• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Zübeyde Kamalak’a mide kanaması geçirtmek hukuka uygun muydu?

09 Ekim 2022
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Başörtü yasağının CHP’liler eliyle sürdürüldüğü dönemde, Saadet Partisi’nin o tarihteki Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ın eşi Av. Zübeyde Kamalak da, mağdurlar arasında idi..

Hatta yargıdaki CHP zihniyetli sendikanın başkanlığını yapan Mustafa Karadağ isimli bir hakim tarafından duruşmadan çıkarılmıştı..

O tarihte akit, olayı manşetten verdi. 

Yansımalarını haber yaptı..

Gelişen süreçte, avukatların duruşmada başörtülü olmalarının önünde bir kanuni engel olmadığına ilişkin gelişmeler yaşandı..

Halen CHP’de milletvekilliği yapan, geçtiğimiz hafta başörtüye serbestlik getirmeyi öngören Kemal Kılıçdaroğlu’nun kanun çalışmasına da imza attığı açıklanan Mahmut Tanal, hem de İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyeliği yaptığı bir tarihte, “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik”in iptali için Danıştay’a başvurdu. 

İsteyen, Mahmut Tanal’a inansın..

İsteyen CHP’nin samimi olduğunu düşünsün..

İsteyenler, başörtü yasağını kaldırmak için ölümüne mücadele edenleri, “vebalin büyüğünü taşımak”la mahkum etsinler..

İsteyenler, başörtü yasağını sürdürmek için ölümüne mücadele edenlerin, “İktidara gelemiyoruz. Mutlaka bir takıyye yapmamız lazım. Yoksa önümüzdeki yüzyılda iktidara başka partilerle ittifak yaparak bile gelme ihtimalimiz sıfır” diye düşünerek sergiledikleri tavır değişikliğine inansınlar, onları el üstünde tutsunlar, onların “yasağı kaldıranlar”dan daha kıymetli, daha değerli siyasetçiler olduklarını söylesinler..

Bize düşen vazife, sadece hatayı hatırlatmak..

2019’da aynı konuda düşüncelerimi açıkladığımda, haber7 internet sitesi de yazımı almıştı. Yazının altında Zübeyde6 rumuzu ile bir yorum yapıldığını, söylem tarzının Zübeyde Kamalak’a ait olabileceğini okurlarım hatırlatınca dikkatimi çekmiş, kendisine de sormuştum..

“Evet o yorumu ben yaptım” demişti..

Bu bilgi ile birlikte, Zübeyde Kamalak’ın o tarihteki yorumunu paylaşayım:

“Evet sayın yazar bu yazdıklarınız kısmen doğru. Ama akpnin hiç mi suçu yok? Acaba bu hallere nasıl gelindi, neden insanlar kendileri gibi başörtülülerden uzaklaştılar? Hatalarımız neler diye hiç düşündünüz mü? Bu kadar yolsuzluk başka bir dönemde konuşuldu mu? Her renk leke gösterir ama, beyaz asla leke kabul etmez? Biz müslümanlar 6251 sayılı eşcinseller yasasını 1.8.2014’te neden çıkardık, onu pankart yapanı suçluyoruz. Biçtiğimizi beğenmiyorsak ektiğimize bakmalıyız. Başörtüsü yasağı günleri iğrençti ama, biliyormusunuz o beğenmediğimiz, benim mide kanaması geçirmeme sebep olan Mustafa Karadağ bir tek davamda bile, bana başörtülüyüm diye dava kaybettirmedi, hukuk neyi emrediyorsa, neyi gerektiriyorsa o kararı verdi. Ama şimdi mahkemede sanık, ‘ben akpliyim, bana da mı ceza vereceksin’ diyor.”

Zübeyde hanımın yorumu devam ediyor..

Ama burada bitirelim..

Ve tüm Saadetli kardeşlerimize, abilerimize, ablalarımıza soralım..

Biz bu hale nasıl geldik?

Bizim bu mantığımızda bir hata yok mu?

“Beyaz leke kabul etmez” diyerek, eğer var ise, kardeşimizin üzerindeki küçücük bir lekeyi önemserken..

Ki önemseyelim..

“Görmezden gelelim” demiyorum..

Ama “beyaz gömleğindeki küçücük lekesi”ni sorun ettiğimiz kardeşimizi itekleyip, “çamura bulanmış”larla niye yol almaya kalkışıyoruz?

Sorun bu..

Bir avukatın, başındaki örtü sebebi ile duruşmaya alınmamasından daha büyük bir hukuk skandalı olabilir mi ki..

“Celladına aşık olan idam mahkumu” gibi, “Biliyor musunuz, benim mide kanaması geçirmeme sebep olan Mustafa Karadağ bir tek davamda bile, bana başörtülüyüm diye dava kaybettirmedi” diye başlayan bir cümleyi kurabiliyorsunuz..

