İlkesizsin Kemal Bey, yalancısın Kemal Bey!
Şunu söyleyen de Kemal Kılıçdaroğlu: “Yurtdışından 300 milyar dolar getireceğim.”
Şunu söyleyen de Kemal Kılıçdaroğlu: “Türkiye’deki yap-işlet-devret modelli projeler niçin dolarla yapılıyor? Ben bunları TL’ye çevireceğim.”
Soru şu: İngiltere’den, ‘Tefecilerin merkezi’ dediğin Londra’dan getireceğini söylediğin parayı niye TL’ye çevirerek getirmiyorsun?
Tefeciler dolarla gelecek.
Ama Türkiye’nin yüz akı projeler yapılmış bitirilmiş, onları dolardan TL’ye çevireceksin.
Çelişki yok mu, bu işin içinde?
“Yap-işlet-devret modelli projeler” için, “Kamulaştıracağız” açıklamaları da vardı, Kemal Bey’in..
Kamulaştırırsanız, TL’ye çevirme sözünüzü de çiğnemiş olursunuz..
Bu da açık bir çelişki..
Ama Kemal Bey’in çelişkilerini not etmeye kalkarsanız, başınız döner..
“Selçuk Bayraktar’ı Cumhurbaşkanı’ndan önce, ben ziyaret ettim. Benim desteğim açık. Bizim iktidarımızda savunma sanayi daha da gelişecek” diyen de Kemal Kılıçdaroğlu..
“Evladım” diyerek her icraatını onayladığı Ekrem İmamoğlu’nun, Selçuk Bayraktar’a iftira atmasına sessiz kalan da Kemal Kılıçdaroğlu..
Hatırlayın, Ekrem İmamoğlu İBB Başkanı seçilir seçilmez “45 milyonluk rant” iftirası ile Selçuk Bayraktar’ın vakfının ortaokul öğrencilerine ücretsiz yazılım kurslarını iptal etmişti.
Oysa gerçek ne idi?
Bayraktar, kasasına tek kuruş koymadan, tam aksine maaşını kendi kasasından ödediği çalışanlarınca ortaokul öğrencilerine yazılım dersi veriyor.. İBB de, o derslere katılacak öğrencileri kurs alanlarına taşıma işini üstleniyordu..
Ekrem İmamoğlu, öğrencilerin yazılım dersine taşınmasını “rant” olarak nitelendiriyordu.
Bu ülkenin iftiharı Selçuk Bayraktar’ın gençleri yetiştirme aşkına pranga vurmaya çalışıyordu.
Nitekim Bayraktar, İBB ile anlaşmasını feshedip, aynı eğitimi, başka kurumlarla işbirliğine girerek devam ettirdi..
Ama Kılıçdaroğlu’nun “Savunma sanayiindeki gelişmeleri biz teşvik ediyoruz” yalanı, alnına perçinlendi..
“Türkiye zengin ülke. Nerede kaynak yok?” diyen de Kılıçdaroğlu..
Hemen ardından “Tasarrufa gidersiniz” diyerek, ilk cümlesini değiştiren de..
Çok geçmeden, ilk iki cümlesini de değiştirip, “300 milyar dolar temiz para getireceğim bu ülkeye” diyen de..
Çelişkiler bitti mi?
Bitmez..
Bu Kemal Kılıçdaroğlu..
“Temiz para” diye devam ediyor..
“Dışarıdan yatırımcıyı mı kastediyorsunuz?” sorusuna şöyle cevap veriyor:
“Evet. Temiz para. Uyuşturucu baronlarının parası, 300 milyar dolar para.”
Başınız döndü değil mi?
Daha durun, bu iyi günlerimiz..
“Türkiye zengin ülke, kaynaklarımız var” ile başladı.
Uyuşturucu baronlarının temiz olduğunu iddia ettiği parasını Türkiye’ye getirme ile bitirdi..
Sahi bu adam değil miydi, “Vergiyi uyuşturucu baronlarından alacağız” diyen..
Demek ki iktidara gediğinde, uyuşturcu baronlarına vergi levhası verecek, dükkanlar açtıracak, perakende satış kasaları verip, uyuşturucu sattırarak, vergilerini tahsil edecek..
Adamın kafası bu..
