• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Uğur! Şehid teğmenleri değil, arkadaşını vuracak hain teğmenleri anlat!

12 Eylül 2024
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Teğmenler üzerinden tartışmada tansiyonu biz düşürmek istesek de..

Kemalistler ısrarcı..

Kendilerine çok güveniyorlar..

Biri susuyor, diğeri başlıyor..

Diğeri susuyor, ötekisi başlıyor.

Sıra, Uğur Dündar’a gelmiş..

Hani şu, “Çapkın olduğumuz dönem. Bekarız da, sağlıklı cinsel yaşamımız da var” deyince.

Önüne gelenle yattığını ima edince..

Karşısındaki kemalist sunucu Ece Üner’in, bir bayan olduğunu unutup, kadınları istismar eden o ahlaksız bakışı lanetleyeceğine..

Kahkahalarla gülerek kendisine destek verdiği adam..

Teğmenlere destek yazısına şöyle başlamış:

“Siz hiç; askeri okula girdiğinde anasını ve ablasını, evlendiğinde karısını, evlat sahibi olduğunda kızını ağlatmanın...”

Böyle başlamış, onlarca değişik cümle kurup, askerlerin bu ülke için yaptıkları fedakarlıkları anlatıp, en sonunda “ne demek olduğunu bilir misiniz?...” diye bağlamış..

Biz, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz şeklindeki slogan kime karşı atılıyor. kılıçlar kime karşı çekiliyor” diyoruz..

Uğur Dündar soru ile cevap verip, teğmenleri savunuyor:

“Siz hiç; babasının yokluğunu hissettirmemek için evladına hem analık hem babalık yapan, Kurban Bayramı arifesinde kurbanlık seçmeye giden, çalışmayan aracınıza akü taktıran, taşınırken tüm eşyaları paketleyip üstüne bir de nakliyecilerle pazarlık eden bir eşe sahip olmanın... ne demek olduğunu bilir misiniz?...”

Hey gidi hey..

Kurban bayramını, hayvan boğazlama günü olarak tanıtmaya kalkışan din karşıtları, şimdi teğmenler üzerinden, bize Kurban Bayramı’nda teğmenlerin eşlerinin Kurbanlık seçmeye gittiğini anlatıyor..

Bize niye bunu anlatıyorsun ki, Uğur bey..

Biz zaten, orduyu, Peygamber ocağı olarak görüyoruz..

Esas siz; orduyu laik, seküler bir yapıya dönüştürmek için çabalıyor, tepinip duruyorsunuz..

Yine soruyor Uğur Dündar:

“Siz hiç; operasyon dönüşlerinde istirahat ettikleri koğuştaki üç katlı ranzada aylarca altlı üstlü yatıp da, o günkü operasyon dönüşü şehit olan silah arkadaşının terliklerinin hâlâ yatağının başucunda durmasının... Ne demek olduğunu bilir misiniz?”

Biz biliriz de, Uğur bey siz bilir misiniz?

Biz; şehit olan silah arkadaşı ile geçirdiği günleri bir türlü unutamayanların üzüntüsünün ne kadar yıpratıcı olduğunu bildiğimiz için..

PKK’nın başındaki terörist, ölene kadar cezaevinde kalmalı diyoruz..

Siz ise..

İki günde bir röportaj yaptığınız, ne yazık ki bu ülkede Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna bir dönem oturan İlker Başbuğ’unuz ise..

“Abdullah Öcalan çok uzun süre cezaevinde kaldı. Serbest bırakılmalı” diyen adamların televizyonuna çıkıp, ahkam kesiyor..

Dün soruyor Uğur bey:

“Siz hiç; helikopterin bile gelemeyeceği engebeli bir arazide, beş yerinden vurulan 70 kilo ağırlığında yaralı silah arkadaşını ölmeden tahliye edebilmek için 8 kilometre öteye sırtında taşıyan adamlarla birlikte çalışmanın... Ne demek olduğunu bilir misiniz?”

Teğmenlerin CHP sloganını tekrarlamalarını eleştiren bizlere değil.

Teğmenlere destek verenlere sor, bu soruyu Uğur bey..

“Mustafa Kemal’in askerleriyiz demeye devam etsinler” diyen Ekrem İmamoğlu’na sor, bu soruyu..

De ki:

“70 kilo ağırlığında yaralı arkadaşını 8 km taşıyan askerin hatırı sende hiç yok muydu ki.. O yaralı askere kurşun sıkan PKK’lı teröristlerin, TSK’yı tükrüğü ile boğacağını söyleyen Abdullah Zeydan’lara sahip çıktınız? Belediye başkanlığı düşürüldüğünde, ter ter tepindiniz.”

