İBB’yi şampanya ile kutlayanlar, şimdi 14 Mayıs’ı bekliyorlar!
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tam isabet bir tespit ile, “Seçim akşamı ya şampanya patlatıp kutlayanlar, ya da alnını şükür için secdeye koyup Rabbine hamd edenler olacak” demiş..
Gerçekten de..
Alkole gelen her fiyat artışında ter tepinen, “Vergi yüksek olduğu için, şarabın/rakının/biranın fiyatlarının arttığını, artık içemez hale düştükleri”ni ileri sürenler yok mu bu ülkede?
Sözcü’de, Cumhuriyet’te, Birgün’de, bu haberleri okumuyor muyuz?
Sanki zorunlu bir içecek imiş gibi, “Artık rakı da mı içemeyeceğiz” diyenler Millet İttifakı’nın ölümüne destekçileri değiller mi?
Sanki alkol yasaklanmak isteniyormuş gibi, her şeye gelen zam oranında alkole de zam geldiğinde, sadece rakıya zam gelmiş gibi imada bulunarak, “Şeriata doğru adım adım” diyenler, tam da muhalefetin tabanındakiler değil mi?
Biliyorum, Saadet Partili kardeşlerimiz, Gelecek Partili, Deva Partili kardeşlerimiz, itiraz edecekler..
“Biz de Millet İttifakının içindeyiz ama, rakı ile, bira ile, şarap ile alakamız yok” diyecekler..
Ben de SP, DEVA ve Gelecek Partisi’nin samimi dindar tabanını ayırarak, bu partilerin yöneticilerine hatırlatacağım..
“Gözü görmeyen ile yatan, şaşı kalkar” diye bir atasözümüz var..
Sizler rakı içmeseniz de, şarap içmeseniz de, CHP ile iş tuttuğunuz için, artık rakısever, şarapsever sınıfına dahil oldunuz..
“Abartıyorsun, haksızlık ediyorsun” diyeceklere, somut gerekçemi de söyleyeyim..
Korona salgınının zirve yaptığı günlerdi.. Hemen her gün 300 civarında insanımız vefat ediyordu..
Tabipler Birliği’nden, CHP’sine kadar, tüm muhalefet çevrelerinden, “Tam kapanma, tam kapanma” çığlıkları atılıyordu..
Onların amacı korona ile mücadele için değil, ekonominin durması, hayatın felç olması için tam kapanma ilan edilmesi idi..
Siyasi iktidar ise, mümkün olduğunca normal hayatın devam etmesi, hafta sonları sokağa çıkma yasakları ile, salgını kontrol altında tutmak istiyordu..
Ancak öyle bir ortam oluşturuldu ki, siyasi iktidar, 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’dan itibaren 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’e kadar sürecek tam kapanma kararı alındı..
“Hafta içi hafta sonu ayrımı olmaksızın 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’da başlayıp 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’de bitecek şekilde tam zamanlı sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır” açıklaması yapıldı..
Tüm işyerleri, okullar, vesair vesair her yer kapanacaktı. Camiler bile kapalı idi.
Sadece gıda satış yerleri açık kalacaktı. Marketlerin gıda reyonları dışındaki satışları bile yasaklanmıştı..
Tam o aşamada, soldan çarklı şarapçılar, “Tekel bayileri de yasak kapsamında” diye çıkarttıkları tantanaya, Deva Partisi genel Başkanı Ali Babacan da destek verip, “Salgınla alkol yasağı arasında mantıksal hiçbir bağ kuramıyorum” demişti.
Ahmet Davutoğlu’nun gazetesi Karar’da birinci sayfa haberinde başlık şöyle idi:
“İçki yasağı tartışması: Gerilimin ‘promili’ atıyor.”
Haberde, Ankara Barosu’nun Danıştay’da dava açtığı şöyle aktarılıyordu: “Alkol satış yasağı Danıştay’a taşındı”
Düşünebiliyor musunuz?
Her gün 300 insanınızı salgın hastalıktan kaybettiğiniz bir dönemde, tüm dükkanlar kapatılıyor. Okullar kapatılıyor.. Nalburlar, züccaciyeciler, kırtasiyeler, hemen her dükkana yasak geliyor.
