Tuğrul Türkeş, Demirtaş’a da bir uğrayıversin!
MHP’nin kurucu lideri Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş..
Nereden icab etti bilmiyorum, Osman Kavala’yı ziyaret etmek istediğini, Adalet Bakanı’na aktarmış.
Tuğrul bey milletvekili olduğu için, ziyarette bir sorun çıkarılmamış.
Hazır milletvekili sıfatı devam ediyor iken..
Tuğrul beye sorsak..
Cezaevindekileri ziyaret takvimine, Sivas mazlumlarını da ekler mi?
Osman Kavala, daha şunun şurasında 2007’den sonra cezaevinde..
Oysa 1993’den beri, cezaevinde olan Sivas mazlumları, dinlenmeye, sorunlarını not etmeye daha layık kişiler değil mi?
Tuğrul bey, “Yok bana Sivas mazlumları yaramaz” diyorsa..
Avrupa’nın tartıştığı isimleri ziyaret etmem lazım” diyorsa..
Osman Kavala ile atbaşı tartışılan Selahattin Demirtaş var..
Hani şu PKK’lı teröristlerin cenazesine katılmayacak HDP milletvekillerini disipline göndereceğini açıklayan Selahattin Demirtaş var ya..
İşte o..
Tam hatırlayamadı ise, bir konuşmasını daha aktarayım, “Tamam şimdi hatırladım” diyecektir, Tuğrul bey:
“Durun daha siz. Durun.. Başkan (Teröristbaşına yönelik başkan ifadesi, beni sözüm değil. Selahattin Demirtaş böyle diyor. Ben itiraz notumu düşüyorum. Ama işin vehametini aktarmak için de, maalesef ki maalesef bu ifadeyi de birebir buraya alıntılamak zorunda kalıyorum) Apo’nun heykelini dikeceğiz.. heykelini..”
Tuğrul beye tam da Selahattin Demirtaş’ı da ziyaret eder misin diye sorumu yazıya döktüğüm dakikalarda, ajanstan bir haber düştü, önüme..
Selahattin Demirtaş, 2015-2017 yılları arasında Diyarbakır, Mardin, Ankara ve Mersin’de yaptığı PKK lehdarı, devleti tahkir edici tehdit içerikli ifadeleri sebebi ile Mersin’de yargılandığı mahkemeye SEGBİS ile bağlanıp, savunmasını yapıyormuş..
Şöyle demiş savunmasında:
“Bu ülkede cumhurbaşkanı, başbakandan başka eleştirilerimizi kime söyleyeceğiz, söyleyince hakaret oluyor. Ben bu konuşmaları yaptığım sırada, Cizreli Cemile Çağırga’nın cenazesi buzdolabı içinde bekletildi. Cenazesinin gömülmesine izin verilmedi.”
Adam savunma yaparken bile yalan söylüyor. İftira atıyor. Hakaret ediyor..
Bu alçak adama en basit soru ile cevap vereyim:
“Bugün güneydoğuda veya Türkiye’nin herhangi bir yerinde, o konuşmaları yaptığınız dönemdeki yoğunlukta, Cizreli Cemile veya Diyarbakırlı bir başka çocuğumuz nereden geldiği belirsiz kurşunlarla ölüyor mu?”
Bu kadar net soruyorum.
Net cevap istiyorum..
Fotoğraf çekerken, bazı gerçekleri gizlemeye kalkışmayın..
Bu ülkede, kimin cenazesinin gömülmesine, kim engel olabilir?
Bu ülkede, kim, cenazesini, hem de küçücük bir çocuğun cenazesini, buzdolabında tutmak zorunda bırakılabilir?
Anlatın gerçekleri..
Söyleyin, gizlediğiniz PKK’lı teröristlerin o tarihdeki saldırılarını..
Kazdıkları hendekleri..
Sokağa çıkma yasaklarının ilan edilmek zorunda kalınmasını..
PKK’lı teröristlerin, o günlerde, 783 güvenlik görevlisini şehid ettiğini..
Evet, söyle de duyalım, Demirtaş: Cemile Çağırga kurşunların hedefi olup öldürüldü..
Ama kimin kurşunları ile..
Aynı günlerde, aynı bölgede, 783 güvenlik görevlisi şehid edilmiş ise..
Hain PKK’lı teröristler tarafından bu saldırılar yapılmış ise..
Sen bu ölümlerin içinden, Cemile Çağırga’yı seçip.
Tek başına yorumlayarak..
“Cemile’yi öldürdüler. Gömülmesine de izin vermediler” nasıl diyebilirsin?
Bugün niye başka Cemile’ler.. başka insanlar öldürülmüyor?
Öldürülmeleri gerektiğini söylemiyorum..