Ama Kemal Bey’in çelişkilerine göz yuman, ona soytarılık yapan medya mensupları da var..
Önceki akşam bir kanalda, “5’li çeteler benim Cumhurbaşkanı adayı olmamı asla istemedi. 418 milyar doları götürenler, kul hakkı yiyenler, yolsuzluk yapanlar asla istemediler. Engel olmak istediler” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na soramadılar:
“Çanakkale Köprüsü’nün, Avrasya Tüneli’nin ortağı Ersin Arıoğlu sizin partinizden milletvekili seçilmiş. Ayrıca, vefatı sebebi ile, ailesini ziyaret ettiniz. Hem ‘5’li çete’ diyorsunuz. Hem de cenaze evine taziyede bulunuyorsunuz” diyemediler..
Çelişkiler bitti mi? Bitmez..
Aynı röportajda diyor ki, Kemal Bey:
“Biz diyeceğiz ki, ‘Bizim ülkemizde her türlü düşünce özgürce paylaşabilir, medya özgürce yayın yapabilir’. Ben gençlere ‘Cumhurbaşkanı olunca en rahat beni eleştireceksiniz’ diyorum.”
Hani gördük ama, böylesine rahat yalan söyleyeni az gördük..
Ben bu röportajın metnini okurken, masamın üstünde, Kemal Kılıçdaroğlu vekili Av. Celal Çelik tarafından savcılığa verilmiş şikayet dilekçesi duruyor..
“Her türlü düşünce özgürce paylaşılabilir” diyen Kemal Bey, Akit’i savcılığa vermiş..
Yok yok..
Helalleşme palavralarını atmadan önceki tarihli bir dilekçe değil..
Yeni tarihli..
Şunun şurasında 5 ay önceki bir dilekçe.
Üstelik, bir haber için, tam üç suç birden uydurmuş Kemal Kılıçdaroğlu..
Birinci suç, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek.”
İkinci suç, “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak.”
Üçüncü suç da, “İftira.”
Bir koyundan üç post çıkartmak, işte buna denir..
Olay ne imiş?
Kemal Bey’in savunduğu Gezi isyancılarının, Tayyip Erdoğan’a ettikleri küfür benzeri bir şey mi yapmışız?
Hayır..
Kılıçdaroğlu, Ekim ayında, “Kasım’ı bekleyin” demiş..
Kasım gelmiş, Kemal Bey’de bir açıklama yok..
Kasım’ın ortasında, Taksim’de terör merkezli bir patlama yaşanmış.
Yeniakit.com.tr internet sitesinde bir haber yapılmış: “ ‘Patlamayı mı kastetti’ sorusu gündemde.”
İşte bu haber sebebi ile, savcılığa koşmuş, Kemal Bey..
Ve şimdi utanmadan diyor ki: “Cumhurbaşkanı olunca, beni rahatlıkla eleştirebileceksiniz.”
Sen daha cumhurbaşkanı olmadan bir başlıkta üç tane suç icat ediyorsun Kemal Bey..
Kimbilir cumhurbaşkanı seçilsen, idam mı ettirirsin, yoksa kurşuna mı dizdirirsin, seni eleştirenleri.
Kemal Bey’in çelişki yumağına son örneğim de, bu şikayet dilekçesindeki “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” nitelemesinden de cezalandırılmamızın istenmesi olsun.
Ayıptır beyler. İlkesizliktir, utanmazlıktır beyler..
O madde 18 Ekim 2022’de Resmi Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe girdi.
CHP, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde, Anayasa Mahkemesi’ne koşup, iptali için dava açtı.
Ve aynı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kanunun yürürlüğe girmesinden 26 gün sonra savcıya dilekçe verip, o maddeden benim ve diğer sorumluların 3 yıla kadar hapsimizi istedi..
Helalleşme ha?
Haydi ordan yalancılar.. Haydi ordan, ikiyüzlüler..
Özgürlük ha?
Muhalefette iken sergilediğiniz tahammülsüzlükten belli, sizin özgürlük anlayışınız..
Siz olsa olsa, teröristbaşı Apo’ya, FETÖ’cülere özgürlük getirirsiniz, dürüst gazetecilere ise, hapsi gösterirsiniz..