TSK’ya küfredenleri iyi tanıyalım!

PKK propagandasını, CHP içinden yapmak üzere, bu partiye emanet verilen Sezgin Tanrıkulu, TSK’yı suçlayan açıklamaları sebebiyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘dan çok sert eleştiriler almıştı.

TSK’ya salya sümük saldıranlar, 24 saat geçmedi ki hemen organize oldular..

İçlerinde Yahudisi var, İngiliz’i var, emekli müftüsü var, var oğlu var. Toplanmışlar, Sezgin Tanrıkulu‘na destek açıklaması yapmışlar.

Eski ve klasik taktikleridir.

Psikolojik üstünlük sağlamak için, Madımak’ta ölen 14 yaşındaki çocuğa bile “aydın” der, bunlar.

Şimdi de “Sezgin Tanrıkulu‘na 814 Aydın’dan destek” başlığıyla, bir bildiri yayınlamışlar.

Listeye baktım; alkolikten başlayın, milletvekili adayı olup boyunun ölçüsünü alana kadar, tiyatroculukta beklediği reytingi toplayamayınca şovmenliğe soyunana kadar, bilim adamı kisvesi altında ideolojik saplantılarını topluma empoze etmeye kalkışanlara kadar onlarca sorunlu kişi.

Ama psikolojik üstünlük sağlamak için bunların hepsine “aydın” deyip, açıklamadaki ahlaksızlıkların üzerini örtmeye çalışmışlar.

“Sezgin Tanrıkulu yalnız değildir” başlığı atmışlar. 

Sezgin Tanrıkulu yalnız olsa ne olur? Altılı masanın gözdesi olsa ne olur?

On altılı masa kursanız ne olur? Topunuz gelseniz ne olur? Arkanıza batı-haçlı ittifakını alsanız ne olur?

Açıklamanızda mantıklı bir cümleniz olur, “Bu cümleyi kuranlara helal olsun, yalnız da olsalar helal olsun, arkalarında 100’ler 1000’ler de olsa helal olsun” deriz.

Ama dedikleri diyecekleri şu:

Hani Yahudi ile Hristiyan karşılaşmışlar.

Hristiyan tanışma faslından sonra, karşısındakinin Yahudi olduğunu öğrenince, “sen bizim peygamberimizi öldüren Yahudilerdensin ha!” diye boğazına yapışmış. 

Yahudileri savunmayalım ama, boğazına yapışılan Yahudinin savunması şu olmuş; 

“Doğruluğu yanlışlığı da ayrı bir konu da, sizin dediğiniz olay 2000 yıl önce yaşanmış!”

Hıristiyan’ın cevabı da ilginç, “Ben daha yeni duydum.”

Şimdi burda da, 814 kendisine aydın süsü veren şahıs, “biz yeni duyduk” da diyemezler ama, eski yıllarda orduya atılan iftiralardan birisi üzerinden, “TSK’nın yaptığı her şey eleştiriden azade değildir”cümlesi ile Sezgin Tanrıkulu’na destek vermeye kalkışmışlar. 

Aksini kim söylüyor ki?

12 Eylül darbesini yaptığı için biz de TSK’yı eleştirmiyor muyuz?

Bir farkla, biz o darbenin cevabını vermek üzere, “onların yaptıkları anayasayı da çöpe atalım” diyoruz.

Ama karşımıza bu sözde aydınlar çıkıyor.

İspatı olmamış olaylar üzerinden TSK’ya iftira atanlar, yapılmış darbenin anayasasını değiştirmeye sıra gelince, “yaptırmayız, değiştirtmeyiz” diye karşı çıkıyorlar.

1993 yılında, 1994 yılında olduğu ileri sürülen, hem de CHP’nin koalisyon hükümeti içinde yer aldığı dönemdeki ihlalleri, sanki bugün yaşanmış gibi topluma zehir olarak enjekte etmeye çalışıyorlar.

Aydın geçinen isimlerin içerisinde kimler var kimler.

HDP zihniyetinden, bir baltaya sap olamamış Ahmet İnsel’ler.. Romanlarını satmak için “her hıyarım var diyene tuz ile koşan” Ahmet Ümit’ler.. 

Ateistler, komünistler, LGBT destekçileri..

Tam bu noktada benim gözüm Temel Karamollaoğlu’nu aradı.

Listeyi taradım, Temel Bey “benim de tuzum var” diye koşanlardan olur, diye düşünmüştüm ama.

Temel bey listeye girmemiş.

Ahmet Davutoğlu’nu da gözlerim aradı.

Seçim öncesi olsaydı, eminim o da bu listede yer almak için can atardı. Ali Babacan hakeza.

Ama seçim bitti. Ortaklık bozuldu.

Dolayısı ile bu üç ismi de 814 sözde aydın arasında göremedik.

Artık benim beklentim, at pazarlığını her gün bir başka cephede sahneye koyan İyi Parti’de.

İyi Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Tip’li Can Atalay’ı cezaevinde ziyaret etti ya. Hemen sonrasında Libya’da şehid olan MİT mensubu için “bir mezarı bile yok” ifadeleri ile itibarsızlaştırma operasyonu yapan, Barış Pehlivan’ı cezaevinde ziyaret edip suç işleyen solcuları kutsadı ya..

Şimdi ben bekliyorum ki İyi Parti’liler Sezgin Tanrıkulu’na “Tanrıkulu yalnız değildir” desteği versinler.

Destek listesinde aradığım isimler siyasilerle sınırlı değil.

Yaptıkları açıklamalarla, HDP’ye/PKK’ya can simidi olan, örneğin emekli amiral Türker Ertürk‘ü gözlerim aradı. Öyle ya “cihatçı komşumuz olacağına, laik seküler yapısı ile YPG’yi tercih ederim” diyen Ertürk’ün, Sezgin Tanrıkulu’na vereceği destek bizi hiç de şaşırtmamalı.

CHP’nin eski milletvekili emekli albay Dursun Çiçek’i de merak ettim. “HDP’ye birkaç bakanlık verilebilir” diyen, bir emekli albay düşünebiliyor musunuz? 

Maalesef 14 Mayıs’ta seçim öncesi bu ahlaksızlığı bile TSK’dan emekli olmuş isimler dillendirebildiler.

Yine Cumhuriyet gazetesinde zaman zaman dindar insanlara hakaret etmek için yazı kaleme alan, emekli general Ahmet Yavuz da bu bildiriye imza atabilir diye baktım, Cumhuriyet gazetesinden birçok işim listede var ama, Ahmet Yavuz ismi yok.

Sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim.

Ülkesine, ordusuna hainlik eden herkesi tanımamız lazım.

Bu ülkenin vatanperver çocuklarını,  “ordu düşmanı” diye tanıtıp, şimdi orduya küfür edenlerle birlikte yol yürüyenleri, not etmemiz lazım!