Paralel dinleme avukatı Nazlı tehdide devam ediyor!

“Şu kadar kişinin telefonları dinlenmiş” denince.

Paralelciler hemen savunmaya geçiyorlar: “Hayır, yalan. O kadar kişi dinlenmedi. Daha az kişi dinlendi!”

Dur baba, dur hele.

Size ne?

Size ne ki, yasadışı dinlemelerin daha az olduğunu hemen savunmaya geçiyorsunuz..

Yasadışı telefon dinlemelerinden sorumlu devlet bakanı mısınız siz?

Niye şartlandırmışsınız kendinizi..

Niye her “telefon dinleme”nin sorumluluğunu, kendi üzerinizde hissediyorsunuz?

Biraz rahat olun. 

Gevşeyin.

“Bize ne, kaç kişi dinlendi ise, dinlendi.. Dinleyenler hesap versin. Biri de bir, bini de bir.. Dinleyen kim ise, hesabını da versin” deyin..

Rahatlayın..

•

Suçlarını bildikleri için..

O dinlemelerle ne şantajlar yapıldığını.. Ne tehditlerde bulunulduğunu..

Koca koca iş adamlarına nasıl diz çöktürüldüğünü..

Bildikleri için..

Hâlâ da o dinleme kayıtlarının içerikleri sayesinde, iş adamlarına, bürokratlara, siyasetçilere tehditlerin sürdüğünü.. Şantajların devam ettiğini çok iyi bildikleri için.. 

“Şu kadar kişinin telefonu...” diye bir cümle işittikleri an..

Devamını daha dinlemeden..

Hemen itiraz ediyorlar: “Yalan.. İftira..”

Yalansa.. İftira ise..

Başbakan’ın, başbakanın oğlunun telefon konuşmalarını... Üstelik montajlama yaparak servis edeceğinize..

Elinizin altındaki “Telefon dinleme kararları”nı servis edin..

“Bakın; hakimlerin verdikleri telefon dinlemeleri kararlarının, tamamının toplamı 60’tır-70’tir” deyin.

Devam edin açıklamanıza: “Bu kararlarda dinlenmesi kabul edilen şüpheli sayısının toplamı da 400’dür-500’dür.. Listesi ahan işte burda” deyin.

Ve son noktayı koyun, tartışmaya: “Bu kararlarda olmayan, bu listede ismi olmayan her kim dinlenmiş ise, bizimle ilgisi yoktur. Bizden hesabını sormayın!”

Böyle bir açıklamadan sonra, daha kim, Paralelcilerin üzerine gidebilir ki?

Daha kim, “Beş bin kişi dinlenmiş. On bin kişi dinlenmiş” diyebilir ki?

•

Her şey çarşaf çarşaf yayınlanıyor..

Bakanların gözaltı sırasındaki tüm telefon konuşmaları bile servis ediliyor..

Ama kaç hakimin, kaç kişi hakkında dinleme kararı verdiğinin bilgisini servis etmiyorlar..

Niye?

Niye gizliyorlar, kaç kişi hakkında telefon dinleme kararı verildiğini?

Söyleyin paralelciler..

Niye saklıyorsunuz?

Niye telefon içeriklerini yayınladığınız gibi..

Dinlenen kişi sayısını da yayınlamıyorsunuz?

Tapelerin tarih, saat, dinleme karar sayısı eşliğinde veriyorsunuz da..

O dinleme kararlarının içindeki dinlenen kişi sayısını niye vermiyorsunuz?

Rakamı siz verin..

Biz de inanalım size..

•

Bırakın “bin”leri..

Bırakın “on bin”leri..

Dün bir Yargıtay üyesi, “3 milyon kişi dinlendi” dedi..

Haydin bakalım, cevap verin....

“3 milyon kişi”yi niye dinlediniz?

“3 milyon kişi”yi  nasıl dinlediniz? 

Paralelciler hemen itiraz edecek: “Kendin de soruyorsun ya.. ‘Nasıl dinlenir’ diye. Akıl var mantık ar. 3 milyon kişi dinlenir mi, palavra bunlar!”

İlk an ben de öyle düşündüm.

Ama açtım paralelci Bugün gazetesini.

Dinlemelerle ilgili haber-yazılarını, cevaplarını, savunmalarını okuyayım dedim.

Nazlı Hanım yazıyor: “Ertuğrul Özkök, 28 Şubat’ta yanlış yaptığını kabul ediyor. Dikkat etsin, bu defa da, benzer bir hataya düşebilir..”

Apaçık tehdit, korkutma. Apaçık “Anlarsın yaaa” şantajı..

Öyle ise..

“3 milyon kişi nasıl dinlenir”den önce..

“Bir gazeteci, bir gazeteciye, ‘Dikkat et.. Bu sefer yanlış yapma’ nasıl der”, bunu izah etmeliyiz.

Bu tehdit nasıl yapılır, bunu açıklamalıyız..

İzah edemiyorsak.. Açıklayamıyorsak..

“3 milyon kişinin dinlenmesini de, akıl pek kabul etmiyor” diyerek, kimsenin avukatlığına soyunmayalım..

•

Dünkü seçimlerde, muhalefet birleşip, AK Parti’yi kazandırtmadı..

Kimisinde BDP’liler CHP’ye.. Kimisinde CHP’liler BDP’ye oy verdi..

Ne diyelim.

Erbakan Hoca diyordu ya: “ İki parti var.. Milli Görüş ve diğerleri..”

Şimdi de aynısını yaşıyoruz.

AK Parti ve diğerleri..

“AK parti kazanmasın da, ikinci olan kim ise, orda birleşelim” diyorlar..

Erbakan Hocamızın sözünü, AK Parti örneğinde bir daha doğruluyorlar!