• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Eşinin yüzüne bakamayan Kemal: CHP’de temiz adam yok!

24 Temmuz 2023
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Seçim sonuçlarını değerlendirirken, Kemal Kılıçdaroğlu demiş ki: “Seçimi kaybettim, bir hafta eşimin yüzüne bakamadım. Kolay mıydı?”

Geldiniz mi bu noktaya..

Seçim öncesinde defalarca sizlere hatırlattık..

“Yürüdüğünüz yol, yol değil..” dedik.

“Bu millet, ülkücülük iddiasındaki parti ile, PKK yandaşı partinin birlikte desteklediği adaya, oy vermez” dedik..

“Biz milleti uyuturuz” dediniz.

“Aynı masada değiliz” deyip, ardından gizli kapılar ardında “gerçeği nasıl örteriz”in ayrıntılarını konuştular..

“Bu millet, baş tacı ettiğiniz Cumhuriyet gazetesindeki, Sözcü gazetesindeki, Birgün gazetesindeki din karşıtlığını gördüğü halde, sizin yalandan ortaya attığınız ‘helalleşme’ savunmalarına itibar etmez. Samimi iseniz, Cumhuriyet gazetesi ile Sözcü gazetesi ile aranıza mesafe koyarsınız, ya da onların din karşıtlığı yapmasına engel olursunuz” dedik..

“Naniiik.. Biz hem dindarları kafakola alacağız. Hem de kendi tabanımızdaki din karşıtlarını kaçırmayacağız.. En sonunda, dindarları kapının önüne koyacağız ama. Şimdilik onların oylarına ihtiyacımız var” dediniz, insanları aptal yerine koydunuz..

Sandıklar açıldı..

Seçim öncesinde TÜİK’in kapısına. Milli Eğitim’in kapısına.. SADAT’ın kapısına gidip, “Ben Kemal. Ben geldim” diyen Kılıçdaroğlu’na..

Sandıkların açılması ile birlikte, Tayyip Erdoğan gelip sormuş oldu: “Nerdesin Kemal?”

Oysa, Kemal bey evde eşinin yüzüne bile bakamaz duruma düşmüş..

Sandığın başına gelip, Tayyip beye, “Helal olsun, beni yine yendin. Muharrem İnce’yi haklı çıkarttın. Çıktım, yendin. Çıktım yendin. Çıktım, yendin..” diyemedi..

Bir hafta boyunca, eşinin yüzüne bakamadığına göre..

Eve de mi gitmemiş, orasını açıklamıyor..

Sadece, “Eşinin yüzüne bakamadığı”nı belirtiyor..

Aslında konunun “eşi” ile ilgisi ne, onu anlayamadım..

”Milletin yüzüne bakamadım” dese..

“Aslan kesilip, meydanlar okuduğum, ‘Erdoğan kaçacak’ diyerek, bel altı vuruşlar eşliğinde, kendi etrafımda toplamaya çalıştığım halktan utandım, bir hafta boyunca önlerine çıkamadım” dese..

Anlayacağım..

Seçim başarısızlığının, “Eşinin yüzüne bakamama” ile ilgili ne var ki, o kısmı anlayamadım..

Her halükarda, böyle bir sonuç sonrası, Kemal beyin ne yapmasını beklersiniz?

Ekrem İmamoğlu’na alan açılması için sormuyorum..

“Dürüstlüklerini, sözlerindeki samimiyeti” sorgulamak için soruyorum..

“Eşinin yüzüne bakamayacağın büyük bir mağlubiyeti sana tattıran o sonuçların akabinde, istifa etmeyi düşünüyor musun?”

Bu soruyu şu şekilde formüle etmiş, gazeteciler:

“Dünyanın hiçbir yerinde 10 kez üst üste yenilgi almış teknik direktör 11’inci maça çıkmaz. İstifa çağrılarına ne diyorsunuz?”

Seçim öncesinde, TÜİK’in kapısında afra tafra yapan Kemal bey soruyu cevaplıyor:

“10 cephede yara almış bir komutan savaşa devam eder mi? Evet, eder/etmelidir. CHP Genel Başkanı olmasam da mücadeleyi asla bırakmam.”