Evet, soruyu, Sözcü TV’de karşına oturan Ekrem İmamoğlu’na sormalıydın, Uğur bey..

“Siz hiç; Ramazan ayında orucunuzu bir tabak mercimek çorbasıyla açarken, gelen bir telefon mesajı ile bulunduğu evden yaklaşık bin kilometre ötede, 3 bin metrelik rakımda, eksi 26 derecedeki havada operasyona çıkmanın... Ne demek olduğunu bilir misiniz” sorusunu, slogan atan teğmenleri eleştiren bizlere soracağına..

Aynı gazetede köşe arkadaşlığı yaptığın Emin Çölaşan’a sormalıydın, Uğur bey:

“Nasıl bir vicdansız adamsın ki.. ‘Naçizane bir görüşüm var. Diyorum ki: Ben örneğin Türkiye’nin düşmanı bir ülke olsam ve Türkiye’ye saldırma hesapları yapsam, bunun zamanını Ramazan ayında ve iftar saatine yakın belirlerim.. Herkes mayışmış, gevşemiş. Çoğunluk görev başında değil. Olanlar ise yorgun aç, susuz, dikkatleri dağılmış, iftar saatini bekliyor’ diyebiliyorsun!”

Vicdansızlığı gördünüz değil mi?

Askeri istismar da bunlarda..

Askeri nasıl öldüreceklerine dair düşmanlara tüyo vermek de bunlarda.

Sanki bu ülke için şehid olan askerleri savunanlar bizler değilmişiz gibi. Bu milletin askerlerini şehid eden terör örgütüne de, onun uzantısı siyasi parti görünümlü yapıya da karşı çıkanlar biz değilmişiz de... Kendileri imiş gibi.. 

Bir yandan kayyım uygulamasına karşı çıkıp bir yandan da “Ne demektir bilir misiniz”, diye bize soruyor Uğur bey: “Siz hiç; altında 700 kiloluk EYP patladıktan sonra, 10 metre öteye fırlayan 19 tonluk zırhlı aracın içindeki silah arkadaşlarından kaçının şehit, kaçının yaralı olduğunu telefonuna gelen son dakika haberinden öğrenmenin...”

İşte biz tam da..

700 kiloluk EYP’yi yerleştirmede belediye imkanlarını kullandıran HDP’li başkanların yerine kayyım atanmasını, bunun için istiyoruz..

Ama siz Uğur Dündar. 

Sizin gazeteniz..

Sizin köşe yazarlarınız..

Sizin desteklediğiniz Ekrem İmamoğlu..

Sizin övdüğünüz CHP..

“Kayyım ataması yanlış” diyor..

Apo’nun heykelini dikme sözü veren Selahattin Demirtaş’ı cezaevinden çıkartmak istiyorsunuz..

PKK’nın, TSK’yı tükrüğü ile boğacağını söyleyen adamların, belediye başkanlığı koltuğunda oturmaya devam etmesini istiyorsunuz..

Ve hatırlatıyorum, Uğur Dündar’a ve avanesine..

Biz, bu ülkenin değerlerine sahip çıkan teğmenlerin her birine saygılıyız..

Ama kusura bakmayın..

Tuzla Piyade Okulu’ndaki, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek, namaz kılan teğmen arkadaşlarını dövmeye kalkışanlara ne saygımız var, ne de onayımız..

Dündar’ın yazısındaki fedakarlıklara imza atan subaylara can kurban..

Ama, silah arkadaşını, Suriye’de sotada yakalarsa, PKK’dan önce kendisinin vuracağını söyleyen asker düşmanı olduğu halde TSK’ya sızmış olan hainlere, bu millet onay vermez, vermeyecektir..

Silah arkadaşının annesine “o” ile başlayan küfür sözcüğünü sarfedenler, ister M. Kemal’in askerleriyiz desinler, isterlerse başka kişinin askeri olsunlar.. Bu milletten asla destek bulamayacaklardır..

Nokta.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

şüayıp

Her yerde kanunlara emirlere uymak şarttır

Tug

ABD/emperyalizmin hizmetinde organizasyon un da olarak, 1960, 12 mart, 12 Eylül, 28 şubat ve 15 temmuz da , ABD için darbe yaparak, ABD ye hizmet eden değil, Türk milletinin hizmetin de olan subay olması için gereken yapılmallį
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23