Tespit yapıyorum..
Gizlediğiniz gerçekleri yüzünüze vuruyorum..
PKK’nın hendekler kazıp, özerlik ilan ettiği günlerde..
Polislerin şehid edildiği bir dönemde..
Sokağa çıkma yasağı ilan edildiği bir dönemde..
783 güvenlik görevlisini şehid eden kurşunlardan birisi de.. Cemile Çağırga’ya isabet etmiş ise..
Cenaze töreni düzenlendiği takdirde, Cemile’yi öldüren hainler, bir de annesi Emine’yi de öldürüp, ardından da, “Kızını öldürmekle yetinmediler. Acılı anneyi de cenazede katlettiler” diye, devlete suç atma ihtimali var ise..
Cenaze töreninin sokağa çıkma yasağının bitmesine ertelenmesini, “Cenazeyi gömmeye izin vermediler” diye göstermek, alçaklık değil midir?
Aşağılık bir iftira değil midir?
Cemile Çağırga’nın kimin silahından çıktığı belirlenemeyen kurşunla öldüğü günlerde.. Bir gün öncesinde, bir gün sonrasında..
Bakın o bölgede neler yaşanmış..
Bakın, Selahattin Demirtaş, mahkemede yaptığı savunmada bile, nasıl sahtekarlık yapıyor, nasıl gerçek bilgileri saklıyor.
Sanki bugünkü gibi asayiş berkemal..
Ama evin kapısının önünde oturan küçük kızımız, bir polis kurşunu ile öldürülüyor.
Sonra da cenazenin gömülmesine bile izin verilmiyor..
Böyle anlatıyor alçaklar..
Ben de onların yüzlerine vuruyorum.
O tarihdeki olayları aktarıyorum:
4 Eylül 2015.. Tunceli kent merkezinde Şehit Nahit Bulut Polis Karakolu’na silahlı saldırı düzenlendi. Bir polis ve bir sivil öldü.
4 Eylül 2015. Şırnak’ta bir uzman çavuşun bulunduğu araca silahlı saldırı düzenlendi. Bir sivil öldü. Bir asker yaralı..
4 Eylül 2015. Van’ın Başkale İlçesi’nde bir asker mayın patlaması ile yaralandı.
7 Eylül 2015. Hakkâri, Yüksekova, Dağlıca Köyü.. Askeri ekip, yola döşenmiş bombanın patlatılması sonucu 16 asker şehid.
Yine Cemile’nin faili meçhul gibi görünen, ama PKK’lı teröristlerin hendek kazma olayları sebebi ile yaşanan olayların sırasında öldürüldüğü gün..
Yine Şırnak. yine Cizre’de.. 7 Eylül 2015’te. Zırhlı polis araçlarına düzenlenen bombalı saldırı.. 8 polis yaralandı..
Daha devam edebilirim..
Onlarca benzeri saldırı var.
Polislerimiz, askerlerimiz şehid ediliyor..
Bunların hiçbirisini anlatmadan..
Sanki bugünkü gibi PKK’lı teröristlerin hiçbir saldırısı olmadığı bir ortamda.
Cemile kızımız, ne olduğu belirsiz bir kurşun ile öldürülmüş, olsa olsa bunu polis vurmuş olabilir düşüncesi ile devlete suç bulunmuş gibi..
Algı yapıyorlar..
Güvenlik sebebi ile cenazenin kaldırılamamasını..
Cenaze ilçe sınırına getirilirse, güvenlik güçlerinin yardımcı olacağı, aksi takdirde ilçe içinde güvenlik güçlerinin silahlı saldırıya muhatap olduğu, sivillerin de can güvenlikleri olmadığı için, cenaze törenine izin verilemediği açıklandığı halde.
100 yıl sonra. 200 yıl sonra değil. Bu olayları birebir yaşayan insanlar daha hayatta iken.. Olayın üzerinden sadece 9 yıl geçmiş iken.
Aklımızla, hafızamızla alay eden Selahattin Demirtaş..
“Cemile Çağırga günlerce bu buzdolabında, ailesinin gözü önünde defnedilmeyi bekledi, cenazesi kokmasın diye dolaba konuldu” diyor.
Tuğrul beye hatırlatalım.. Bunların alayı bu kafadadır. Kavala’sı da.. Demirtaş’ı da..
Birini ziyaret ettiğinizde, diğerini unutmayın..
Ve Demirtaş’a etnik köken fanatikliği ile destek veren Kürt kardeşlerime hatırlatıyorum:
PKK’lı teröristler, yurt içinden temizlendikten sonra, Kürt kardeşlerimize kurşun sıkabilecek bir kişi çıkabiliyor mu? Cemile’ler artık ölmüyor, görmüyor musunuz?