüp yeni şekiller verirken, biz yaşayan ve değişen o şeyi dondurmuş, ilk imaja hapsetmişizdir.

Bir yazıda yönetmen Stanley Kubrick’ten bahsetmiştim. Elektronik posta gönderen, “modern” ve laik olduğu her cümlesinden anlaşılan bir okur, “Allah bilir Kubrick ismine internette rast gelmişsindir.” demişti. Yeni Akitte yazan bir adamın Stanley Kubrick’i bilme ihtimali sıfırdı ona göre. Olsa olsa, adına bir internet forumunda rast gelmiş olabilirdi...

Şimdi bu arkadaşa henüz 19 yaşımda, klasik filmlerin sadece sinemateklerde gösterildiği 90’larda, Kubrick gibi önemli yönetmenlerin filmlerini izleyebilmek için Fatih’ten Taksim’e, yaz kış demeden, parasız öğrenciler olarak her defasında yürüdüğümüzü söylesem de yararı yok. Ona göre “bu mümkün değil”! Ona göre biz edebiyattan, felsefeden, müzikten, psikolojiden, tiyatrodan, sinemadan anlamayız… Çünkü biz yobaz, cahil ve aydınlık düşmanı insanlarız(!).

Bu hakikaten korkunç bir durum. Türkiye’de toplumun sağlı-sollu ciddi bir kısmı bu imaj körleşmesi içinde. Karşılarındaki ne yaparsa yapsın onu kafalarındaki imajın dar kılıfına sokmaya çalışıyorlar.

Özellikle bir kesime dönük ötekileştirmenin temelleri ise yüzyıl önce atıldı. Yani imam hatipliler hakkında sarf edilen o “sapık” hakaretinin bir kökeni var. Cumhuriyet kurulurken öyle bir tarih muhasebesi yapıldı, Osmanlı ve din öyle tahkir ve tezyif edildi ki ortaya kapkaranlık, birlikte görünmek, anılmak istemeyeceğiniz bir imaj çıktı. Bu imajı içselleştirenlere göre Osmanlıların incir yaprağıyla gezen Afrika yerlilerinden hiçbir farkı yoktu. E “din terakkiye mani” değil miydi zaten?

İmajın körleştirdiği böyle bir insana ne Nizam-ı Cedid’i, ne 3. Selim’in neden öldürüldüğünü, ne Sultan Mahmut’un reformlarını, ne de Gondol şarkısını besteleyenin Abdülaziz olduğunu, ne de Anadolu’da modern anlamda kurumsal okullaşma olmadığı zamanlarda da gayet bilgili, donanımlı, “eğitimli” insanların olduğunu anlatamazsınız! (Körleşmemiş olanlar hariç tabii)

İmajlar, hazır kalıplar, canlı gerçeğin yerine geçmiştir çünkü. Örsan K. Öymen’in Cumhuriyetteki yazısını okurken aklıma geldi bunlar. Yazıyı okurken, yazıdan taşan hınç duygusundan hem ürperdim, hem utandım gerçekten. Onun adına utandım… Yazı baştan aşağı bir öfke seansında yazılmış gibiydi. Yazıda kullandığı kelimelerden bazıları şunlar:

“AKP, cemaatler, tarikatlar, köktendinci, İslamcı, yaşam tarzı, dayatma, hasta, hoşgörüsüzlük,, öfke, nefret, hınç, dogmatizm, ruh hastalığı…Dogmatik, despotik, hastalıklı, giyim tarzı, başörtü, kara çarşaf, demokratik, laik, hukuk devleti, özgür irade, başörtüsü, kara çarşaf, demokratik, laik, hukuk devleti, dekolte kıyafet, mini etek, yırtmaçlı etek, transparan kıyafet, mayo. AKP, tarikatlar, cemaatler, dogmatik ruh hali…Düşünmekten, sorgulamaktan, felsefeden, bilimden, sanattan, aydınlanmaktan, yaratıcı olmaktan, korkan; kasveti, çileciliği, biat etmeyi, baskıyı ve karanlığı yücelten, köktendinci, İslamcı, laiklik karşıtı, toplumu sindirmeyi ve asimile etmeyi…Baskı, direnme, despot, zalim, taviz, despotizm, zulm, mücadele…Özgürlük, adalet, mücadele etmek, mücadele, bedel ödemek. Çıkar, ortaçağ karanlığı…"

Bu minvalde tam 143 kelime kullanılmış Öymen. 494 karakterlik yazısının 3’te 1’inden biraz azı… Yüksek lisans ve doktorasını felsefe üzerine yapmış bir profesör olan Öymen, yazısının önemli bir kısmını toplumsal çatışmayı en çok körükleyen kelimelerle örmüş. Söz konusu kelimelerin büyük kısmı klişeleşmiş, aşağılayıcı ve çarpık bir tarihsel yoruma atıf yapan kavramlardan oluşuyor.
Mesela “çağdaş”lığı mutlak manada olumlu bir olgu olarak kullanıyor. Bakalım Cemil Meriç ne diyor bu konuda: “Çağdaşlaşmak, Avrupa'nın yeni bir ihraç metaı, kokain ve LSD gibi... Şuuru felce uğratan bir zehir. "Çağ-dışılık" ithamı, iftiraların en alçakçası, en abesi. Aynı çağda muhtelif çağlar vardır. Çağdaşlaşmak neden Hıristiyan Batı'nın putlarına perestiş olsun?”

Demek ki bir kavramın tek boyutlu bir anlamı olmaz ve siz tek bir anlamı varmış gibi kavramları birilerini aşağılamak için kullanamazsınız. Tıpkı bunun gibi orada yazılan kavramların çoğuna yüklenen anlamlar tartışmalı ama Öymen’in metninde bir hakaret olarak kullanılmışlar…

Kendisine sorsanız belki de iyimser biri olduğunu söyleyecektir. Oysa nesnel bir analiz yaparsak yazı son derece kötümser, olguyu anlamaya çalışmayan, basmakalıp, mahkum edici ve hatalı genellemelerle dolu.

İktidar ve ona oy veren çok çeşitli çevreler yekpare bir yapı zannediliyor maalesef. Sonra da gıcır gıcır bir yargıya varılıyor: “Bunların hepsi böyle”.
Değil kardeşim, değil! Ama anlatamıyoruz. Ağzımızı açar açmaz, yobaz oluyoruz, cahil oluyoruz, Kubrick’e ancak internette rastlayabilecek türde bir adam oluyoruz. Bu da, konuşmanın bir yolu varsa, onu tıkıyor…

Sonra da başlıyor kör dövüşü. Demiştik ilk başta: İmajlar, körleştiriyor…

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Lokman Sahin

Allah in ve meleklerinin laneti firavun ve takipcileri putperestlerin uzerine olsun, bir ulkeyi esir almanin ve gencligini kole etmenin en kolay yolu dilini unutturmaktir

Cumhuriyetin Alternatifi Nedir ?

Şeriatla yönetilen ülkelerden bilime,akla saygı gösterip yücelten ve insanlığa faydalı şeyler üreten,adaletli bir şekilde yönetilen bana bir ülke gösterin lütfen. Bırakın isteyen istediği gibi yaşasın,istediğine inansın. Dinde zorlama olmaz. Dinimiz kolaylıklar dinidir. 
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23