Haydi bakalım bir manşet daha atalım..

Kemal bey itiraf etti:

“Tayyip Erdoğan, Bay Kemal’i 10 cephede mağlup etmiş!”.

Şahsen ben, 10 cepheden kastın ne olduğunu bilmiyorum..

Benim bildiğim, milletvekili seçimleri ile, cumhurbaşkanlığı seçimi.

Yani, topu topu iki cephe var..

Ama Kemal beyin dediğine göre, 10 cephe varmış..

Kemal bey, 10 cephede de yara alarak mücadeleden çıkmış..

Hem de bu arada..

Yara almamak için, MİT Müsteşarlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın da içinde bulunduğu üç bakanlığı % 2.9’luk oy potansiyeli olan Zafer Partisi’ne vermeyi taahhüt etmiş..

Ne diyordu, “Stratejik Derinlik” kitabının yazarı Profesör Doktor çok bilmiş Ahmet Davutoğlu: “Biz ilkeler çerçevesinde biraraya geldik”

O ilkelerin ne olduğunu gördük..

Mutabakat üstüne mutabakat. Protokol üstüne protokol.

Sonra o imzaların sahiplerinden habersiz, üç bakanlık, bir başka partiye..

HDP’ye ne söz verildi, “namus” gereği şu an açıklanmadı, henüz..

Ama Kemal beyin son cümlesi, hepsinden ilginç.

İstifa ile ilgili soruya verdiği cevabın sonunda, belki Ekrem İmamoğlu’na gönderme yaparak, belki CHP’nin içindeki hemen herkese gönderme yaparak, şu sözleri sarfediyor, Kemal bey:

“CHP’nin ilkelerine bağlı, partiyi ileri götürebilecek ve geçmişi temiz birisi olsa yarın bırakırım.”

Kemal beyin bu sözleri sarfetmesinin sonrasında, bir gün bekledim.

Olur ya..

Bahsettiği “temiz” adamı bulur ve genel başkanlığı bırakır.

Biz de yarı yolda kalırız..

“Yarın bırakırım” dediği için.

O günü geçirdikten sonra, şimdi soruyorum..

Bu sözler, ne anlama geliyor?

“CHP’de geçmişi temiz  hiç kimse yok” anlamına gelmiyor mu?

Demagoji yapmıyorum..

Sözler, Kemal beyin sözleri..

Ben ise sadece soruyorum..

CHP’de geçmişi temiz olan kişi var ise..

Kemal bey, ona genel başkanlığı bırakacağını söylediğine ve şu an için başkanlık koltuğunu kimseye bırakmadığına göre..

“Temiz kimse yok” demiş oluyor..

Bu dakikadan sonra, “altılı masa”nın diğer ortakları da, bir özeleştiri yapmaları gerekir..

Kimlerle yola çıktıklarını, kendisinden başka partide temiz kimsenin olmadığını itiraf eden bir kafa ile, nereye kadar gidebileceklerini düşünmeliler..

Yok yok, Cumhur İttifakı’na transfer olmaları için söylemiyorum..

Yaptıkları ihanetin farkına varmaları için hatırlatıyorum..

Gösterdikleri aday, iki cephede savaşa girdiği halde, “10 cephede yaralandım” diyorsa.. 

Kimbilir belki yarın, altılı masadakileri de, ayrı ayrı cephe olarak gösterip, düşman ilan edebilir!

Şimdiden kendilerine gerekli savunma mekanizmalarını harekete geçirsinler.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Atila SARUHAN

Yani biz, HIRSIZ, YOLSUZ ve SOYSUZ Malum SOSYAL DEMOKRATLAR derken birileri bizi mahkeme ve yargı ile korkutmaya kalkmışlardı. Şimdi onların yüzüne tekrar ve tekrar şunu söyleyebiliyorum. İyi ki; Kemalimiz var. O bizim söyleyemediklerimizi dahi söylüyor.

xxxxx

Gerçek chplilerin yüzüne nasıl bakıyor kovuyor
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23