Yok böyle bir kavga! SP bu hakareti de kabullenecek mi?

İyi Parti, büyük iddialarla kuruldu. Büyük iddialarla iki milletvekili seçimi, iki cumhurbaşkanı seçimi, bir mahalli seçim atlattı.

Cumhurbaşkanı seçimlerinin birincisinde, aday çıkardı.

Adayı, seçilemedi. 

İkincisinde aday da çıkaramadı..

Mahalli seçimlerde (2019), büyükşehirlerde aday çıkarmayıp, CHP’li isimleri desteklemişti..

Şimdi yeni mahalli seçimlerde, kendi adayları ile seçime girmek istediğinde..

Parti içinden itirazlar yükseldi..

Oysa, her partide, müstakil olarak seçime girme isteği, partinin tavanından ziyade, tabanından gelen arzudur.

Çünkü, aday olmak, bir şanstır. Başka parti ile ittifak yapmak ise, hele hele küçük parti iseniz, büyük partinin adayına razı olmak demektir.. Partinizin adayı olmayacağı için, tabanın şansı da olmayacak demektir..  

Ama İyi Parti, her şeyin altını üstüne getirdiği için.

İyi Parti’de genel kurallar da, tersine işliyor..

Tavan, “Müstakil olarak seçime gireceğiz” kararını sürdürüyor.

Taban ise, “Bizden ne köy olur ne kasaba.. Biz CHP’ye vagon olup, bir 5 yıl daha varlığımızı sürdürelim” diyor..

Bunun en somut örneği, İyi Parti’nin, İstanbul Büyükşehir Meclis grubundaki üyeleri..

İbrahim Özkan’ın başını çektiği üyeler, İyi Parti genel merkezine savaş açtılar.

Disipline verildiler..

Şimdi de kendileri istifa ettiler..

Tartışma ne?

“CHP ile seçime girelim..”

Adama hatırlatırlar..

CHP orada. Çok beğeniyorsan, git CHP’ye üye ol.. O partiden seçime gir..

Eğer seni destekleyen bir seçmen tabanın da varsa..

İyi Parti’den kopart, al götür.. CHP’ye seçimi kazandır..

Beyefendiler gerçeği biliyorlar..

“Bizim bir altyapımız yok” gerçeğini kabul ediyorlar..

“İyi Parti’nin, Yavuz Ağıralioğlu ile (istifa etmiş olsa bile), Meral Akşener ile, daha başka isimlerle, milliyetçi kesimde bir tanınırlılığı var. Bu tanınırlık sayesinde, milliyetçi kesimden CHP’ye oy vermeyecek bir kitleyi, yönlendirebiliriz.. İP’in tavanındaki isimlerin hatırına, milliyetçi tabandan bir kısım, CHP’ye oy verebilir” düşüncesi ile, İyi Parti’yi, CHP ile ittifaka zorluyorlar..

Oysa at pazarlığı yaparken, Meral Akşener açık açık söyledi: “CHP’li adaylara seçim kazandırmak için İyi Partiyi kurmadık” dedi..

Aslında bu..

Bilinçaltındaki planın da ifşası idi..

Ama süreç içinde..

“Biz enayi miyiz” bakış açısı da, İyi Partililerin egosunda yer etti..

Öyle ya..

CHP’nin toplam oyu % 25..

İyi Parti’nin de toplam oyu % 10.

% 1’lik bile oyu olmayan Gelecek, DEVA, Saadet, Demokrat Partiler, CHP’den daha fazla milletvekilliğini almışlar ise..

Hesabı açık yapalım..

Bu partilerin her birinin oyunun % 1 olduğunu kabul edin.. Toplamları % 4 eder.

% 4 oy ile, bunlar 38 milletvekilliğini CHP’den aldılar..

Ama İyi Parti, % 9,69 oy ile, 44 milletvekilliğini zar zor kazandı..

Şimdi “Pastayı adil şekilde bölüşelim” diyorlar..