Adamlar sanki sadece alkol satışına bir yasak gelmiş gibi, “Alkol yasağı Danıştay’da” diye haber yaptılar.
Belki de hayatında ağzına alkol bir defa bile almayan Davutoğlu’nun gazetesi, nerede ise şarapçılara destek verir olmuştu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da, sokağa çıkma yasağı getirilerek tüm işyerleri ile birlikte, alkollü satış yapan tekel bayilerinin de kapanması kararını, sanki sadece alkol satışı yasaklanmak isteniyormuş gibi göstererek, şöyle yorum getirmişti:
“Tayyip Bey çok becerikli bir politikacı. İstediği neticeyi de aldı. Kendisini tescil ettirdi. Bizim politika anlayışımız burada tıkanıyor işte. İslam karşıtlığı duygusu... Muhalefetin belli kesimi de bu oyuna düşüyor. Tayyip beyin istediği oldu yani gerisi laf.”
Gazeteler SP Genel Başkanının, şarapçılara destek çıkan açıklamasını şöyle yorumluyorlardı:
“AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk ile iftarda bir araya gelmesinin ardından Milli Görüş cephesinde yeniden ‘son günlerdeki icraatları nedeniyle partinin Cumhur İttifakı’nda yer alması gerektiğine yönelik görüşlerin ağırlık kazandığı’ dillendirilirken, Genel Başkan Temel Karamollaoğlu’nun bu durumdan hayli rahatsız olduğuna dikkat çekiliyor.”
Hemen ardından da, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu bir araya gelmişler ve SP’nin önemli ismi, rahmetli Oğuzhan Asiltürk ile Tayyip Erdoğan’ın buluşmasını ve alkol satışı yapan büfelerin de tam kapanma kapsamında olmasını değerlendirmişlerdi..
Hatta şu yorum bile yapılmıştı:
“İktidarın tam kapanma döneminde aldığı ‘alkol yasağının’ da kulislerde ‘Milli Görüşçülere yönelik bir hamle olduğu’ iddia ediliyor.”
Güya alkol yasağı ilan edilerek, Milli Görüşçülerin, AK Parti ile ittifak etmesi amaçlanıyormuş..
Bundan rahatsızlığını da yukarıdaki ifadelerle Temel bey izah ediyordu..
Bu hatırlatmalardan sonra, gelelim, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a cevabına:
“Biz seçime gidiyoruz, savaşa değil. Sanki savaşa gidiyormuşuz gibi konuşuluyor. Ben yedi yaşından beri beş vakit namaz kılan bir kadınım. Yahu biz seçimi kazandığımızda şampanya ile kutlayacakmışız.
Yahu namaz kılan bir insan alkolün tadını bilmez. Bunu söyleyen ahmaklar da benim kim olduğumu bilirler, benim bulunduğum yerde o kadehler kalkmaz. Böyle bir şey olmaz.”
Savaşa değil, seçime giriyorsak, affedersiniz Meral hanım, camınıza değen kurşunda ortalığı birbirine kattınız. AK Parti İstanbul İl Başkanı size geçmiş olsun ziyaretine geldi..
Siz, bir zamanlar “28 Şubat’ta ben size yardım etmiştim” algısı da yaptığınız Akit’in binası önceki gün şüpheli bir şekilde yandığında, geçmiş olsun dediniz mi?
Demediniz..
Ama hemen her gün, şarap savunuculuğu yapan Sözcü gazetesindesiniz, değil mi?
Salgın döneminde Tekel bayilerinin kapalı kalmasına itiraz edenler, sizin partinizin yöneticileri değil miydi?
Net bir soru ile bitireyim:
İBB Başkanlığına Ekrem İmamoğlu seçimi kazandığında, şampanya ile kutlama yapan onlarca kişiye siz bir sitemde bulunmuş muydunuz?
Kadıköy’de, Beşiktaş’ta, Acarlar Mahallesinde, Beykoz Konakları’nda, İyi Parti’nin desteklediği, hatta yüzünde rabbiyessir gördüğü Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığını şampanya ile kutlayanları yalanlayamazken..
Şimdi siz kimi kandırıyorsunuz ki, 14 Mayıs’ta seçimi kazanırsanız, Millet İttifakı’nda hiç kimsenin, şampanya ile kutlama yapmayacağını taahhüt edebiliyorsunuz..