• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

“En kötüsünü henüz görmedik!”

07 Eylül 2024
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Kendisini, “Akademisyen,15 yıl ABD, Şimdi @sabanciu Finans Kürsü Başkanı. Uzmanlık: Finans. İlgi-Alanları: Teknoloji-Uzay-Tıp.” diye tanıtıyor ve bombayı patlatıyor:

“En kötüsünü henüz görmedik.”

Adam profesör olunca..

Sabancı Üniversitesi’nin Finans Kürsü Başkanı olunca..

Bekliyorsunuz ki, bilimsel konuşsun, bilimsel takılsın.

“En kötüsünü henüz görmedik” niçin demiş?

“Banka takipleri artıyor..”

Rakam vermemiş..

Açılan dosya sayısı mı artmış?

İcraya düşen alacak miktarı mı artmış?

Her ikisi birden mi artmış?

Toplam alacakla kıyasladığınızda da, oranlama artmış mı?

Bilim adamımızda ayrıntı yok..

Çünkü tribünlere oynuyor..

“En kötüsü” ifadesinin tılsımından yararlanmak istiyor..

Finans alanında değil, psikoloji alanında bilim adamı olduğunu söylese.

“Algı oluşturmanın bilimini yaptım” demiş olsa, daha isabetli hareketli etmiş olacak..

Ama o, Finans Kürsü Başkanı..

Kürsü, biliyorsunuz, odundan imal..

Başkanlığını yapan da.. Biraz meyletmek istemiş..

“Biraz ağır oluyor” diyeceksiniz..

Farkındayım.. 

Ama haddini bilmeyenlere, ağır söz zorunludur.

Haddini bilmediğini nereden çıkarıyorum?

Devamındaki şu cümlesinden:

“Sonbahardan Kışa gidiyor, Zincirleme Batış ve İşten Çıkarmalar devam ediyor. Yazın Kenara… Tüm İçeriği ANA SEBEBİ: Nas Ekonomi Politikası…”

“Nas” kavramına saygısızlık ederseniz..

Hiçbir bilimsel veri aktarmadan, direkt hakaret ederseniz..

Kusura bakmayın..

Bize de hatırlatmak düşer..

Nerede ise 1.5 yıl olmuş.. “Düşük faiz” politikası terkedileli..

“Ne yapayım. Ne yapayım. Kime çakayım. Kime bulaşayım da, gündem olayım” derseniz..

Ve “nas” üzerinden insanlarımıza hakaret etmeye kalkışırsanız..

Duvara toslarsınız..

“Nas ekonomi politikası” işten çıkarmayı nasıl getirebilir?

Tam aksine, işsizlik, nas ekonomi politikası sonrası düşmedi mi? İki rakamlı işsizlikten, şimdi tek rakamlı işsizlik oranlarına inmedik mi?

Onlar, nas ekonomi politikasının ürünü idi..

Bugünden sonra artacak olursa..

O da, yüksek faizle, iş yapamayan işverenin mecburiyeti olmaz mı?

Biliyorum, bu konular lastik gibi, istediğiniz gibi, istediğiniz yere çekebileceğiniz konular..

Ben biraz bilimsel takılayım..

Bilim adamının, daha önce benzer açıklamalarını masaya yatırarak, “en kötüsü” üzerinden oluşturulmak istenen algıyı ifşa edeyim..

Aynı bilim adamı, “en kötünün henüz gelmediği”ni müjdelediği (!) gün, diğer paylaşımında ise şöyle diyor:

“Merkez Bankasının: Para Politikası : DOĞRU Yolda yalıtımın: Mali Politikası: EKSİK yolda Şeffaflık: EKSİK yolda Tasarrufu: EKSİK yolda Yapısal Reformlar: EKSİK yolda 4 EKSİK 1 DOĞRU … OLMAZ …’

Para politikasını zaten doğru tanımlamış. Ama unutmuş. Sonra 4 eksik sıralamış. 4 eksik ile doğru olmayacağını belirtmiş. 

İyi de.. Eksik ile doğru olmasa da.. Bu noktaya itirazım olmasa da..

“En kötüsü” nereden çıktı?

Eksikleri ile birlikte, dönen çark var. Daha öncesini ise, zaten peşinen mahkum ediyorsun, “nas politikası” diyorsun..

Şimdi ne oluyor da, eksikleri ile birlikte yol alırken, “en kötüsü”ne yelken açtığımızı iddia edebiliyorsun..