İyi Parti, birçok ilde büyükşehir başkanlığını, İstanbul ve Ankara’da da, azımsanmayacak sayıda ilçede belediye başkanlığını, CHP desteği ile kazanmak istiyor..

At pazarlığının netice vermeyeceğini, CHP’nin pastayı adil şekilde dağıtmayacağını bilen..

Ya da.

Şahsi menfaatleri, CHP’de zirve noktaya çıkan İyi Partili meclis üyeleri..

Dün, İyi Parti’den istifa ettiler.. Kendi tercihleridir, ama..

İstifa açıklamasındaki şu ifadeler, benim dikkatimi çekti..

“2019 yılı yerel seçimlerinde, 25 yılın üzerine İstanbul ve Ankara alınmıştı. Bu hem muhalefet için hem de oy veren halkımız için önemli bir motivasyon olmuştu.”

Açıklama devam ediyor ama.. İyi Partililerin suçüstü oldukları..

İstifa öncesinde, İyi Partili İbrahim Özkan’ın, Ekrem İmamoğlu ile görüşmesi de dikkate alındığında..

Suçüstünün, Millet İttifakı’nın tümünü ilgilendirecek boyutta olduğunu, ispatlıyor.

Nedir suçüstü olunan durum?

“25 yılın üzerine İstanbul ve Ankara alındı”

25 yıl denilince, 1994’de, Refah Partisi’nin, İstanbul ve Ankara’da seçimi kazanmasının kastedildiği açık..

İyi Parti’nin, dün istifa eden 6 meclis üyesi, Refah Partisi’nin, İstanbul ve Ankara’da 1994’de seçim kazanmasına karşı, kendilerini öyle bileylemişler ki..

2019’da CHP’ye seçim kazandırmalarını, büyük bir motivasyon olarak görüyorlar..

“25 yıl” dediklerine göre..

Sadece AK Parti’yi değil. Refah Partisi’ni de kendilerine düşman olarak tanımlıyorlar..

2004 yılındaki mahalli seçimlerde AK Parti’nin adayı İstanbul ve Ankara’da seçimi kazandı ama..

1994, 1999 mahalli seçimlerinde, her iki ilimizde de, Saadet Partisi’nin o tarihteki partileri olan, Refah ve Fazilet Partisi’nin adayları, seçimi kazanmıştı.

İP’in müstafi meclis üyeleri, 1994 ve 1999’u da..

İntikam alınması gereken, farklı bir siyasi görüşün seçim galibiyeti olarak ilan ediyorlar.

Saadet Partili yöneticiler, oturup düşünsünler..

Refah’ı kapattıranlarla.

Fazilet’i kapattıranlarla, kol kola girmeyi kabullendiler.

Bir de böylesine alçaltıcı dille, kendilerine hakaret edilmesini, hoşgörü ile karşılayacaklar mı?

Soru şu: Böyle bir gerekçe ile, İyi Parti’den istifa edenlerin bulunduğu (Yakında CHP’ye girecekleri artık kaçınılmaz bir gelişme) CHP’ye, Saadet Partisi destek verir mi?

Tüm hakaretleri, tüm iftiraları düne kadar yapılan ahlaksızca isnatları, “helalleşme” adı altında yalayıp yutmuşlardı..

Şimdi bu yeni sataşmayı, açık düşmanlık ispatlı niyet izharını da yalayıp yutacaklar mı?

CHP’li adayı, “1994’ün intikamını almak üzere” destekleyecekler mi?

Yani kendi kendilerinden intikam almayı kabullenecekler mi?

Bir küçük not daha..

İyi Parti’nin müstafi üyeleri, “25 yıl” yuvarlaması ile..

Ak Parti’nin, Milli Görüş’ün devamı olduğunu, 1994’ün devamı olduğunu kabul etmiş oluyorlar..

İyi Partililer bunu görüyor da..

Saadetliler niye görmüyor?

Hayret etmemek elde değil!