• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

Buhranlarımız

07 Eylül 2024
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

“İlmi kazançlarımız, ancak ahlaki noksanlarımızı giderebildiğimiz derecede faydalı olacaktır. Aksi takdirde ilmimiz, kötü temayüllerimizi teşvik edip artırmaktan ve zararımıza sebep olmaktan başka bir işe yaramaz. Bir hain, akıl ve bilgi kuvvetini ancak cinayetini başarmak için kullanır.

Bilgi değil ahlak eksikliği… Buna rağmen, biz hala bütün felaketlerimizin sebebini cehaletimizden biliyor ve bunda ısrar ediyoruz. Kendimizde ilim eksikliğinden başka bir noksan bulmuyoruz. Bilgi sahibi kimselerin de kötülük yapabileceklerine ihtimal vermiyoruz. İlim ve tekniği her derde deva sanıyoruz.”

            Said Halim Paşa’nın Buhranlarımız kitabında kaleme aldığı bu satırlar çok canlı ve çarpıcı bir hakikati tespit ediyor bence. Metin şunu net olarak ayırt ediyor! Bilgi başka bir şeydir, ahlak başka. Modern anlamda bilgilendikçe ahlakın kuvvetleneceği görüşü bir yanılgı buna göre. Bugün de bunu yaşamıyor muyuz?

            Bugün Türkiye’de okuma yazma oranı %97. 1965 yılında bu oran %48 imiş. Klasik düşünceye göre, okuma yazma oranı arttıkça toplumun daha iyiye, güzele, doğruya yönelmesi gerekiyor. Niteliğin artması, nezaketin yaygınlaşması, saygının ete kemiğe bürünmesi gerekir.

            Tam tersinin yaşandığını gözlemliyoruz. Okuma yazma oranı arttıkça, tahsil oranı yükseldikçe insanların birbirleriyle ilişkileri daha gayri insani bir hüviyete bürünüyor.

            Okuma yazma oranı yükseldikçe, şehirlerimiz orman kanunlarının hüküm sürdüğü vahşi beldelere dönüşüyor. Tahsilli kişilerde bile hakkına razı olma, sıraya girme, kurallara uyma davranışları daha az gözlemlenmeye başlıyor.

            Her şeyi bırakın ve sadece trafiğe bakın mesela. Oradaki keşmekeşin, kuralları çiğnemek için fırsat kollayan insanların psikolojisini anlamaya çalışın. Ben bu insanların çok çok azının okuma yazma bilmeyen insanlar olduğunu düşünüyorum. Geneli, tahsilli insanlar.

            Fakat bu “eğitim” anlayışı onlarda hiçbir şeyi değiştirememiş. Çünkü böyle bir derdi yok! Öğretim anlayışımız tam da rahmetli Said Halim Paşa’nın işaret ettiği gibi yalnızca “bilgiye” dönük bir anlayış. “Öğrenciler okulda oldukları süre boyunca bir takım gerekli-gereksiz bilgiler alsınlar ve defolup gitsinler” diye kurgulanmış sistem.

            Bizi sosyal bir kaos halinde yaşatan şey bu eğitim anlayışı. Oysa eğitim, öğrenciye ikinci bir karakter kazandırmak ister. Onun maddi manevi hassalarını geliştirmeyi hedefler. Her zaman aklın gereklerini, doğruluğun icaplarını tercih edecek şekilde yönlendirmeye çalışır öğrencisini. Onu kötülüğü, çirkinliği tercih etmeyecek şekilde donatmaya çalışır. Öğrencisinin varlığındaki iyiyi, güzeli, doğruyu büyütmeye yeşertmeye çalışır.

            Bir eğitim sistemi bunları yapıyorsa saygıyı hak eder ve sosyal sorunları çözer. Şayet bunları yapmıyor da öğrencileri, her mecrada rahatlıkla bulabilecekleri bir takım bilgileri ezberlemekle meşgul ediyorsa, o eğitim sistemi cemiyetin duvarından tuğla çalıyor demektir.

            Dünya, bomba üretip insanların evlerine atmanın ahlak dışılığını algılayamayan, algılasa bile çıkarperest olduğu için bombayı atmaktan geri durmayan “eğitimli insanların” akıl almaz kötülükleri ile çalkalanıyor. Bütün bu kötülük, kan ve gözyaşını meydana getirenler, kötülüğü organize edenler, istisnasız “tahsilli” insanlar. Temel ahlaki değerleri gözardı eden eğitim sistemlerini tahkim ederek de kolaylıkla manipüle edebilecekleri insanlar mezun ediyorlar… 

            Eğitim- öğretimin muhtevasını ve yapısını değiştirmek mecburiyetindeyiz. Böyle sürdüğü takdirde bir şeylerin iyiye doğru evrileceğini düşünmek safdillik olur. Yeni bir eğitim dönemi başlarken, Said Halim Paşa’nın ifadelerini yeniden düşünmekte fayda var. 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

ABdullah

Bu ahlak anlayışı batıda üs seviyede, islami ülkelerde en düşük seviyede. İnsanlara saygı, yardım, sevgi, hoşgörü hepsi batıda. Yani batının ahlakını alırsak anca ilerleyebilir, gelişebiliriz. İslamda ısrar ettiğimiz sürece bir milim ilerleme olmaz.

Süleyman Sırrı Dinçer

Kaleminize sağlık Kardeşim. Her yazınız gibi isabetli ve aydınlatıcı.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23