Şu paylaşımlarını da aktarayım, muhatabın nasıl bir şovmen olduğunu görün, 2 Ağustos 2016 paylaşımı:

“İflas ertelemenin ertelendiği bu dönemde, Nakit sıkıntısı yüzünden oluşacak zincirleme batışlara karşı, hangi önlemler alındı??” 

Oluşturulmak istenen olumsuz havaya rağmen, 15 Temmuz hain darbe girişiminin bastırılması sonrasındaki olumsuzluklara rağmen.

Siz o tarihlerde, “zincirleme batış” gördünüz mü?

Ben görmedim.. 

“Otur Özgür. Sıfır!”

9 Nisan 2020’de paylaşmış:

“Tekrar edeyim: Reel Ekonomiler açısından henüz en kötüsü görülmedi. Henüz işsizlik en çok acıtmadı. Henüz ekonomik çarkların durmasının etkisi en dibe vurmadı.”

Beyefendide bir “en kötü” alışkanlığı olmalı..

“Daha görülmedi” derken, “geliyor” da diyor..

Gelen-giden bir şey gördünüz mü?

“Otur Özgür. Sıfır..”

“En kötü” üzerinden bir alışkanlığı olsa da..

Amerikancılık sözkonusu ise..

En kötüyü de az kötüyü de öyle güzelleştirir ki, Finans Kürsü Başkanımız, şaşar kalırsınız..

İşte bu da ona örnek:

16 Mart 2020 tarihli paylaşımı:

“Piyasaların en kötü olduğu zamanlarda insanlar panik olur. Halbuki belki de en az panik olmaları gereken yerler orasıdır. Bu Virüs işi de gelip geçince, ABD tarafından basılan paralar ile çok sert iyileşmeler görebiliriz. O yüzden Panik ile hareket etmemeli kimse+.”

Aynı yorumu, Türkiye için umduğu “en kötü” tabloya da uyarlasa ya, profesörümüz..

“Bazı olumsuzluklar yaşanabilir, panik olmayınız” dese ya..

Tam aksine..

Felaket tellallığı yapıyor..

Şimdi yaptığını “felaket tellallığı” ile yorumlasam da..

Siz bilimsel takılın..

İlerde yaşanacakları beklemeden önce..

Dün bu arkadaşın felaket tellallığı yaptığı somut olaylara bakıp, o tellallıkların tutup tutmadığına bakıp, şimdiki için de bir değerlendirme yapın..

İnsanların sağlığı üzerinden, acımasızca yaptığı bir paylaşım... 15 yıl Amerika’da yaşadığını büyük bir gurur kaynağı imiş gibi kendisinin tanıtımında kullandığı o emperyal devletin hesabına yapılan 26 Ekim 2021 tarihli paylaşım:

“Kötü haberim var: Devlet ilaç tedavisine ödeme yaparken, Avrupa’daki en düşük fiyatını veriyor, bir de Euro kurunu mevcutun çok altında tutup ödeme yapıyor. Bu sürdürülemez! Bir çok parça artık bulunamayacak! Haksız çıkmayı isterim ama maalesef doğru yoldayım :(.”  

Adama bakın..

“Helal olsun devletime.. Helal olsun bakanıma.. Kıran kırana pazarlık yapıyor, emperyal şirketlerin dayatmalarına boyun eğmiyor” diyeceğine..

Üç tane küresel ilaç şirketinin daha fazla para kazanması için..

“Toptan alıyoruz. paranızın batma ihtimali yok. O halde siz de fiyatı düşürün” pazarlığını bozmak için..

“Kötü haberim var” diyor..

Birçok ilacın bulunamayacağını iddia ediyor.

Peki, bu ülkede, hem de korona dönemine denk gelen o tarihlerde..

İlaç yokluğu çeken oldu mu?

Solcu medyadan başka, “ilaç bulunamıyor” yaygarası koparanı görmedim..

İşte o “felaket tellallığı” noktasında bu adamın öngörüsüzlüğünü hatırlarsanız..

Şimdiki öngörüsüzlüğü için de, bir kanaat sahibi olabilirsiniz.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Deli İbo

'Serdar' efendi, Engin Polat olayı bizim veya devletin işi değilki, mahkemeler iktidarın güdümünde olsa bu durum asla olmaz, eğer hesap soracaksanız hep feryat ederek bir yerlerinizi yırttığınız *Bağımsız Yargı* nın başındaki hakim ve savcılara derdinizi anlatın. Onlarda sizi dinlemeye pek meraklılar ya. Haaa Engin Polat gibi paran çoksa o başka.

şüayıp

Muhalefetin tek sermayesi felaket tellallığıdır
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23