Size mide kanaması geçirttirmiş, daha ne yapacaktı?

“Başınızdaki örtü sebebi ile size mide kanaması geçirttiren hakim, sizin aleyhinize daha başka nasıl hukuka aykırı karar verecekti?”

Aman ya Rabbi..

CHP’ye gelince, onlar “helalleşme istedi” diye, allayıp pulluyoruz..

Ama dindar kardeşlerimize gelince..

“Biz müslümanlar 6251 sayılı eşcinseller yasasını 1.8.2014’te neden çıkardık, onu pankart yapanı suçluyoruz. “ diyoruz..

Zübeyde hanım o yorumu yaptığında, İstanbul Sözleşmesi’nden henüz çıkmamıştık.

O tarih itibari ile, bu yorumunda haklı olabilirdi..

Ama bugün itibari ile..

O İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzası ile çıktık..

Peki şimdi Saadet Partili kardeşlerimiz, ablalarımız, abilerimiz ne diyorlar?

“Başörtü yasağının faili olmak”tan, şimdi başörtüye serbestlik öngören kanunu teklif etmeye gelen CHP’lilere “Tövbe etme hakları yok mu?” diye hoşgörü ile bakarken.

Ki; el hak doğrudur. 

Herkesin tövbe hakkı vardır.. 

Ama samimiyetsizlikleri paçasından da akmaması lazım.. 

Onlarca CHP’li yazar başörtüye serbestlik kanunu ile ilgili olarak, “Karşı devrim başlatıldı, izin vermeyiz” derken, kanunu hazırlayanlar onlara “Hodri meydan” demeyip, “Çaktırmayın kerizlere” imasında bulunup, dindar insanları “keriz silkeleme” ile eski günleri yaşatmaya hazırlanıyorlarsa..

Daha önemlisi..

CHP’lilere hak gördüğümüz, görmemiz gereken “tövbe”yi, AK Parti’ye görmüyorsak, İstanbul Sözleşmesi’nden geri çıkıldığı halde, Tayyip Erdoğan’a hakaret etmeye devam ediyor, İstanbul Sözleşmesi’ni 24 saatte yürürlüğe sokacağını taahhüt eden Kemal Kılıçdaroğlu’na toz kondurmuyorsak..

Söyleyin, Milli Görüşçü abiler, ablalar, kardeşler..

Nasıl bir mantık bu, nasıl bir bakış açısı?

Gerçekten merak ediyorum..

Doluya koyuyorum almıyor, boşa koyuyorum dolmuyor..

Saadet Partili anne-baba, Kuran-ı Kerim’i insan uydurması olarak gören “Medeni bilgiler kitabı”nı tüm okullarda zorunlu olarak okutma sözü veren bir genel başkana sahip İyi Parti’de siyaset yapan bir oğulla birlikte, akit’e nasıl savaş açıyorlar, onu anlayamıyorum..

Nasıl savrulduk, biz buralara..

2013’de başınızdaki örtü yüzünden aleyhimize davalar açılmasına rağmen, pes etmemiş iken..

“Sizin başınızdaki örtü, bizim örtümüz” demiş iken..

Mustafa Karadağ’ın açtığı ceza ve hukuk mahkemelerinde aleyhimize mahkumiyet kararları verildiğinde, oğlunuz Furkan Kamalak telefon edip, “Kararlar için nasıl yardımcı olabiliriz. bizim yüzümüzden mahkum olmuşsunuz. Ceza davasında tecrübem var.. Katkı sunabilirim” demiş iken..

Şimdi ne oldu da, bu hallere geldik?

Allah’tan korkarak hassas olmaya çalıştığımız tesettürümüze engel olmaya çalışan Mustafa Karadağ’larla, Mahmut Tanal’larla nasıl birlik olup, akit aleyhine mücadele yürütebiliyorsunuz?

“Beyaz; leke kabul etmez.” diyordunuz..

“Beyazlığı, sadece bize mi layık görüyorsunuz, siz bu iddiada değil misiniz?”

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Zeynep Dilekoğlu

Harika bir soru cevap olmuş Ali İhsan bey kaleminize sağlık Zübeyde Hanım ve kamalak ailesine çok güzel bir cevap olmuş Zübeyde Hanım beyaz kelimesi size hiç yakışmıyor bile bu ne perhiz bu ne lahana turşusu birde dostluk fotoğrafı çektirin CHP İstanbul İl başkanı canan hanimla daha size Ak partinin yaptığı güzellik bir kalemde silip atmak yakışıyor mu size diyecegim tek kelime birde hukuk okudunuz yazıklar olsun ?

şüayıp

Müslümana yakışan haktan hakıkattan yana olmaktır
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23