Neredesiniz Rıza Türmen’ler, Ünal Çeviköz’ler!

İsrail yine katliamını yaptı..

Gazze’de bir hastaneyi bombaladı.

500 sivil insanı katletti.

Ardından da, kısık sesle “biz yapmadık” dedi..

“Sen kimi aldatıyorsun” itirazı ile karşılaşınca..

Devam etti, “İslami Cihad vurdu” dedi..

Buna da inandıramayınca, yalanını biraz süsledi, “İslami Cihad’ın Israil’e attığı roket, erken patladı” dedi.

İsrail’de daha nice yalanlar var..

Bir bomba ile hastanede 500 kişiyi birden öldürmenin, haklılık payı olabilir mi?

Gerekçesi olabilir mi?

Savaş suçu değil mi bu?

Daha ötesi, “soykırım” değil mi bu?

Nerdesiniz monşerler..

İsim de verelim..

AİHM’de yargıçlık yapan, sonra Türkiye’ye döndüğünde CHP’den milletvekili olan Rıza Türmen neredesin?

Osman Kavala için kendinizi yırttınız..

Can Atalay için, yorum üstüne yorum yapıp, tahliye ettirmeye çalıştınız.

Avrupa’dan gelen baskıları “haklı” olduğunu iddia ettiniz..   

Çıkıp açıklasanıza..

“İsrail’in hastane bombalaması, bir insanlık suçudur. Bu bir soykırımdır” desenize.

CHP milletvekili ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Ünal Çeviköz, neredesin?

“Bir hastane nasıl vurulur?” desene..

Cenevre Sözleşmesi’nden başlayıp.

Bildiğin bütün sözleşmeleri sıralayarak, “Buna da aykırı, şuna da aykırı” desene..

“Türkiye’nin, Azerbaycan’a cihadçı yolladığı ileri sürülüyor. Bu sebeple Türkiye, Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanabilir” diyen Ünal Çeviköz, “İsrail’in hastaneye saldırısı, tüm uluslararası sözleşmelere aykırıdır. İsrail soykırım suçu ile yargılanmalıdır. Hatta Akdeniz’e uçak gemisi yollayan Amerika Birleşik Devletleri de, katliamcı İsrail’e desek verdiği için, Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanacaktır” desene..

Nerdesiniz?

Üzerinize ölü toprağı mı serpildi..

Hayali iddialarla, Türkiye’yi sanık sandalyesine oturtmaya kalkıyordunuz..

Hastane saldırısına kadar ki 10 günlük süreçte, 3 bin Gazzeli öldürüldü..

Hastane saldırısı ile birlikte, ölen Gazzeli sayısı 3500’e çıktı..

Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanmayı gerektirecek bir soruşturma açılması için, daha kaç bin Gazzeli’nin ölmesi gerekir?

İsrailli yetkililer, “Gazze’de sivil yoktur, hepsi teröristtir” diye açıklama yapıyor, tehditler savuruyor.. Gazzelilerin hepsini öldüreceklerini ima ediyor..

Bu sözlere vereceğiniz bir cevap yok mu, sizlerin?

Emekli amiraller, neredesiniz?

“Montrö Sözleşmesi’ne göre” diye söze girip,. Konuşuyordunuz da konuşuyordunuz..

Cenevre Sözleşmesi’ne göre, siviller böyle bir katliama maruz bırakılabilir mi? 

Hastanelere bombalarla saldırmak suç değil midir?

Bu konularda da çıkıp bir açıklama yapsanız ya..

“Avrupa’da hukuk var.. Adalet var. Onun için de, ekonomileri tıkır tıkır işliyor” diyen Batı aşıkları..

Amerika’da hukuk olduğunu iddia eden muhafazakar siyasetçiler..

Batı ve Amerika’nın, katliamcı İsrail’e verdikleri son destek ile ilgili, iki cümle kurmaya cesaretiniz yok mu?

Hukuk dediğiniz şey, bir kişini cezaevine konulmasında riayet edilmesi gereken kurallardan mı ibaret..

İnsan öldürmek, kadınları öldürmek, çocukları öldürmek..

Hatta hastaneye bomba atmak..

Bir bomba ile 500 kişiyi birden öldürmek?

Bunlara karşı, hukukta bir müeyyide yok mu?

Osman Kavala’nın cezaevine konulması, ağır insan hakkı ihlali de..

Gazze’de bir hastaneyi bombalamak ve 500 sivilin birden öldürülmesi “hak ihlali” değil mi?

Avrupa Birliği, Gazze’deki hastane saldırısı öncesinde toplanıp, İsrail-Filistin savaşı konusunu görüşecekti..

İsrail’in acımasız hastane saldırısı sonrasında, toplantı düne de sarktı..

Dün, AA muhabiri, AB Komisyonu sözcüsü Stefan de Keersmaecker’e soruyor:

“AB, hastane saldırısını kınayacak mı?, En azından Gazze’deki duruma rağmen süren ablukayı ‘savaş suçu’ olarak tanımlayacak mı?”

Türkiye’yi hukukta fersah fersah geçtiği ileri sürülen, yönetmeliklerini, genelgelerini bile harfi harfine kopyalamamız istenen AB sözcüsü Keersmaecker cevap veriyor:

“Sizi bir kez daha AB Komisyonu Başkanı’nın AP’de söylediklerini dinlemeye davet etmek isterim. Hamas’ın gerçekten terörist olduğunu ve Filistin halkının da bu terörden acı çektiğini söyledi. Filistin halkını desteklemek zorundayız. ‘İsrail’le dayanışma içinde olmak ve Filistinlilerin insani ihtiyaçları doğrultusunda hareket etmek arasında hiçbir çelişki yok’ dedi. Bence bu çok önemli.”

Hastaneye saldırı soruluyor..

O, “Hamas terörist” diyor..

İste Avrupa Birliği’nin hukuku bu kadar.

Hastanenin İsrail tarafından bombalanmasını bile kınayamayanlar, Türkiye’ye “Şu kişiyi tahliye edin. Bu kişiyi beraat ettirin” talimatı vermeye kalkıyor, ve maalesef ki maalesef, milliyetçi geçinen İyi Parti bile, muhalefettteki diğer muhafazakar partiler de, bu Avrupa Birliği’ne kul köle olmayı, kendilerine hedef seçiyorlar..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Eyyy Amerika” diye söze başladığında..

“Eyyy Avrupa” diye devam ettiğinde..

“Devletler arasında, haklı olanın yanında durmaktan ziyade, menfaatler ön plandadır.. Esed, kendi halkını katlediyorsa, bize ne?. Bize ne, Sisi Mısır’da bir gecede 4 bin kişiyi katletti ise” diyenler..

Dün Sözcü gazetesinin manşetinde, kendilerinin tezlerinin nasıl yalanlandığını gördüler..

Sözcü, “Eyyy Avrupa” manşeti atarak, Tayyip Erdoğan’ı taklit ediyordu..

Devam ediyordu Sözcü gazetesi, “İsrail, Gazze’de çoluk-çocuk katlediyor. Sesin çıkmıyor!”

Eee, ne oldu şimdi?

Tayip Erdoğan yıllardır bu sözleri tekrarladığında, “Bu ne diyor ya?” diyenler..

Şimdi ne oldu da, İsrail bir bomba ile hastanedeki 500 kişiyi öldürdüğünde, “Eyy Avrupa” deme noktasına geldiler?

Sözcü, Cumhuriyet ve diğerleri..

Tayyip Erdoğan, “Eyy Avrupa” dediğinde, destek çıksalardı..

İsrail önceki akşam, Gazze’de hastane bombalamaya cesaret edebilir miydi?